Politika
MHP’li Yalçın: TÜSİAD’ın siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz
MHPli Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, “Başını CHPnin çektiği felaket tellalları taifesinin, bir süredir Türkiyede ve dünyada hüküm süren güncel gerçeklerle mevcut dinamikleri bir tarafa bırakarak suni gündem üretmek üzere sırt sırta vermesini ibretle takip ediyoruz. Kamuoyunun duygusal istismarı anlamına gelen bu çıkarcı yaklaşım, esasen seçmene veya daha geniş anlamda halka uygulanan bir nevi psikolojik şiddettir. Maksat; ülkenin mevcut sorunlarına çözüm üretmek ve toplumsal gerginliği azaltarak dayanışma kültürünü güçlendirmek yerine, münferit tepkileri kaşıyarak kitleselleştirmek ve memnuniyetsizler güruhunu genişletmektir. Ülkede iyi giden şeylerin, yapılan güzel işlerin, atılan başarılı adımların, Türkiyenin kaydettiği önemli gelişmelerin, yerel ve küresel kazanımların Cumhur İttifakının hanesine yazılmasını engellemektir. Bu, politikada bir siyasi partinin başvuracağı en kolay, en ucuz ve çıkarcı yol, bir kuruluş veya sivil toplum örgütünün referans alacağı en basmakalıp yöntemdir. Benzer metotlar siyasette ve sivil hayatta defalarca denenmiş, yararsızlığı birçok kere görülmüştür” dedi.
CHP, TEL TEL DÖKÜLMEKTEDİR
CHPnin, Avrupa Birliği ülkelerindeki aşırı sağcı partilerden farkının kalmadığını söyleyen Yalçın, şöyle konuştu:
“Tıpkı onlar gibi CHP de mevcut problemlere çözüm aramak şöyle dursun, bunları istismar ederek; husumeti, ırkçılığı, ayrılıkçılığı, kin ve nefreti körükleyerek politik başarı sağlamaya çalışmaktadır. CHP; Türkiyenin, bölgenin ve dünyanın gerçeklerinden kopuk, hayal dünyasında yaşayan, kendi yalanlarına inanan bir muhalefet anlayışıyla hareket etmektedir. Hukukun üstünlüğünden DEM vuran, Türkiyede hukukun siyasallaştığını öne süren CHP, yasa dışı fiil ve davranışlar karşısında yargının görevini yapmasından şikayetçi olmaktan da geri kalmamaktadır. Aynı CHP; 12 Eylül cuntasının eseri olan 1982 Anayasasının değiştirilmesi için yıllardır Cumhur İttifakınca yapılan çağrılara kulak tıkadığı halde, halk iradesiyle iş başına gelen iktidarın icraatını, cuntanın elebaşı Kenan Evrenle bağdaştırma çelişkisine düşmektedir. Nereden baksanız tutarsızlığın, nasıl görseniz çürümenin pençesinde kıvranan CHP; parça parça elde kalmakta, tel tel dökülmektedir. Prematüre cumhurbaşkanı adaylığı sancısı da CHPnin içine yuvarlandığı kısırlık ve açmazın bir başka boyutudur. Politikada birlikte yol yürüdüğü siyasi partileri de aynı çıkmaz sokağa sürükleyen CHP, MHPnin siyasi obstrüksiyonları ortadan kaldırmak üzere attığı adımları ise algılayamamaktadır. İdrak yoksunu CHP yönetimi, Genel Başkanımız Devlet Bahçelinin son tarihi çağrısının önemini kavrayamamıştır. Oysa Türkiyede terörün tamamen bitirilmesi, dışarıda da Türkiyenin güvenliğine yönelik tehditlerin kalıcı olarak ortadan kaldırılması için Sayın Genel Başkanımızın yaptığı çağrının ne kadar yerinde olduğu, son yaşanan hadiselerle açıkça görülmüştür.”
TÜSİAD, İKTİDAR DÜŞMANLIĞI SATMAYA BAŞLADI
Yalçın, “Van Büyükşehir Belediye Başkanının görevden uzaklaştırılması sonrasında, CHP’nin de desteklediği organize eylemlerde sahne alan vatan hainlerinin, Yaşasın İsrail diye slogan atması karşısında, kamuoyundan Meğer Devlet Bahçeli ne kadar haklıymış diye tepkiler yükselmiştir. CHPnin değirmenine su taşıyan yandaş medya da bu partinin yaşadığı psikolojik travma ve savrulmayı bir virüs gibi kapmıştır. CHP yanlısı gazeteler tarafından, ülkede sürekli karamsar bir tablo varmış gibi manşetler atılmakta, televizyonlar da ümitsizlik ve panik havası pompalamaktadır. Türkiyenin gerçeklerinden kopuk CHPli medya, kör ve sağır gulyabaniler korosu gibi ürkütücü gürültüler çıkarmaktadır. Bu iç karartıcı yarış, müdahalecilik ve vesayet özlemiyle yanıp tutuşan TÜSİAD başta olmak üzere, bazı sicilli sivil toplum örgütlerini de tahrik etmiştir. Öyle ki yaraları depreşen, paslı dişlilerine yağ kaçan TÜSİAD; CHPye politik sermaye ve cephane desteği sağlama çabasına, delinin aklına taş düşürme gayretine girmiştir. Tabiri caizse TÜSİAD; yılana ağı veren, hırsıza yol belleten pozisyonunu aniden hatırlamıştır. TÜSİAD, tıpkı eskiden olduğu gibi, enerji, fikir ve proje üreteceğine, asli hedeflerini bir yana bırakıp kötümserlik istihsal etmeye başlamıştır. TÜSİAD, 21inci yüzyılın gerek ve ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürünler piyasaya sürmek; paranın, malın ve sermayenin gücünü yatırım, istihdam ve üretime harcamak yerine, karamsarlık, ümitsizlik ve iktidar düşmanlığı satmaya başlamıştır. Biz onun cemaziyülevvelini iyi biliriz” dedi.
TÜSİAD; HALKIN DEĞİL, BİR GRUP İMTİYAZLININ HUKUKUNU SAVUNMAKTA
TÜSİADın, Türkiyeye rejim değişikliği ve taksim dayatma hadsizliğinden sabıkalı olduğunu söyleyen Yalçın, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“TÜSİADın, bölücü terör örgütü PKKnın talepleri doğrultusunda Türkiyeye Bask modeli önermeye cüret ettiği günleri henüz unutmadık. Neyse ki bu kuruluş, bütün sanayicileri ve bütün iş dünyasını temsil etmemektedir. Onların tamamının görüşlerini ve kamuoyunda hakim kanaatleri yansıtmamaktadır. TÜSİAD; bir avuç para babasının, küçük bir mutlu azınlığın sözcülüğünü yapmaktadır. Halkın değil, bir grup imtiyazlının hukukunu savunmaktadır. TÜSİAD; dış mihrakların, küresel aktörlerin kaldıracı olmaya çalışmaktadır. Bu vesileyle tekrar edelim: Siyaset üzerinde sulta tesis etme, siyasi partilerin ve hükümetin ensesinde boza pişirme çabası boşunadır. TÜSİAD, Türk sanayi ve iş dünyasının meselelerine eğilmek yerine burnunu siyaset işlerine sokmaktan vazgeçmelidir. Politikaya pek meraklı TÜSİAD yöneticilerine soruyoruz; Türkiyenin güvenliği ve esenliği için tank, top, tüfek mi ürettiniz? Uçak mı yaptınız? Yapay zeka, nükleer enerji ve uzay teknolojileri alanında yatırım yapıp gençleri teşvik mi ettiniz? Halkın refahını temin, fakirliğin en aza indirilmesi için kendi zaviyenizden hangi girişimlerde bulundunuz? Üstünüze vazife olmayan işlere karışmaktan başka, bu devlete, bu ülkeye ne verdiniz? Halktan söğüşlediğinizi halka geri mi verdiniz de kendinizde ikide bir siyaset ve hükümet üzerinde vesayet tesis hakkı görüyorsunuz? Bilinmesini isteriz ki MHP ve Cumhur İttifakı olarak, TÜSİADın muhtıracılık oynayıp siyasete ayar vermesine müsaade etmeyiz. Hem hukuktan söz eden hem de hukuku çiğnemede suç örgütleriyle yarışan CHPnin kamuoyunu manipüle etmesine seyirci kalmayız. Ayrıca söylenenlerden söylenmeyenlerin çıkarılmasını, siyasetteki yapıcı yorumların fırsata çevrilmeye kalkılmasını onaylamayız. Barış ve kardeşlik adı altında yeni bir çözüm süreci tesis etmeye çabalayanların ve demokratik özerklik hayalleri kuranların heveslerini kursaklarında bırakırız. Unutulmasın: Türkiye bir ve bütündür. Milletimiz, çeşitli siyasi bahaneler ve kurmacalarla egemenlik haklarının paylaşılmasına asla izin vermeyecektir.”