Sosyal medyada bizi takip edin

Ekonomi

Ankara’da EYT’den dikiş makineli protesto!

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Milyonlarca mağdurun çatısı altında toplandığı EYT Federasyonu, mağduriyetlerinin 22. yıldönümünde Ankara’da basın açıklaması gerçekleştirdi. Genel Başkan Özüpak’ın açıklaması sırasında hükümete dikiş makinesi ile mesaj verildi

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, EYT SYDD il dernek başkan ve yönetimleri ile EYT’liler, mağduriyetlerinin 22. yıldönümünde bugün Ankara Ulus Meydanı Heykeli önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Söküklerin yamanarak önlerine sunulacak bir öneriyi kabul etmeyeceklerini alana koydukları dikiş makinesiyle ortaya koyan EYT’liler, hükümete sandık resti çekti, çözüm istedi. Genel Başkan Özüpak, yaptığı açıklamada muhalefet partilerinin çözüm üretirken iktidar partisinin kaynakları yanlış kullanmasının bedelini millete ödetemeyeceğini dile getirdi. Basın açıklaması sonrası, toplanan ıslak imzaların Cumhurbaşkanlığı özel kalemine teslim edileceği bildirildi.

İşte noktası virgülüne yapılan yazılı basın açıklaması:

“Kamuoyunda kısa adı EYT olarak bilinen Emeklilikte Yaşa Takılanların hak

mağduriyeti; bundan tam 22 yıl önce çıkarılmış olan 4447 sayılı yasanın; evrensel

hukuk kurallarına aykırı olan bazı hükümleri ile doğmuştur. Bu hükümler, mevcut

emeklilik şartlarına üçüncü bir şart olarak getirilen YAŞ Şartının hukuksuz şekilde

geçmişe yönelik uygulanması ile ilgili hükümlerdir. Yani ilgili yasanın getirdiği YAŞ

şartı yasanın yürürlüğe alındığı 8 Eylül 1999 tarihinden sonra çalışmaya

başlayacak olanları kapsaması yerine; geçmişe yönelik uygulanarak; çalışan

herkesi kapsaması sonucu doğmuştur Emeklilikte Yaşa Takılanlar mağduriyeti. Ve

bugün bu mağduriyet maalesef 22 nci yılına girmektedir.

Görüldüğü üzere EYT bir mevzuat meselesidir. Mevzuat üzerinde yapılacak olan

küçücük bir değişimle haklarımız iade edilebilecekken maalesef bugüne kadar

haklarımız üzerinden siyaset yapılması tercih edilmiştir. Bizler bir avuç EYT olarak

başlattığımız hak mücadelemizi 2015 yılında resmi olarak kurduğumuz Emeklilikte

Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma derneğimiz sayesinde kurumsal

bir kimlik ile yürüttük. Kısa süre içinde ülke genelinde teşkilatlanarak il

derneklerimizi de kurduk. Bu noktadan sonra teşkilatlı ve kurumsal bir kimlik

altında yürüttüğümüz hak mücadelemiz kısa sürede kitlesel bir mücadeleye

dönüştü. Daha çok görünür olduk. Sesimizi daha gür çıkardık. Bu mücadele

sırasında sergilediğimiz kurumsal etikle de, başta diğer STK lar olmak üzere pek

çok kurum ve kuruluşa örnek çalışmalar sergiledik. Kırmadan dökmeden sadece

mağduriyetlerimizi dile getirdik ve devlet büyüklerimizden; artık toplumsal sorun

haline dönüşen bu mağduriyetlerimizin çözülmesini talep ettik.

EYT topluluğu içinde her görüşten mağdur insan vardır. Bugüne kadar tüm siyasal

partilerle temas kurduk veya kurmaya çalıştık. Bize randevu veren, karşısına alıp

dinleyenler de oldu; kapılarını kapatanlar da oldu. Ancak mücadelemiz bir hak

mücadelesi olduğu için bugüne kadar asla yılmadık; vazgeçmedik, ve asla da

vazgeçmeyeceğiz. Bugün burada da olduğu gibi kanunlar ve demokratik haklarımız

çerçevesinde mücadelemizi sürdürmeye, SONUNA VE SONUÇ ALINCAYA KADAR DA

DEVAM EDECEĞİZ.

Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak başlangıçta ifade ettiğim YAŞ mağduriyetini

anlatmak için çıktığımız yolda; birçok başka SGK mağdurları ile karşılaştık.

Bunlardan bazıları; Staj Sürelerinin emeklilik için sayılan süreye dahil edilmemesi,

Yıllar içinde düşürülen ABO diye tabir edilen Aylık Bağlama Oranlarının, özellikle

2008 yılından sonra %28 lere kadar düşürülmesi sonucu yoksulluk sınırının altında

bağlanan emekli maaşlarının oluşu, 3600 ek gösterge meselesi, intibak, ve elbette

EYT liler ve pandemi sürecinde karşı karşıya kaldığımız kısa çalışma ödeneği

uygulamaları. Bu mağduriyetler, emeğin hakkını siyaset mekanizması ölçmeye

devam ettiği sürece de bitmeyecek, aksine yeni yeni mağduriyetler doğacak gibi

görünmektedir.

