Connect with us

TÜRKİYE

ÇAVUŞOĞLU: SOMUT ADIMLARI GÖRMEK İSTİYORUZ

Yayınlanma tarihi:

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün Paris’teki Türkiye Başkonsolosluğuna yapılan bombalı saldırı ile ilgili olarak “Misyonların korunmasının sorumluluğu Viyana Sözleşmesi’ne göre ev sahibi ülkededir. Fransa’nın öncelikle bu saldırıyı gerçekleştirenlerin bir an önce ele geçirilmesi ve yargı önünde hesap vermesi için gerekeni yapması gerekiyor” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Christophe Lutundula Apala ile Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisinde bir araya geldi. Görüşme sonrası ev sahibi ülke anlaşmasına imza atan iki bakan ortak basın toplantısı yaptı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti ilişkilerinin artarak devam ettiğini belirterek “Sayın bakan ile 8 ayda 5’inci görüşmemiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti ile birlikte ilişkilerimize yeni ivme kazandırdık. İlişkilerimizi stratejik seviyeye yükseltme kararı aldık. Yüksek düzeyli iş birliği konseyi mekanizması kurulması için taslağı hazırlayıp kendilerine ilettik. En kısa sürede bu belgeyi imzalayarak mekanizmayı kurmuş olacağız” dedi.

İki ülkenin de terörle mücadele ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Terörle mücadele her iki ülke için de önemli. Kısa süre önce Demokratik Kongo Cumhuriyeti doğusunda bir saldırı oldu. Bundan dolayı bir kere daha başsağlığı dilemek istiyorum. Önümüzdeki süreçte ilişkilerimizin hukuki alt yapısını güçlendirirken, özellikle terörle mücadele gibi konularda hem tecrübe paylaşımı, hem de eğitim desteği dahil her türlü desteği vermek istiyoruz. Afrika’nın her tarafında artan terör tehdidine karşı Afrikalı kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. FETÖ ile mücadelede verdikleri destek için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İki ülkenin de ticaret potansiyeli olduğunu ifade eden Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ekonomik ilişkiler elbette iki ülke için önemli. İki ülkenin büyük bir potansiyeli var. Büyük bir nüfus her iki ülke. Yaklaşık 200 milyona yakın nüfustan bahsediyoruz. Ticaretimizi artırmamız lazım. Ticaret hacmimiz potansiyelinin çok gerisinde. İş insanlarının Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne ilgisinin arttığını görüyoruz. Firmalarımıza var olan destekleri için teşekkür ediyoruz kendilerine.”

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün Paris’teki Türkiye Başkonsolosluğu’na yönelik gerçekleşen bombalı saldırıyla ilgili olarak “Son zamanlarda bir taraftan İslam karşıtlığı içeren saldırılar özellikle Ramazan ayında Avrupa’da arttı. Diğer taraftan PKK destekçilerinin de değişik Avrupa ülkelerinde saldırıların arttığını görüyoruz. 8 Mayıs’ta 23 Nisan etkinliklerini kutlayan öğrencilerimize, gençlerimize yönelik Basel’de saldırı olmuştu. Önceki gece Paris Başkonsolosluğumuza 4 kişilik bir grubun patlayıcı maddelerle saldırısı oldu. Konsolosluk binamızın camında çatlak var, duvarında da hasar var. Misyonların korunmasının sorumluluğu Viyana Sözleşmesi’ne göre ev sahibi ülkededir. Fransa’nın öncelikle bu saldırıyı gerçekleştirenlerin bir an önce ele geçirilmesi ve yargı önünde hesap vermesi için gerekeni yapması gerekiyor. Bu anlamda Macron’un danışmanı da büyükelçimizi aradı, Paris belediye başkanı bir dayanışma mesajı yayınladı. Bunları önemsiyoruz ama somut adımları da görmek istiyoruz. Özellikle bu tür saldırıların tekrarlanmaması için geçmişte olduğu gibi PKK iltisaklı kişiler hakkında gerekli işlemlerin yapılması gerekiyor. Mal varlıklarının dondurulması ve PKK’ya açıkça destek verenlerle ilgili yasal işlemlerin yapılması gerekiyor. Bu anlamda Fransa’nın geçmişte bazı adımları oldu ama yetersiz olduğunu da görüyoruz” diye konuştu.  

ABD’nin Sezar Yasası değişikliğiyle ilgili soruya ise Çavuşoğlu şu şekilde cevap verdi:

“Bu ayrımcı bir yaklaşım. Belli bölgeler için bu ‘Sezar Yaptırımı’ konusunda bir esneklik dile getirmişler. Neden seçici, çünkü objektif bir kriter yok. Rejimin kontrol ettiği bölgede bunu esnetmek istemiyorlar ama rejimin kontrol etmediği şu andaki bölgeler konusunda da ayrımcılık yapıyorlar. Özellikle PKK – YPG ağırlıklı olduğu yerlerde bunu esnetiyorlar. Terörden arındırdığımız bölgeyi kapsamıyor ama PKK’dan arındırdığımız Afrin bölgesini kapsıyor. Peki şu anda ‘Sezar Yasası’ yaptırımlarının esnetilmesi, uluslararası toplumu en çok destek vermesi gereken bölge neresi İdlip. Neden milyonlarca yerinden edilmiş insanlar var. Biz oradaki Suriyeliler için briket evler yapıyoruz. Uluslararası toplumun buna destek vermesi gerekiyor. Bu bölgeye destek vermenin önünü açacak ‘Sezar Yasası’ esnekliğini bu bölgede gösteriyorlar mı, hayır. Türkiye’den 500 bin civarında Suriyeli terörden arındırılmış bölgelere dönüyor. Burada PKK – YPG meşrulaştırma çabası görüyoruz. Kimse ile istişare etmeden, belli saiklerle alınmış bir karardır. Özellikle insani yardımlar Türkiye üzerinden gidiyor. Bunların büyük bölümü İdlip bölgesine gidiyor, oradan Suriye’nin diğer bölgelerine gidiyor. Hal böyleyken bu bölgenin hariç tutulması anlamlıdır, sebebi de bellidir.”

Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Christophe Lutundula Apala ise “İki ülke arasındaki iş birliğini Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanımız Felix Tshisekedi çok açık bir şekilde ifade ettiler. Biz bakanlar olarak bu siyasi iradeye bir çerçeve kazandırarak bunu somutlaştırmamız gerekiyor. Nitekim geçen seneden beri bu şekilde çalışıyoruz ve çok farklı anlaşmalar ile bunu hayata geçiriyoruz. Tabii ki anlaşmalar, yatırımların korunması, karşılıklı olarak teşvik edilmesi yönünde sağlandı. Çifte vergilendirmenin önlenmesi, vergi kaçakçılığının önlenmesi yönünde imzalandı. Yine savunma, turizm, kültür alanlarında çok kısa bir süre içerisinde de eğitim alanında da imzalanmış olacak. Gerçekten de çok önemli hukuki ve kurumsal bir altyapı kurarak emin adımlarla yolumuza devam edebiliriz. Her zaman Kongolu iş insanlarına şunu söylüyorum ‘Artık size bir çerçeve sunduk ve bundan sonra yatırımcı ve ekonomik operatörlerin, gerek Kongo, gerek Türkiye tarafından harekete geçmesi gerekiyor. Tabii ki burada çok büyük bir ilgi söz konusu. Bugün çok sayıda Türk şirket, Türk yatırımcı Kongo’da mevcut. Kongolular Türkiye’ye güveniyor, bu iş insanlarının dinamizmine güveniyor. Burada gerçekten parlak bir iş birliği geleceği görüyorum. Zaten sermaye elinizde, ekonomi elinizde, dinamik iş insanları var. Bizim de, bildiğiniz önemli kaynaklarımız var, bunu tekrar söylemeye gerek yok. Yine dinamik bir gençliğimiz var. Eğitim görmekte ve önemli yetilere sahip olabilecek bir gençliğimiz var. Dolayısıyla bu iş birliği doğru yolda ilerleyecektir. Türkiye gibi bir ülke bizim çok büyük bir dostumuz. Dostluk her zaman Allah’ın bir lütfudur, o yüzden de dostluğu korumak gerekir. Nitekim biz de iki devlet başkanının çizmiş olduğu doğrultuda bunu yapıyoruz. Bugün belki gerçekten devletler arasında olmayan bir özel durum söz konusu. Bu yüksek düzeyli işbirliği kurulunu çok kısa bir sürede hayata geçireceğiz. Bu da çok önemli olacak.  İki  devlet başkanı bu yüksek düzeyli stratejik yüksek konseyi himayesine almış olacak. Bu sayede çok düzenli bir şekilde iki ülke arasındaki ilişkileri gözden geçirebileceğiz. her zaman buna ivme katmaya devam edebileceğiz” diye konuştu.

Apala, Türkiye ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin terörle mücadele konusunda nasıl bir iş birliği yürütebilir sorusuna da “Dünyadaki hiçbir ülke ne kadar güçlü olursa olsun böyle bir terör kanseriyle mücadele edemez. bu kanser metastaz yapan ve tüm kıtaya yayılan kanser gibi. Suriye’de, Irak’ta, Ortadoğu’da belli kazanımlar elde edildiyse bile Orta Afrika’da, Doğu Afrika’da, Güney Afrika bölgelerinde çok farklı terör saldırıları görüyoruz. Bunlara alışıp, bunları herhangi bir olay gibi görmek büyük hata olur. Bu yüzden uluslararası ortamda biz de DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyonun bir parçasıyız. İkili ilişkilerimize gelecek olursak; Türkiye’ye ilişkimiz özellikle ülkemiz açısından büyük önem taşıyor. Tabii ki birçok alanda iş birliğimiz var. Ama doğrudan amaca doğru ilerlememiz gerekiyor. Bu da güvenlik politikalarının güvenli hale getirilmesi… İkinci boyut da istihbarat değişimi ve çeşitli konum paylaşımları gibi bilgilerin paylaşılması, sınırlardaki hareketliliğin incelenmesi var. Bir başka boyut da askeri müdahale konusu. Biliyoruz ki, teröristlerin belli bir kimliği var, bulundukları belli bir coğrafik bölge var ve yararlandıkları bir finansman var, belli bir hareket etme sistemi var. Bu da herkesin bildiği bir konular. Aslında terör konusu herkesi ilgilendiriyor ve burada teröristlerin nerede olurlarsa olsun konumlarının belirlenmesi, askeri mücadele edilmesi çok önemli. Finansman konusu da tabii ki önemli. Ülkemiz Kongo Demokratik Cumhuriyeti, 200 küsur yıldır doğal kaynaklarından dolayı sistematik şekilde yağmalanıyor. Bu sebepten güvenlik sorumuz var. Bu doğal kaynaklarımıza kanunsuz bir şekilde el koymaya çalışan kişiler var” şeklinde cevap verdi.

Görüntü dökümü

İki ülke bakanının imza töreni

İmzalanan dosyaları kameralara göstermeleri

Çavuşoğlu’nun açıklamaları

Apala’nın açıklamaları

İki bakanın el sıkışması  

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla