Connect with us

POLİTİKA

TBMM Genel Kurulu’nda ‘Kobani’ tartışması 3’üncü günde de devam etti

Yayınlanma tarihi:

TBMM Genel Kurulu, Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Parti gruplarının, Meclis Başkanlığına sunduğu önergeler bölümünde DEM Partinin sunduğu, Kobani Davasındaki Hukuksuzlukların Bütün Boyutlarıyla Araştırılması başlıklı önergesinin görüşüldüğü sırada milletvekilleri arasında yine tartışma çıktı. Önerge üzerine söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Kobani olaylarının sonuçları ile birlikte sebeplerinin de konuşulması gerektiğini belirterek, “Terör örgütü IŞİD’in Kobani kentine saldırmasıyla, bir başka terör örgütü PKKnın bu durumdan siyasi bir fırsat çıkarmaya çalışarak halkı sokağa çağırması, Metropolleri işgal edin çağrısında bulunması önemli bir ayrıntıdır. Bir terör örgütü bunu yapar, zaten amacı kargaşa çıkarmaktır, bölmektir. Ancak siyasetçiler sorumlu davranmak zorundadır. Sokakta galeyana gelen bir topluluk sel olur taşar, önünde duramazsınız. Siyaset kurumu insanları mitinge çağırır ama böyle bir krizde asla sokağa çağıramaz” ifadelerini kullandı.

SİYASİ DAVA DEĞİL, HUKUK DAVASIDIR

Önerge üzerine partisi adına söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise “Gelelim 6 Ekim 2014e. HDP yönetimi bir bildiri yayınlayarak sınırımızın ötesinde yaşanan gelişmelerle ilgili topyekün bir protesto çağrısında bulundu. Bu çağrının arkasında açık bir şekilde bebek katili terörist Apo ve terör örgütü PKK vardı. İşte bu çağrıyla birlikte 35 il, 96 ilçe, 131 yerleşim bölgesinde yollar kesildi, barikatlar kuruldu ve kamu kurumları hedef alındı. Çok sayıda insan yaralandı ve hayatını kaybetti. Süreç; mala zarar verme, adam alıkoyma, hırsızlık, yağma, iş yerlerine saldırı ve Atatürk’e saldırı gibi eylemler de eklenince büyük bir infial ve milli güvenlik sorunu ortaya çıktı. Bu yönüyle bu kalkışmanın ve ortaya çıkan milli güvenlik tehdidinin ele alındığı dava siyasi bir dava değil, bir hukuk davasıdır” diye konuştu.

AKP İKTİDARININ SOKAKTAN KORKTUĞUNU BİLİYORUZ

Şahin ve Çömezin sözlerine cevap vermek üzere söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Şimdi, biz AKP iktidarının sokaktan korktuğunu biliyoruz, aslında halkın sokağa çıkmasından korktuğunu çok iyi biliyoruz. Ama muhalefet bundan neden korkuyor, gerçekten bunu anlamış değiliz. Bütün gelişmiş demokrasiler, aynı zamanda gösteri ve toplantı hakkının tanındığı ülkelerdir. Bugün herhalde şunu hep beraber alkışlıyoruz değil mi? Amerikadaki üniversitelerin Filistine yönelik desteklerini, Filistinli öğrencilerin üniversite kampüslerinde kurdukları çadırları, yaptıkları eylemleri. Şimdi, mesele Amerikada olunca bu bir hak, güzel, iyi, hoş, orada Filistinliler söz konusu olunca alkış tutuyoruz ama mesele Türkiyeye gelince, söz konusu Kürtlerin yaşam hakkı olunca, güvenliği olunca ve sokağa çıkınca, Bu bir kalkışma, bu bir isyan deniliyor. Sayın Çömez’e açık ve net söyleyeyim. Bu davaya da öncelikle İYİ Parti olarak bence karar versinler. Siyasi dava mı, hukuki dava mı? Çünkü kendi içlerinde de çıkan hatiplerinin birçoğundan bu kürsüde siyasi dava olduğunu dinledik” diye konuştu.

PKKYA TERÖR ÖRGÜTÜ DİYEMEYENLER DEMOKRASİ DERSİ VERMESİNLER

Koçyiğitin sözlerinin ardından kürsüye gelen Çömez cevaben, “Bu ülkede adaletin ve hukukun tesis edilmesi konusunda son derece hassas olduğumuzu herkes bilir. Bundan sonra da bu hassasiyetimiz devam edecektir. Yargı sürecini takip edeceğiz ve bu süreçte bir haksızlık varsa gerekenin yapılması için elimizden gelen gayreti ortaya koyacağız. Ama şunu bir kere daha açık yüreklilikle söylüyorum. Bu ülkede, PKK’ya terör örgütü diyemeyenler, PKK’yla arasına bir mesafe koyamayanlar, bir ayağı Kandil’de bir ayağı Brüksel’de siyaset yapmaya çalışanlar bize demokrasi dersi vermesinler” dedi.

ÇIKIN PKK BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR DEYİN

Koçyiğitin, sözleri üzerine söz alan Şahin ise “Sokak çağrısı, her zaman meşru olmaz. Bir de garip bir şekilde 15 Temmuza atıfta bulundu, evet, 15 Temmuzda insanlar sokağa çağırılmıştır ama bir terör örgütüne karşı sokağa çağırılmıştır. Bu ülkenin seçilmiş iktidarını korumak için, bu ülkenin devletini, rejimini korumak için sokağa çağırmışlar. Kobani olaylarında sokağa çağrılmasının 15 Temmuzdan farkı şudur. Kobani olaylarında ilk sokak çağrısını bir terör örgütü PKK yapmıştır, halkı metropolleri işgal etmeye çağırmıştır. Ondan sonra da sorumsuz bir siyaset ortaya konmuş ve vatandaş sokağa çağırılmıştır. Şimdi DEM Grubuna çağrı yapıyorum. Buyurun, çıkın; şu kürsüden, PKK bir terör örgütüdür deyin, PKK’yı kınayın, 85 milyon birlikte kucaklaşalım” ifadelerini kullandı.

İYİ PARTİ VE SAADET PARTİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM

Muhalefet milletvekilleri arasında tartışma devam ederken söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, tutumundan ötürü muhalefet partilerine teşekkür ederek, “Ben tabii, Genel Kurulun çok alışkın olmadığı bir şey yaparak hem İYİ Partiye hem de Saadet Partisine şu an yaptıkları konuşmalar için teşekkür ediyorum. Bizim bu hafta günlerdir söylediğimiz şeyi teyit etmiş oldular. Burada, bu nokta üzerinde hemfikir olduğumuz için Türkiye adına mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Şimdi, Filistin örneği verildi. Doğrusu, Filistin bu konuda en son örnek verilebilecek bir konudur yani hiçbir zaman örnek bile olamaz. İsrailin Filistinde yaptıklarıyla, siz bu konuyu nasıl yan yana kullanabiliyorsunuz? Hiç alakası olmayan bir mevzudan bahsediyorsunuz” diye konuştu.

DAVA İLE AMAÇ DEMOKRATİK SİYASETİ TASFİYE ETMEKTİR

Koçyiğit, muhalefetin iktidarla aynı hizaya geldiğini vurgulayarak, “Tabii biz Gelecek Partisinin üzerine alınmasını gayet iyi anlıyoruz. Çünkü kendi Genel Başkanları dönemin başbakanıydı ve yine 7 Haziran- 1 Kasım tarihleri arasında Sayın Davutoğlu şöyle bir cümle kurdu; Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz dedi. Şimdi, biz şunu biliyoruz. Bizim abdestimizden şüphemiz yok. Her sıkıştıklarında da aynı meseleye geliyor, Terörü, şunu kınayın, bunu kınayın ezberine geliyor. Çok açık ve net söyleyelim, bizim Kobani için yaptığımız çağrı barışçıl gösteri hakkıdır. O anlamıyla, bu meselenin siyasi bir yönü vardır ve o da siyaseti dizayn etmektir, demokratik siyaseti tasfiye etmektir. Kürt halkının meşru taleplerini yok saymaktır” dedi.

TAYYİP ERDOĞAN KOBANE DÜŞTÜ DÜŞECEK SÖZÜNÜ BATIYA SÖYLEDİ

İYİ Parti, Saadet ve DEM Partili milletvekilleri arasında karşılıklı tartışmalar devam ederken AK Parti Grubu adına söz alan Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, “O gün hem partinin kendi hesabından sokak çağrısı var hem Selahattin Demirtaş’ın çağrısı var. Eş zamanlı olarak maalesef ondan önce örgütün de çağrısı var. Paramiliter güçler yoktu ama birileri hazırlığını orada yapmıştı. Şimdi, Kobani meselesi üzerinden tam 10 yıldır bir algı yaratılmaya çalışılıyor ve bunun üzerinden Sayın Cumhurbaşkanı ve partimiz yalan yanlış, bir sürü şeyle itham ediliyor. 6-7 Ekim olaylarının ve birçok kez burada, Kobani düştü, düşüyor lafı üzerinden bir iftira atıldı. bunu da çürüteyim, takdiri millete bırakayım. Şimdi, hangi cümle içinde kullanmış Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu lafı? 7 Ekim 2014 Gaziantepte konuşuyor, Şimdi batıya sesleniyorum diyor yani sözü batıya. Havadan bombalayarak bu sorunlar çözülmez. Bir IŞİD terör örgütü çıktı, Suriyede güç buldu” diye konuştu.

REDDEDİLDİ

Milletvekilleri arasında tartışmaların devam etmesi üzerine Meclis Başkanvekili Adan, birleşime 5 dakika ara verdi. Aranın ardından toplanan Genel Kurulda yapılan oylamayla DEM Partinin Kobani Davasındaki Hukuksuzlukların Bütün Boyutlarıyla Araştırılması önergesi reddedildi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla