Connect with us

Emeklilik

Gazeteci Cem Küçük’e Jandarma Baskını: Neler Oluyor?

Gazeteci Cem Küçük, köşe yazısında evine jandarma ekiplerinin geldiğini belirtti

Yayınlanma tarihi:

Gazeteci Cem Küçük, köşe yazısında evine jandarma ekiplerinin geldiğini belirtti. Küçük, geçmiş yıllara ait bir davadan ötürü para cezası aldığını belirterek, polis bölgesinde yer alan evine jandarma gönderilmesine isyan etti.

Gazeteci Cem Küçük, Türkiye Gazetesi’nde yayınladığı köşe yazısında evine jandarma gönderildiğini belirtti. Küçük, polis ekiplerinin yetki alanında bulunan adresine jandarma gönderilmesini art niyetli bularak şu ifadelerle değerlendirdi:

“Bu sayfalar kişisel meselelerimizi yazma yeri değil ama bu sorunları yazmazsak da olmuyor. Çünkü bu ülkede tuhaf şeyler oluyor ve niye olduğunu anlayana kadar iş işten geçiyor.

Geçtiğimiz yerel seçimlerden hemen önce başıma gelen olayı hâlâ anlayabilmiş değilim. Anlattığım kimse de anlamış değil.

27 Mart 2024 Çarşamba günü sabah programım bittikten sonra eve geldim. Tam birkaç saat uyuyayım diye yatacaktım ki, 12.30’da oturduğum sitenin güvenliği aradı. Bir jandarma aracı ve iki jandarma askerinin geldiğini söylediler. Güvenlikteki arkadaşlar tehlikeli bir durum olur diye jandarmayı içeri almamış. Oturduğum bölge Bahçelievler’in göbeği ve polis bölgesi. Jandarma asla gelmez. Gelmesi için de sebep yok.

Jandarmadaki görevliler güvenlikteki arkadaşlarımıza hakkımda yakalama kararı olduğunu söylemişler. “Ben geliyorum” dedim. Sitenin hemen dışında kocaman bir jandarma aracı ve resmî üniformalı iki asker içinde oturuyordu. “Beni götürmeleri ve sağlık kontrolünden geçirmeleri gerektiğini” söylediler. “Gerekçe ne?” dedim. “Söyleyemeyiz” dediler. “Burası polis bölgesi. Soruşturma olsa polis gelir. Sizin yetkiniz var mı?” dedim. Mırın kırın ettiler. “Hangi bölgenin jandarmasısınız?” dedim. “Çatalca İlçe Jandarma Komutanlığı” dediler. Biraz üzerlerine gidince, “Çatalca Jandarma İstihbarat Komutanı böyle istedi” dediler. “Yahu gerekçe ne, hakkımda soruşturma mı var?” dedim. “Yok” dediler. Sonra ben İçişleri Bakanlığı yetkililerini, avukatlarımı aradım. İçişleri yetkilileri, “Senin orası Jandarma bölgesi mi?” diye sordular. “Hayır, polis bölgesi” dedim. Avukatlarım da aynısını söyledi.

Jandarmadaki arkadaşlara, “Burası polis bölgesi” dedim. Aslında onlar da niçin geldiklerini anlamamışlar. Ama onlara talimat veren Çatalca Jandarma İstihbarat Komutanı “alınmamı” söylemiş. Uyap’a girildi, hakkımda bir şey yok. Özel avukatım Merve Uçanok da, gazete ve televizyondaki avukatım Kadir Çekin de bir şey anlamadı. Başkalarını da aradım. Kimse olan bitene anlam veremedi.

Sonra jandarmadaki arkadaşlar ödenmemiş 1.740 TL tutarında bir para cezam olduğunu söylediler. Ödememişim, hakkımda yakalama kararı olduğunu söylediler. İyi de avukatlarım böyle bir şey yok dedi. Öyle olsa da Çatalca’daki jandarmaya ne oluyor?

Derken jandarma, “Siz bunu öderseniz, mesele çözülür” dedi ve gittiler. Hâlâ ne olduğunu anlamadık.

TGRT Haber’in avukatı Kadir Çekin abi Uyap’a girdi. Şarkıcı Gülben Ergen’e kaybettiğim bir davadan ödemem gereken 1.740 TL para cezası varmış. Onu ödememişim. Daha önce de benzer şeyler olmuştu ama Bahçelievler Karakolu ya da adliye zaten haber veriyor. Avukatlarım da söyler. Çatalca Jandarma Komutanlığı’na ne oluyor? Benim adresim orası değil ki.

Neyse seçimlerden dört gün önceydi. Para cezasını ödedik. Seçimler bitti, avukatlarım dâhil herkesle oturduk. Tecrübeli isimlerle konuştuk. Polis, istihbarat vb. güvendiğim herkese olayı anlattım. Kimse anlamadı. “Böyle bir şey olamaz” dediler. “Polis bölgesi, İstanbul’un göbeğine jandarma nasıl gelir?” dedi herkes.

Büyük bir jandarma aracı ve iki jandarma komutanını polis bölgesine 1.740 TL ödenmedi diye benim evime gönderenler neyin peşinde? Samimi soruyorum. Madem beni almaya geldiniz, niye almadan gittiniz? Niye bana aranma gerekçemi söylemediniz? Niye terli ve panik hâldeydiniz?

Jandarmayı benim evime gönderen Çatalca Jandarma İstihbarat Komutanı resmî avukatlarımın defalarca aramasına rağmen neden aranma gerekçemi söylemedi? Neden mistik ve gizemli bir hava kattınız avukatlarımla konuşurken?

Yaşadıklarımı Ankara Emniyeti’nde olanlara bağlamak niyetlisi değilim. Ama beni alıp nereye götürecektiniz? Benim üzerimden eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya gözdağı vermek niyetinde miydiniz? Jandarma Komutanımız Arif Çetin olan bitenden haberdar mı? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya olan bitenden haberdar bile değildi. Onu zor durumda mı bırakmak istediniz? Bana kelepçe takıp itibarımla mı oynayacaktınız? Daha böyle onlarca soru sorabilirim.

AK Parti iktidarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve hükûmeti destekleyen tanınmış bir gazeteciye kumpas kurmak isteyenlerin amacı neydi? Gerçekten bu soruları merak ediyorum.

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün dediği gibi: “Garip olansa bütün bunların onca vartayı atlatan, FETÖ ve PKK gibi küresel belalarla baş ederken ağır bedeller ödeyen AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu bir zaman diliminde yapılıyor olması. Ört ki ölem…”

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla