Türkiye

Çanakkale Savaşları’nda çok sayıda tıp fakültesi öğrencisi görev yapmış

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

ÇOMÜ AÇASAM Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, Çanakkale Savaşlarında yaşanan zorlukların belgelere yansıdığını belirtti. 25 Nisan 1915 tarihinde Arıburnunda karaya çıkan Anzak Kolordusuna karşı ilk 6 gün içerisinde 2 büyük taarruz gerçekleştirildiğini söyleyen Dr. Sabah, “Ancak arazinin güçlüğü ve düşmanın takip edilememesi nedeniyle muvaffak olunamamıştı. Arıburnunda Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığını yürüten Mustafa Kemal Bey, düşmanın vakit kazanarak ve kendilerini oyalayarak yeni takviye kuvvetler getirmesinden şüphelendiği için Anzak Kolordusuna son ve kesin bir darbeyi vurmak için yeniden saldırmaya karar verir” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ONLARI DERHAL KURŞUNA DİZELİM

Dr. Sabah, “Tarihler 30 Nisan 1915i gösterdiğinde gerçekleşecek taarruz için yeni bir tümen emri kaleme alır. Bu emre baktığımızda Mustafa Kemal Beyin Çanakkale Muharebelerinde en çarpıcı emirlerden birini verdiğini görmekteyiz. İçimizde ve kumanda ettiğimiz askerlerde ikinci bir Balkan hacaletini yaşamaktansa burada ölmeyi tercih etmeyenlerin bulunacağını katiyen düşünmek istemiyorum. Şayet aramızda böyleleri olduğunu hissediyorsanız onları derhal evvela kendi ellerimizle kurşuna dizelim diye bir emir vermiştir. Nihayet 1 Mayıs 1915 tarihinde saat 05.00te topçu gruplarının ateşi ile birlikte taarruz başlar. Ancak tahkim edilmiş bir arazide ve makineli tüfeklerle teçhiz edilmiş Anzak siperlerinden bu taarruza karşı hemen atış başlar. O gün muharebeye giren subaylarımızın verdiği emirlere baktığımız zaman yine Çanakkale Muharebelerinin şiddetini yansıtan emirler verildiğini görmekteyiz. Vatanını seven her erkek için düşmanı perişan etmekten başka bir düşünce yoktur. Vatanını ve ırkını seven her asker beni takip etmelidir şeklinde emirler verildiğini görmekteyiz” diye konuştu.

SIHHİYE NEFERLERİNİN AYAKLARI ŞİŞMİŞTİ

Taarruzun geceye kadar devam ettiğini hatırlatan Dr. Sabah, “Taarruz esnasında yaralanan askerler sabaha kadar sargı mahalline gelmeye devam etmiş ve o gece sargı mahallinde çalışan askerlerse sabaha kadar arkası kesilmeyen bu yaralıları taşımak için çalışmak zorunda kalmışlardı. Ancak vasıta eksikliği nedeniyle bu askerler Akbaş İskelesine taşınamamış. Ancak 3üncü Kolordu Baştabipliğinden gönderilen personel ve malzeme ile birlikte bir miktar iş yoluna koyulabilmişti. Ancak o gece sabaha kadar çalışmaktan dolayı sıhhiye neferlerinin ayakları şişmişti. Aslında bu belge, Çanakkale Muharebelerinde ön hatta olduğu kadar cephe gerisinde de çok yoğun bir mücadelenin ve çok büyük bir fedakarlığının verildiğini göstermektedir” dedi.

SİPERDE SAVAŞTIKLARI ŞEKLİNDE YANLIŞ BİR KANI VARDIR

Dr. Sabah, “Bu doktorlarımız hakkında sanki piyade sınıfına mensup bir asker gibi siperde savaştıkları şeklinde yanlış bir kanı vardır. Doktorlar piyade sınıfına mensup bir asker gibi ön hatta sürülmeyip cephe gerisinde yaralanmış askerlerin tedavileriyle meşgul olmuşlardır. Doktorlarımız başta İstanbul ve muharebe sahası olmak üzere Hilal-i Ahmer Hastaneleri de dahil olmak üzere hastanelerde görevlendirilmiştir. Bunlar içerisinde tıp fakültesi öğrencileri de bulunmaktaydı. Belgelere baktığımız zaman stajyer olan öğrencilerin sıhhiye zabit vekili, 5inci sınıf öğrencilerinin sıhhiye başçavuşu ve diğer öğrencilerin eczacı ve dişçi mektebindeki öğrencilerle birlikte sıhhiye çavuşu rütbesiyle görevlendirildiğini bilmekteyiz. 19 Nisan 1915 tarihinde Geliboluda açılan Hilali-i Ahmer Hastanesinin başhekimi olan Taha Yusuf Beyin yazışmalarına baktığımızda; söz konusu hastanede 5inci sınıftan 5 tane tıp fakültesi öğrencisinin hekim yardımcısı olarak görevlendirildiğini görmekteyiz. Hastanenin açıldığı gün Taha Yusuf Bey vatana hizmetin kutsiyeti hakkında bu gençlere bir konuşma yapmış ve kendilerinden büyük bir fedakarlık ve gayret beklediğini ifade ederek ancak vatanın kurtuluşuyla parlak bir geleceğe nail olacaklarını kendilerine ifade etmiştir. Aradan geçen 110 yılın sonrasında belgelere baktığımızda sadece ön hatta değil cephe gerisinde de büyük bir mücadeleyle Çanakkale Zaferinin kazanıldığını görmekteyiz” diye konuştu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

9 DOKTORUMUZU ŞEHİT VERDİĞİMİZİ BİLMEKTEYİZ

Sıhhiye neferleri ve doktorların 1 Mayıs taarruzunun olduğu gün sabaha kadar uyumayarak, yaralanan askerleri tedavi etmek için uğraştıklarını söyleyen Dr. Sabah, “Nitekim bu taarruzdan 2 gün sonra 3 Mayıs 1915 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Muharebelerinin en dikkat çekici emirlerinden birini daha verdi ve o emir şu şekildeydi; Uhdemize tevdi edilen vazife-i namus ve vatanı eksiksiz yerine getirmek için bir adım dahi geri gitmek yoktur. Bu esnada uyku ve istirahat aramanın bu istirahatten yalnız bizim değil bütün milletimizin ebediyen mahrum kalmasına sebebiyet verebileceğini hepinizi hatırlatırım demişti. Çanakkale Muharebelerine baktığımızda muharebeler boyunca 9 doktorumuzu şehit verdiğimizi bilmekteyiz. Bunlardan 2 tanesi ateş hattında yaralılara müdahale ederken şehit olmuşlardır. Çanakkale Muharebelerinin 110uncu yılı ve Tıp Bayramı vesilesiyle başta Çanakkale Muharebelerinde şehit olan doktorlarımız olmak üzere vazifesi başında şehit olan tüm doktorlarımızı da rahmet ve minnetle yad ederim” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version