Türkiye
‘Genç hukukçularımız ilk olarak sağlık hukuku sertifika programları alıyor’
Sağlık-Sen Erzurum Şubesi, Erzurum Barosu ve Atatürk Üniversitesi tarafından Sağlık Hukuku Sempozyumu düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi mavi salondaki sempozyuma, sağlık çalışanları ve akademisyenler katıldı. İlk bölümünde acil servislerde yaşanan sorunların masaya yatırıldığı sempozyumun açılışında konuşan Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Duman, sağlık ve hukuk kavramlarının ortak noktalarından biri olan sağlık hukuku alanının eksik taraflarını değerlendirerek, çözüm önerileri üretmeyi amaçladıklarını söyledi.
‘CANI SIKILAN HASTANE BASIYOR’
Sağlık çalışanlarının her gün hastalar için mücadele ederken, onların güvenliğini tehdit eden olaylara hep birlikte karşı çıkılması gerektiğini ifade eden Duman, “Av tüfeği ile hastaneye girilmez. Herhangi bir silahla da hastaneye girilmez. Savaşta dahi hastanelere dokunulmaz. Savaşta dahi hekimler, hemşireler, sağlık çalışanları dokunulmazdır, koruma altındadır. Ancak görüyoruz ki, şahit oluyoruz ki; canı sıkılan hastane basıyor, istediğini elde edemeyen hekime, hemşireye saldırıyor. Ama unuttukları, atladıkları bir şey var. Bizler sizlerin evlatlarıyız. Hastanedeki hekim sizin evladınız, hemşire sizin evladınız, ambulanstaki ATT sizin evladınız. Hekim sizin için hastanede, hemşire sizin için serviste, ATT-Paramedik sizin için o ambulansın içinde” diye konuştu.
Sağlık hukukunun, tıp fakültesinin müfredatında olması gerektiğini ifade eden Erzurum Baro Başkanı Avukat Mesut Öner, şunları söyledi:
“Tıbbi müdahalelerin hukuki çerçevesi, hastaların bilinçlenmesi ve hak arama süreçlerinin artması sağlık çalışanlarımızı zaman zaman hukuki risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Gerek sağlık çalışanlarının gerekse hastaların adil bir şekilde korunabilmesi için hukukun doğru bir şekilde işletilmesi büyük önem taşımaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin sağlık hukukuna dair verdiği kararlarda sağlık çalışanlarının aydınlatma yükümlülüğü ve hasta hakları açısından bizlere yol göstermektedir. Bilhassa aydınlatılmış olan süreçleri hem sağlık çalışanlarının hukuki güvencesini sağlamakta hem de hasta haklarını en iyi şekilde korumaktadır. Son yıllarda sağlık çalışanlarına karşı artan şiddet olayları hukuki düzenlemelerin daha caydırıcı ve daha etkin hale getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Hekimlerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın güvenli bir ortamda çalışabilmesi için yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.”
‘HUKUKSUZLUKLA EN ÇOK UĞRAŞAN HEKİMLER ACİL SERVİSTEDİR’
Sempozyumda ilk oturumu Erzurum Adli Tıp Kurumu Grup Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kökle yöneten Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, “Hastaneye giren her 10 hastadan 6 ya da 7si acil servis kapısından giriyor. Dolayısıyla hukukla ilgili en çok karşı karşıya kalan hekimler ve acil servislerdir. Adli problemlerle de en çok uğraşan hekimler acil servistedir. Maalesef hukuksuzlukla ilgili problemlere de en çok maruz kalanlar acil servislerdir. O yüzden 30 yıllık bir geçmişi olan sendikayla bir araya geldik ve böyle bir şeyin ilk adımını atmaya karar verdik” dedi.
BÖYLE DE OLUR MU DİYORSUNUZ
Acile yapılan başvuruların büyük bir çoğunluğunun keyfekeder olduğunu ifade eden Erzurum Adli Tıp Kurumu Grup Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, konuşmasında şunları söyledi:
“Bu keyfekederlik neye dönüyor; sistemi beğenme, bakanlığı beğenme, hekimi, hemşireyi beğenme. Ne yapalım; dövelim, sövelim. Maalesef bugünlere de geldik. Bunun neticesinde sağlık personeline karşı dava edilebilirlik yeteneği arttı. Baktığınızda hukukçularla sağlıkçıların yerleri farklılaşıyor gibi. Yani bugün genç hukukçularımızın ilk aldığı sertifika programları, sağlık hukuku sertifika programları. Acaba bir durumda nasıl dava ederiz mantığıyla hareket ediliyor. Tabii ki savunma çok önemlidir. İnsanın hakkını alabilmesi çok önemlidir ama sağlıkta hekime yönelik şiddetin şımarıklığı içerisinde bazen de öyle davalar açılıyor ki sağlık personeline karşı Ya böyle de olur mu diyorsunuz. O nedenle bu toplantı bir farkındalığın oluşması için önemli. Bazen çok fazla mala mülke sahip olduğumuzda onların değerlerini bilmiyoruz. Hiçbir savaşta, hiçbir sıkıntıda ekmekler çöpe atılmaz. Mutluysanız, müreffehseniz maalesef o ekmeğin kıymetini anlayamıyor ve çöpe atıyorsunuz. İşte sağlığa da böyle bakalım. Yani bu erişilebilirliği israf edilecek bir bolluk görmeyelim. Çünkü sağlıkta en önemli ilkelerden biri, etik ilkelerimizden birisi adalet ilkesidir. Sağlıkta kaynaklar kıttır. Bu kıt kaynakları hak sahiplerine adil bir şekilde bilimsel bir şekilde dağıtmamız lazım. İnşallah bu çalışmamız da bu farkındalıkları artırır.”
Sempozyumda uzmanlar Acil serviste zorunlu müdahalenin hukuki çerçevesi, Zorunluluk halinde acil tıbbi durumlarda hukuka aykırı tıbbi müdahaleler bakımından değerlendirilmesi ve Acil serviste hukuki sorumluluklar konularını anlattı.