Yasanın talep ettiği çalışma sürelerini ve sigorta prim ödeme günlerini fazlasıyla

hatta ikinci turunu bitirip üçüncü turuna dönen emekçilere, asgari ücret ile adeta

sihirbaz edasıyla ay sonunu getirmeye çalışırken; daha cebine gelmeden

maaşından peşinen GELİR VERGİSİ kesilen emekçilere, milyarlarca lira kazanan

sermaye sahiplerinin milyonlarca liralık gelir vergilerini tek bir imza ile affederken,

ömür boyu çalışırken maaşından tıkır tıkır vergisi kesilen ve asla affa uğramayan

emekçilere; EVEET HAKLISINIZ ORTADA BİR MAĞDURİYET VAR AMA BUNUN DA

DEVLET BÜTÇESİNE, DEVLETİN KALDIRAMAYACAĞI BİR YÜKÜ VAR denmesinin, o

emekçilerde hiçbir karşılığı bulunmamaktadır.

Tüm bunlarla birlikte; emekli olunsa da gidip başka bir işte çalışacak, yani ÇİFT

DİKİŞ yapacak böyle şey olmaz denmesine rağmen; son dönemde medyada da

geniş şekilde yer alan; 4-5 yerden bol sıfırlı maaş alan bürokratların varlığı aslınd

EYT sorununun çözümsüz olmadığını, sadece çözülmesinin tercih edilmediğini

göstermektedir. İşte sizlerde görüyorsunuz arkadaşımız makinasının başında KAÇ

DİKİŞ ATARSA ATSIN BU MAĞDURİYETİ ÇÖZEMEMEKTEDİR. Eşit ve adil paylaşım

olmadığı sürece biz burada akşama kadar makinamızın başında çift de diksek üç

beş kere de üstünden geçsek bile BU HAKSIZLIK SÖKÜĞÜNÜN YAMANACAĞI BİR

DURUM YOKTUR.

Altını çizmek istediğimiz asıl konulardan birisi de şudur ki; Biz EYT’ liler olarak

devlet bütçesine YÜK getirecek şekilde, asla hak etmediğimiz bir şey istemiyoruz.

Bizler LÜTUF İSTEMİYORUZ. Haklarımızın karşılığını yıllar içinde tıkır tıkır

maaşlarımızdan kesilen gelir vergilerimizle ve sigorta primlerimizle ödedik. Hatta

işe başladığımızda bize söylenen süre sonunda emeklilik haklarımızı alamadığımız

için çalışmaya ve bu bedelleri hala ödemeye devam ediyoruz. Tabi ilerleyen

yaşımıza rağmen hala bir işte çalışabiliyorsak. Bu durumda acaba bizler nasıl

devletimize YÜK olanlar ya da YÜK OLACAK OLANLAR diye ifade edilebiliriz. Aksine

uzun çalışma hayatlarımız nedeniyle ve emeklilik haklarımıza kavuşamadığımız

için devletine en çok KATKI SAĞLAYAN, devleti için EN ÇOK FEDAKARLIK YAPANLAR

değil miyiz?

EYT sorunu karşısında çözümsüzlük tavrı sergileyerek bu sorun yok görülemez.

Ülke genelinde kurulan EYT derneklerinin faaliyetleri sayesinde; bugün artık EYT

sorununun toplumsal bir sorun olduğu kabul edilmiştir. Emeklilikte Yaşa

Takılanların mağduriyetlerini haksız olarak göstermeye çalışarak siyaset yapmak,

sonucu olmayacak beyhude bir çabadır. EYT sorununda finansal çözüm olmadığı

doğru değildir. Sadece yapılan finansal tercihler nedeniyle bugün 22 nci

yıldönümünü tamamlayan EYT sorununa iktidara talip MUHALEFET partilerince

çözüm üretilirken hükümetimize hala bir çözüm bulunmuş değildir.

Bizlerde diyoruz ki yanımızda olanın yanında olacağız.

Kaynakların doğru yerlerde kullanılmamış olması ve bugüne kadar yapılan yanlı

ekonomik tercihlerin bedeli Millete ödetilemez

Bugün burada toplanmamızın bir başka nedeni de her yerde ve her platformda

anlatmaya çalıştığımız mağduriyetlerimiz ile ilgili başlattığımız imza

kampanyamızın da nihayete ulaşması ile ilgilidir. Salgın koşulları altında, çok zor şartlarda gerçekleştirdiğimiz kampanyamız süresince topladığımız imzalarımızı bubasın açıklamamızın ardından Cumhurbaşkanımıza iletilmesi için yetkililere teslim edeceğiz. Mağduriyetimizin 22.yıldönümünde bizi yalnız bırakmayarak burada bizimle birlikte olan, siz değerli basın mensuplarına, değerli EYT lilere ve misafirlerimize çok teşekkür ediyorum. Sevgi ve saygılarımla, herkese sağlıklı günler diliyorum.”

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam