Connect with us

DÜNYA

Greenpeace: Fukushima suyunun okyanusa bırakılmasının etkileri tam olarak bilinmiyor

Yayınlanma tarihi:

– Japonya’daki Fukushima Nükleer Santrali’nin depolanan ve radyoaktif madde içerdiği ileri sürülen suyun, Perşembe günü okyanusa bırakılacağı açıklandı. Çevre konusunda çalışan sivil toplum kuruluşu Greenpeace, bilim insanlarının suyun bırakılmasından kaynaklanan radyolojik risklerin tam olarak değerlendirilmediğini belirterek kararı eleştirdi.  

Japonya’da 2011’deki büyük deprem felaketi sonrasında yaşanan tsunami ile 7’inci düzey nükleer kaza meydana gelen ve reaktörlerinde erime başlayan Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nin soğutma çalışmalarında kullanılan su, yaklaşık 12 yıldır santral yerleşkesinde depolanıyordu. Radyoaktif madde içerdiği öne sürülen ancak Japonya ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından temizlendiği vurgulanan suyun, okyanusa deşarj işleminin Perşembe günü başlayacağı duyuruldu. Japonya ve deşarj planını onaylayan IAEA, suyun temizlendiğini ve okyanusa salınmasıyla insanlar ve çevre üzerindeki radyolojik etkisinin tehlikeli düzeyde olmayacağını belirtmişti.

1 MİLYON 343 BİN METREKÜP SU BOŞALTILACAK  

Santrali işleten Tepco’nun verilerine göre 3 Ağustos itibariyle depolanan soğutma suyunun toplam depolama kapasitesinin yüzde 98’ine ulaştığı vurgulandı. Gelişmiş Sıvı İşlemi Sistemi (ALPS) ile temizlendiği söylenen 1 milyon 343 bin metreküp suyun okyanusa bırakılmasıyla ilgili bugün açıklama yapan Greenpeace, açıklamasında Greenpeace Tokyo Proje Müdürü Hisayo Takada’nın sözlerine yer verdi;

 “Japon Hükümeti’nin radyoaktif maddeler içeren suyu okyanusa bırakacağını açıklaması karşısında derin bir hayal kırıklığı ve öfke duyuyoruz. Balıkçılar, vatandaşlar, Fukushima sakinleri ve başta Pasifik bölgesi ve komşu ülkeler olmak üzere uluslararası toplum tarafından dile getirilen endişelere rağmen bu karar alınmıştır.”

Greenpeace açıklamasında “Bilim insanları, deşarjlardan kaynaklanan radyolojik risklerin tam olarak değerlendirilmediği ve deşarjlarda açığa çıkacak trityum, karbon-14, stronsiyum-90 ve iyot-129’un biyolojik etkilerinin göz ardı edildiği konusunda uyardı” ifadelerini kullandı.

ÇERNOBİL VE FUKUSHIMA

IAEA standartlarına göre bir nükleer kazanın tehlike düzeyi en yüksek 7 olacak şekilde derecelendirilmiştir. Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Olay Ölçeği’ne (INES) göre dünya üzerinde iki kez 7 düzeyinde nükleer kaza yaşanmıştır. Bunlardan bir tanesi Çernobil Kazası, diğeri ise Fukushima Kazası’dır. Fukushima’da tsunami sonrasında meydana gelen hasarla nükleer reaktörlerin 3 tanesinde nükleer erime başlamıştır.   

Bizi takip edin:

Google Play'den alın Google News Twitter
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla