Türkiye
DAUM, Santorini Depremleri Ön Değerlendirme Raporu’nu tamamladı
DEÜnün DAUM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Santorini Depremleri Ön Değerlendirme Raporunun tamamlandığını belirtti. Raporda, “Santorini Adası civarında meydana gelebilecek gerek deprem gerek tsunami ve gerekse de volkanik patlama durumunda, eğer afet yönetim bilinciyle afete hazırlık- afet sırası ve sonrasında yapılması gerekenler doğrultusunda hareket edebilirsek hiç kimsenin burnu dahi kanamayacaktır. Türkiyede yaşayan herkese bilgilendirme notu göndermek gerekiyor” ifadeleri yer aldı. Raporu değerlendiren Prof. Dr. Sözbilir, Ege Denizinde 28 Ocaktan itibaren yaşanan deprem fırtınası için dikkat edilmesi gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Sözbilir, “Yerel yönetimler farklı, AFAD farklı broşür basmamalı. Uluslararası standartlara uygun, basit ve resimli olmalı. Tsunami veya volkan patlaması durumunda yapılması gerekeni açıklayan bilgiler bir örnek ve anlaşılır olmalı. Türkçe dışında, ülkede yaşayan tüm insanların kullandığı diğer dillere çevrilmeli. AFAD Acil uygulaması cep telefonlarına yüklenmeli. Afet durumunda sakin ve sadece ilgili resmi makamların söyledikleri doğrultuda hareket etmeli ve toplum olarak bir örnek olmalıyız. Bu fay üzerinde 7.5 büyüklüğünde bir deprem olursa, Santorini civarındakiler bu depremi 9 şiddetinde hissedecek. Deprem odak noktasından 150-200 kilometre uzakta olduğumuz için depremi 5 şiddet değerine kadar hissedeceğiz” ifadelerini kullandı.
BÖYLE BİR DEPREM, EGE KIYILARINDA TSUNAMİYE DE YOL AÇAR
Prof. Dr. Sözbilir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fakat Bayraklı, Kuşadası Körfezi, Söke Ovası, Gökova Körfezi gibi alüvyonal zemin üzerindeki kısıtlı alanlarda, depremin şiddet değeri 8i bulabilecektir. Bu alanlarda 8 şiddetine dayanamayacak bina envanteri hızlıca çıkartılmalı ve gerekli önlemler alınmalı. Çünkü Türkiyede can ve mal kaybının eşik değeri 8 şiddetidir. Örneğin 6.9 büyüklüğündeki 30 Ekim 2020 Sisam depreminde, Bayraklıdaki bazı binalar 8 şiddetine karşılık gelen bir ivmeyle yıkıldı. Diğer taraftan böyle bir deprem, Ege kıyılarında tsunamiye de yol açacaktır. Çünkü 1956 Santorini depreminden yaklaşık 20-30 dakika sonra tsunami dalgalarının Edremit Körfezi ile Datça arasındaki kıyı boyunca belirli oranlarda tsunamiye neden olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu durumda tsunami depremden belirli bir süre sonra Ege kıyılarına ulaşacağından kıyıda yaşayan insanların zamanında uyarılması önemli.”
GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMA ŞANSIMIZ VAR
Türkiyede başta AFAD olmak üzere uluslararası düzeyde de gerçek zamanlı tsunami erken uyarı sistemleri bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “İlgili uygulamaları akıllı telefonlarımıza kurduğumuzda, tsunami tehlikesi yaratabilecek büyüklükte bir deprem olduğunda, saniyeler içinde cep telefonlarına bir uyarı mesajı gelecek. Bu mesajı aldıktan sonra panik yapmadan planlı bir şekilde kıyıdan içeriye yüksek alanlara doğru gidilmesi önem arz ediyor. Volkanik patlama olması durumunun da değerlendirildiği raporda, Santorini volkanlarında milattan önce 1600 ve milattan sonra 1950 yıllarında meydana gelen volkanik patlamalardan sonra, volkan küllerinin Türkiyenin güney sahillerini aşarak İsraile ve Batı Anadolu karasında da Göller Bölgesine kadar ulaştığı eldeki ulusal ve uluslararası yayınlardan anlaşılmaktadır. Böyle bir patlamanın tekrar etmesi durumunda, atmosferin kirleneceği ve çevreye volkanik küllerin yağacağı öngörülebilir. Bu durum gerçekleşmeden önce de uyarılacağımız için gerekli önlemleri alma şansımız var. Ne tür önlemler almamız gerektiği, yine Türkiye ölçeğinde tüm bireylere gönderilecek bir bilgi notuyla sağlanabilir. Böylece volkanik patlama olması durumunda da gerekli önlemleri önceden aldığımız için hiçbir can kaybı yaşanmayabilir” açıklamalarında bulundu.