Connect with us

TÜRKİYE

Devrim otomobilinin tasarımcısı, hayatını kaybetti

Yayınlanma tarihi:

UZUN yıllar Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında (TCDD) çalışan, TCDD İnşaat Dairesi Başkanlığı görevinde bulunan ve Devrim otomobilinin kaporta üretim ekibinde yer alan yüksek mimar mühendis Gündüz Sait Güngen, 99 yaşında hayatını kaybetti. Güngenin, 1961 yılında üretilen Devrim otomobilinin amblemini ve Devrim yazısını son anda tasarlayıp, araca monte ettiği ortaya çıktı.İstiklal Savaşı gazilerinden Mehmet Adil Güngenin oğlu Gündüz Sait Güngen, 19 yaşında TCDDnin bursluluk sınavını kazanarak üniversite eğitimi için ABDye gitti. Yüksek mimar mühendis olarak Türkiyeye dönen Güngen, vatani görevini yaptıktan sonra bursunu ödeyebilmek için TCDDde işe başladı. Güngen, uzun yıllar çalıştığı TCDDde İnşat Dairesi Başkanlığı görevine kadar yükseldi. Gündüz Sait Güngen, TCDDden sonra ilk Sivil Havacılık Genel Müdürü oldu, ardından ODTÜ Mimarlık Fakültesi kurucu öğretim üyeliği görevinde bulundu, birçok öğrenci yetiştirdi. Güngen, 15 Mayıs 1961de dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürselin talimatıyla, Eskişehir Demiryolu Fabrikasında, 129 günde üretilen Devrim otomobilinin kaporta ekibinde yer aldı. Devrim otomobilinin 4 prototipini yapan 24 mühendisten biri olan 2 çocuk babası Güngen, 15 Martta 99 yaşında hayatını kaybetti. Güngen, ailesi, yakınları ve çok sayıda kişinin katıldığı törenle Cebeci Asri Mezarlığında toprağa verildi. Güngenin vasiyeti üzerine cenazede tabutunun üzerine Türk bayrağı örtüldü. 15 GÜN GECİKMELİ EKİBE KATILMIŞCenaze işlemleri için Dubaiden gelen otel işletmecisi Lale Güngen Çakmak, babasının en önemli başarılarından birinin Devrim otomobili ekibinde yer alması olduğunu söyledi. Çakmak, “1961 senesinin Mayıs ayında, Cemal Gürsel demiş ki; ‘Herkes uzaya adam gönderiyor, biz de kendi otomobilimizi yapacak teknik yeterlilik var mı? Bunu bir araştırın.’ O zamanın Ulaştırma Bakanı Orhan Mersinli de hem eğitim hem teknoloji hem imkanlar açısından bunu Devlet Demiryollarında yapabileceklerini düşünmüş. Kimi 750 bin diyormuş, kimi 900 bin böyle bir ödenekle çalışmaya başlamışlar Devrim’i yapmak için. O zaman Devlet Demiryollarının mimari ofisinde 6 kişi varmış. Babam da o süreçte ODTÜ’de ders verdiği için ve sınav dönemi; başka bir arkadaşının Eskişehir’e gitmesini önermiş. İlk ekip Eskişehir’de çalışmaya başlıyor. 15 gün sonra babama sen de git diyorlar, onun da sınavları bitmiş oluyor, 15 gün gecikmeli olarak Eskişehir’deki ekibe katılıyor” dedi.BABAM SON ANDA TASARLAMIŞÇakmak, babasının Devrim otomobiline ilişkin anılarını anlatarak, “Babam Eskişehir’e gittiğinde, ilk giden ekibin yabancı ülkelerin ürettiği araçları incelediklerini görmüş. Müthiş kısıtlı bir süre verilmiş bu aracı bitirmek için. Plan 29 Ekim’de bu arabaları hipodromda yürütmek. Ve bu insanlar bir araya gelerek bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu 4 aylık sürede nasıl bu arabaları yapabiliriz derken, yöntem olarak makete uygun negatif kalıplar oluşturmuşlar. Kalıplara beton dökerek, betonu pürüzsüz bir şekilde şekillendirmişler. Son ana kadar arabanın ismi belli değilmiş. 10 Ekim’de arabanın adının Devrim olduğu bildirilmiş. Ve arabayı 29 Ekimde yürütecekler. Babam öndeki amblemi, Devrim yazısını son anda tasarlamış ve ondan sonra bu arabayı tamamlamışlar. Kendisi bize anlattığında her zaman Devrim arabasının başarılı bir proje olduğunu söylüyordu. Bir de o zamanlar Türkiye savaştan çıkmış, gelişmeye çalışıyor” ifadelerinde bulundu.2019’da babasını Eskişehir’deki Devrim Arabaları Müzesi’ne götürdüğünü anlatan Çakmak, “Eskişehir’de birlikte baktık, Devrim aracını yeniden inceledik. Babam hep Devlet Demiryolları bir okul gibiydi der. Ben bir gün bile babamın ‘bugün işe gitmesem’ dediğini duymadım” diye konuştu.Babasının Amerika’daki eğitimin ardından geri dönüp, askere gittiğini ve dönüşte bursunu ödeyebilmek için Devlet Demiryollarında işe başladığını anlatan Lale Güngen Çakmak, “O zamanlar Devlet Demiryolları Türkiye’nin ilerici bir yapısıymış. Babam birçok yerde demir yolu hizmet binaları yapmış. Gittikleri yerlerde kalabilecekleri otel olmadığı için bu ekibe tahsis edilmiş bir tren vagonu varmış, orada kalıyorlarmış. Babam şimdiki ODTÜ’nün kuruluşunda da yer alarak, iki ayrı dönemde 16 yıl ders vererek, öğrenciler yetiştirmiş” dedi.GÜNDÜZ İSMİ İSTİKLAL SAVAŞINDAN GELİYORLale Güngen Çakmak, İstiklal Savaşı gazisi dedesi Mehmet Adil Güngenin cephede savaşırken Gündüz isminin aklına geldiğini de söyleyerek, “Dedem İstiklal Savaşı’nda çarpışırken, Bilecik yakınlarında, Gündüz Bey köyünde karşıdaki Yıldız Tepeyi düşmandan geri almak için uzun süre çarpışmış. Bu sırada oğlum olursa adını Gündüz, kızım olursa adını Yıldız koyacağım demiş. İlk babam doğmuş Gündüz, sonra halam doğmuş o da Yıldız” ifadelerini kullandı. Babasının vasiyetinin Türk bayrağına sarılmak olduğunu ve bu vasiyetini gerçekleştirdiklerini belirten Çakmak, “Kendisi işini, ülkesini seven, ilerici, devrimci, bilime inanan, vatansever bir insandı” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla