Politika
Diyarbakır – İmamoğlu: 23 Mart’ta demokrasi devrine imza atacağız
İSTANBUL Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “23 Mart’ta da öncülük üstleneceğiz. Tarlada, evde, işte ve okulda, umut alevleri yükseliyor. Bir demokrasi devrine hep birlikte imza atacağız ve partimizin cumhurbaşkanı adayının bütün üyelerin katılacağı ön seçimle belirleyeceğiz. Parti içi demokrasiyi tam anlamıyla hayata geçireceğiz” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, partisi tarafından cumhurbaşkanı adayının belirleneceği 23 Mart’taki ön seçim öncesindeki yurt gezileri kapsamında, Diyarbakır’a geldi. Yenişehir ilçesindeki Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Diyarbakır Buluşması’na, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, İl Başkanı İsmail Akyıl, İl Kadın Kolları Başkanı Güler Koçyiğit, çevre il ve ilçe başkanları ile partililer katıldı. Burada konuşan İmamoğlu, herkesin mutlu ve huzurlu özgürce yaşayacağı bir düzen kurulacağını ifade ederek, “Ben Amedspor’a başarılar diliyorum. Bu şehre büyük bir heyecan katmıştır. Ve gerçekten o heyecanı şehirde insanların yaşadığını görüyorum. Amedspor’u bundan sonra da gücüm yettikçe destekleyeceğim. Memleketin bereketini kaçıranların uykularını kaçırdık. Beni rüyasında ya da kabusunda diyelim, görüp uyananlar var. Ben onları önümüzdeki seçime kadar kabusun kabusuna boğacağım. Biz bu israf ve istibdat düzenine son vermek için yola çıktık. Bir daha bu ülkede hiçbir siyasi otorite milletin iradesinin üstüne kayyımlarla çökmesin diye yola çıktık. Güçlü bir adalet sistemi kurmak için yola çıktık bundan hiç kuşkunuz olmasın. Bu ülkede herkesin mutlu ve huzurlu özgürce yaşayacağı halkçı ve sosyal adaletçi bir düzen kuracağız” ifadelerini kullandı.
‘ŞİDDETLE, ÇATIŞMAYLA, TERÖRLE HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLEMEZ’
Barışın samimiyetle yapılması gerektiğini belirten İmamoğlu, “Türkiye’nin barışa, huzura kavuşması çok önemli, çok değerli bir araçtır, amaçtır ama ne yapılacaksa samimiyetle, şeffaflıkla, insanlıkla, tutarlılıkla yapılmalı. Siyasetin üstüne çıkmalı o duygu. Sandık menfaati değil, milletimizin menfaati düşünülmeli. Diyoruz ki, şiddetle, çatışmayla, terörle hiçbir sorun çözülemez. Silahlar susmalı ve çatışma bitmelidir. Çözüm toplumun tüm kesimlerinin diyaloğu ile olmalıdır. Kürtlerin ve tüm toplum kesimlerinin kendilerini bu ülkenin sahibi eşit ve onurlu yurttaşı eşit hissedarı, eşit paydaşı olarak hissetmesini sağlamak hepimizin devletimizin görevidir. Tabii ki Kürtler ‘Bizim sorunumuz var’ dediği müddetçe, ortada bir Kürt sorunu vardır. Bu sorun şeffaflıkla ve mutlaka her kesimi dinleyerek, şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere tüm kesimlerin gönül rızasıyla, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi zemininde çözülmelidir, adresi orasıdır. Hakkımızda davalar açılıyor. Bakın örneğin Esenyurt Belediye Başkanımız Van’ın evladı Prof. Dr. Ahmet Özer, kayyım atandı, görevinden alındı. Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül aynı şekilde, uyduruk sebeplerle, teröre destek olmakla suçlanıyor. Görevden alınıyor ve hapse atılıyor. Yuh olsun bu karara. Türkiye’de en büyük Kürt nüfusunun yaşadığı şehir olan İstanbul’da, 2019’dan bu yana ‘İstanbul İttifakı’ dediğimiz, Allah’ın izniyle ‘Türkiye İttifakı’ diyeceğimiz, sandık ittifakı yaptığımız için yurttaşlarımız gibi eşit ve onurlu vatandaşlar olarak gördüğümüz Kürt hemşerilerimin de belediye meclislerinde temsil edilebilmesini sağladığımız için belediye yöneticilerimiz belediye başkanlarımız meclis üyelerimiz tutuklanıyor diye” konuştu.
‘KÜRT KÜRT’TÜR, BU MEMLEKETİN TEMEL TAŞIDIR, TEMEL DİREĞİDİR’
Esenyurt Belediyesi için iddianameyi hazırlayan savcıya tepki gösteren İmamoğlu, “Esenyurt belediye başkanımızın ve meclis üyelerinin tutuklandığı davanın iddianamesinde savcı şöyle yazmış, ‘Batıdaki Kürtler nasıl kendi kimlikleriyle çoğunluk olmadıkları yerde belediye meclislerinde temsil edilirler, söz sahibi olurlar’ bu topraklar var olduğu olalı, batıdaki Kürtler diyen birini duydunuz mu? Kürt’ün batıda olanı, doğuda olanı olur mu ya? Kürt, Kürt’tür, bu memleketin temel taşıdır, temel direğidir. Bunu bir savcı iddianamesinde yazıyor. Bu sözleri yazanların ortaya koymak olduğu zihniyet, gelecekte adil bir Türkiye’de yargılanacak size söz veriyorum. Ayrılıkçı zihinleri yargılanacak, bu milleti bölemeyecekler. Yani bu bakış açısına göre Kürtler, Güneydoğu’daki meclislerde temsil olabilir. Ta ki kayyım atanana kadar. Buraya sizinle birlikte yeni bir geleceği kurmaya, yaralarımızı sarmaya, kırılmış gönülleri onarmaya, bölünmüş yürekleri bir araya getirmeye, özlemini duyduğumuz barışın hep birlikte inşa etmeye geldim” dedi.
‘SELAHATTİN DEMİRTAŞ’I BİR SİYASİ REHİNE GİBİ HAKSIZ YERE HAPİSTE TUTAMAZSIN’
Selahattin Demirtaş’ın haksız yere cezaevinde tutulduğunu belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Artık halkın seçtiği yöneticiler halkın iradesi dışında görevden alınamasın. Söz verelim ki demokrasiye darbe vuran kayyım düzeni bu memleketin hafızasına silinip gitsin. Adaletin terazisi kimsenin elinde bir oyuncak olmasın. Hiç kimse bir partinin genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı bir siyasi rehine gibi haksız yere hapiste tutamazsın. Şimdi aynı şeyi Ümit Özdağ için de yapıyorlar. Haksızlığa hukuksuzluğa uyan kim varsa, bir AK Parti’li belediye başkanına yapılsın, koşar onun yanına gitmeyen namerttir. Bütün bunları yaparsak Türkiye bundan böyle sonsuzluğa kadar barışın ülkesi olsun. 23 Mart’ta da öncülük üstleneceğiz. Tarlada, evde, işte ve okulda, umut alevleri yükseliyor bir demokrasi devrine hep birlikte imza atacağız ve partimizin cumhurbaşkanı adayının bütün üyelerin katılacağı ön seçimle belirleyeceğiz. Parti içi demokrasiyi tam anlamıyla hayata geçireceğiz. Gerçek demokrasi hakim kılacağız onun için bu bir devrimdir diyoruz. 23 Mart’ı demokrasi şölenine dönüştürmeye hazır mıyız? Tam da baharın müjdecisi nevruzun, baharın uyanışının, kardeşliği ve barışın bayramı müjdeli haliyle birlikte nevruzunuz kutlu olsun, birliğimiz daim olsun. Sözlerime son vermeden önce bize birimizin acısının diğerinin olduğunu tam hatırlatan 16 Mart Halepçedeki katliamı bir kez daha kınıyorum. Bir daha bu coğrafyada böyle katliamların yaşanmamasını diliyorum. Dilemekle de kalmıyorum, hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum. Ama unutmayın; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yakın coğrafyamızda yaşayan herkesin teminatı olmalıdır. Türkiye yanı başımızdaki, Türkiye Alevi katliamına karşı da dimdik ayakta durmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yanı başımızda Alevinin de Kürtün de Arapın da Yezidi’nin de Türkmenin de hepsinin yaşam kalitesi için vardır.”
Haber ve Kamera: Gıyasettin TETİK-Selim KAYA/DİYARBAKIR