Türkiye
Işın tedavisi ile kemoterapi gören Ferzende’nin yeni yıl dileği kardeşlerine kavuşmak
Diyarbakırın Kocaköy ilçesine bağlı Çaytepe köyünde yaşayan 5 çocuk annesi Maile Kızıl ve baba Mensur Kızılın (35) oğlu Ferzende Kızıla, tekrarlayan baş ağrısı ve kusma şikayetlerinin ardından yapılan tetkiklerin sonucunda nisanda beyin kanseri teşhisi konuldu. Diyarbakırda tümörün alınması için ağır bir ameliyat geçiren Ferzende, tedavisinin devamı için ailesi tarafından İzmire getirildi. İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneğinin Balçovadaki evlerinde kalan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde ışın tedavisi ile kemoterapi gören Ferzende Kızıl, yeni yılı 7 aydır ayrı kaldığı kardeşlerinden uzakta karşılamaya hazırlanıyor. Oğlunun zorlu bir tedavi sürecinden geçtiğini anlatan anne Maile Kızıl, “İlk şikayetleri geçen nisan ayında başladı. Baş ağrısı ve kusmalar olunca normal bir durum olmadığını fark ettim. Çünkü gittikçe zayıflamaya başladı. Hastanede sinüzit denildi. Soğuk algınlığı şikayetleri arttı, elden ayaktan düştü. MR çekildikten sonra beyin tümörü olduğu ortaya çıktı” dedi.
3 AYDA BİR MR ÇEKİYORLAR
Diyarbakırda 12 Mayısta geçirdiği ameliyat ile beynindeki tümörün temizlendiğini ifade eden Kızıl, ışın tedavisi için İzmire geldiklerini dile getirdi. Ferzendenin ağır bir kemoterapi aldığını vurgulayan Kızıl, “İlk 2 ay ışın tedavisi gördü, şu an kemoterapi görüyor. Doktorlar, herkeste görülen bir tümör olmadığını söyledi. Elimizden geldiği kadar onu kurtarmaya çalışırız diyorlar. 3 ayda bir MR çekiyorlar. Sol taraftaki tümör tamamen alındı ama beyin sapında da var. Beyin sapındaki ameliyatla alınamadı. Çünkü felç olma riski varmış. Daha sonra sağ tarafa, bir de omuriliğe sıçradı. Kemoterapiye vereceği yanıtı bekliyoruz. 6 Ocakta MRın ardından tedavinin başarılı olup olmadığını göreceğiz” diye konuştu.
BAŞINDA SIVI BİRİKMESİ VAR
Hastalıkla beraber oğlunun ruh durumunun da değiştiğini anlatan Kızıl, Ferzendenin ikinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldığını belirtip, “Çok fazla huzursuzlaşmaya başladı. Aksileşti, huyları değişti. Tedavi devam ediyor. Ne kadar kalacağımız belli değil. Yeni yıldan beklentimiz sağlık, huzur, mutluluk. Yeni yılda kardeşlerine kavuşmayı istiyor ama gitmemiz mümkün olmuyor. Onları da buraya getiremiyoruz. Belki yeni yılda güzel şeylerle karşılaşırız ama onu kaybetmekten çok korkuyorum. Allahtan ümit kesilmez. Başında sıvı birikmesi var. Belki ileriki aylarda bunun için ameliyat olabilir, şant takılabilir. Bilincini kaybederse ya da kusması, baş ağrısı çoğalırsa ameliyat yapılacak. Bu hastalık az görülüyor. Eskiden büyüklerde olurmuş ama şu an küçüklerde de var. Binde bir görülen bir hastalık. Hem beyin sapında var hem de omurgalara da sıçradı. Onu kaybetmekten çok korkuyorum. Kardeşlerine kavuşmayı istiyor ama gitmemiz mümkün olmuyor. Onları da buraya getiremiyoruz. En büyük oğlum 11 yaşında. 7 ve 5 yaşında kızlarım var. 1 yaşında da bir oğlum var. Onu bırakmak zorunda kaldığımda 5 aylıktı. Hastanelere gidip, geldiğimiz için çocuklarımı getiremiyorum. Oğlum gitmek istiyor, Sen iyileştikten sonra gideceğiz deyip hep erteliyoruz” dedi.
ACILARINI DİNDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ
İzmir Hasta Çocuk Evi Derneği Üyesi Nilgün Erten de ailelerin giysi, ayakkabı, gıda, doğal gaz, tüp, elektrik, su gibi tüm giderlerini karşıladıklarını belirtip, “İzmirin dışından gelenleri evlere alıyoruz. İhtiyaçlarını karşılayıp mağdur oldukları durumu biraz azaltmaya, bir nebze acılarını dindirmeye çalışıyoruz. 1 haftadır çocukları hediyelere boğduk. Farklı insan görmek, onları mutlu ediyor. Hayat devam ediyor. Ailelerini bırakıp, gelmişler. Babalar da işlerini bırakıp, gelmişler. Bu annemizin 5 tane çocuğu, bebeği var. Bırakıp gelmiş. Çok özledim diyor. Allahtan görüntülü görüşme var. Görüntülü konuşuyor ama çocuklarına sarılmak istiyor” diye konuştu.