Connect with us

EKONOMİ

CHP’den kritik emeklilik açıklaması!

Yayınlanma tarihi:

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, “Ciddi bir emeklilik reformu yapacağız. Bugünkü haliyle en düşük emekli maaşını asgari ücretle eşitlersek, o zaman çok sayıda emekliyi yoksulluktan çıkarırız.” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, İzmir ilçe başkanlarıyla birlikte, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi.

Yakın zamanda İzmir’e yine geldiğini belirten Taşkın, bugünkü programında İzmir’de engelli sivil toplum kuruluşlarıyla buluşma toplantısına katıldığını belirtti. CHP’li Taşkın, “3.5 saat sorunlarını anlattılar. İzmir’de iyi bir demokrasi kültürü olduğunu, sivil tolum kültürünün olduğu gördük. Bütün Türkiye’nin, bu anlamda İzmir’i model alması gerektiğini daha önce de söylemiştim. Sadece engelliler değil, Romanlar gibi bütün kırılgan gruplar benim çalışma alanıma giriyor. Konak Belediyesi’nin bu anlamda bir etkinliğine katıldık. 11 Roman kuruluşu ile Konak Belediyesi protokol imzaladı. Ayda 1, bir araya gelerek neler yapabiliriz diye düşünüyorlar. Bu bizim belediyeler açısından bir ilk. Roman eylem planında bu tür çalışmalar öngörülüyor. Konak, bu tarz çalışmalarda iyi bir sınav veriyor” dedi.

VERGİ, EMEKLİLİK VE ÜRETİM REFORMUNA DİKKAT ÇEKTİ

Parti olarak hedeflerini anlatan Taşkın, “20 yıldır nüfusa paralel bir şekilde yoksulların sayısı artıyor, iktidar yoksulluk sayısını azaltmadı aksine artırdı. Çünkü, hükümet, ‘Seçime yakın destek veririm’ diye düşünüyor. Bunlar kalıcı değil, düzensiz destekler. Bir parti yoksulluğu ve yoksul sayısını azaltmayı hedef olarak koymuyorsa en başta problem var. İstihdamı artırmazsanız, üretimi artıramazsanız. İstihdam derken ‘güvenceli istihdam’ diyoruz. Unutulan bir şey var. Dünyanın her yerinde yoksulluktan kurtulmanın klasik yolları var. Birincisi eğitim, ikincisi ise sendikal hak arayışları. Üretim süreçlerinde yoksulluğu aşacak bir şey yaparsak zaten sosyal politikalara çok fazla iş düşmüyor. Türkiye’de mutlaka üretimi artırmamız lazım. Ciddi bir emeklilik reformu yapacağız. Bugünkü haliyle en düşük emekli maaşını asgari ücretle eşitlersek, o zaman çok sayıda emekliyi yoksulluktan çıkarırız. Vergi, emeklilik ve üretim reformu yapmadan tek başına yoksuzlukla mücadelenin pek anlamı yok” dedi.

İZMİR BELEDİYELERİNİ ÖVDÜ

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal politikalarını yakından izlediğini belirten Taşkın, şunları söyledi:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal politikalarını yakından izliyorum. En doğru yerlere irtibat yerleri açarak yardımları götürüyorlar. Sadece İzmir’de değil, tüm Türkiye’de bizim belediyelerimiz sosyal yardımlarını 3 katına çıkardı. Bir algı vardı. CHP gelirse yardımlar kesilir diye ancak bunun doğru olmadığını gördük. İzmir’de de ciddi bir başarı var. Bunun oy oranlarımıza yansıyacağını düşünüyorum. İzmir’in farkı var. Daha fazla sosyal yardımlaşmanın içinde. İzmir toplumu uzun yıllar bizim partilerimiz tarafından yönetildiği için bir demokrasi altyapısı ve demokrasi kültürü oluşturmuş durumda. Biz bunu diğer yerleri de gezdiğimiz için fark ediyoruz. Şunu söyleyebilirim. Nispeten karşılaştırma yaparsak; İzmir toplumunun belediyelerle ilgili duyarlılığa sahip olması ve bir yanlış yapıldığında karşı çıkma kültürleri ve denetim mekanizması bulunuyor. İktidarın kendi belediyelerine yolsuzluk açısından bakmaması ancak bizim belediyelerimize bakması aslında belki işimize yarıyor belki daha çok disiplinize olmamızı sağlıyor. Bütün ölçümlerde belediyelerimiz göreve geldiği yerlerde oylarını koruyor hatta artırıyor.”

İKTİDARI UYARDI

Taşkın, “Türkiye’de çok enteresan bir şey yaşanıyor. Bir zamanlar, bu iktidarın Cumhurbaşkanı, ‘Atanmışlar, bir seçilmiş olarak beni çalıştırmıyor’ diyordu. Ancak bugün bunu kendisi yapıyor. İzmir, Dünya Bankası’ndan yanılmıyorsam 340 milyon dolar destek aldı. Mizah mı ne diyeyim, bilemiyorum. Cumhurbaşkanı imzalamak istiyor. AKP Genel Başkanı engelliyor. Sistem, böyle bir sistem. Bir siyasi parti başkanı imza yetkisine sahip olursa, rakip siyasi partinin hibesini vermez. Sadece bu örnek bile mevcut sistemin merkeziyetçi değil ultra merkeziyetçi ve son derece vesayetçi olduğunu gösteriyor. Bugünkü sistem, vesayetçi sistem kurmuştur. Atanmışları, seçilmişlerin önüne koyan bir sistemdir. Türkiye’de toplum; bu tarz eğilime girenleri sandık yoluyla cezalandırılmıştır. Bizim belediyelerimiz önlerine konulan engellere rağmen yolunu bulup, işlerini çözüyorlar. Engellemeler bizim çalışmalarımızı engelleseydi, iş yapamaz hale gelseydik o zaman seçmenle ilgili analizlerde bu karşımıza çıkardı. Tam tersi bir şey var. Hadi iktidara küçük bir uyarımız olsun. Mağdur ediliyorlar ancak çalışıyorlar algısı, bugün muhalefetin yelkenlerini şişiriyor” dedi.

Bizi takip edin:

Google Play'den alın Google News Twitter
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla