Türkiye
Bodur: Kadınların yüzde 60,2’si yakın partnerleri veya aile üyeleri tarafından öldürülüyor
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Toplantının açılışında konuşan Cevizoğlu, “Bugüne kadar 17 toplantıyı gerçekleştirdik, bir de İstanbula çalışma ziyareti yaptık, o da çok verimli geçti. Komisyon raporumuzun da çok hızlı bir şekilde ilerlediğini biliyoruz; detaylı bir çalışma yapmış oluyoruz. Toplantımızın da aslında sonuna doğru geliyoruz. 3 ayımızı doldurduk, son uzattığımız 1 ay içindeyiz. 31 Mart itibarıyla Komisyonumuz çalışmalarını resmen tamamlamış, bitirmiş olacak. Genel Kurul’a, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına hazırladığımız raporu takdim edeceğiz. Bugüne kadar çok farklı kesimlerden kuruluş ve kişileri dinledik, çok yararlandık, belki eksikler var, onları da bu ay içinde tamamlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DOĞRUDAN VE DOLAYLI OLARAK ÇALIŞIYORUZ
Başkan Cevizoğlunun açıklamalarının ardından Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi Yöneticisi Duygu Erseçen komisyon üyelerine sunum yaptı. Erseçen, “Kadına yönelik şiddetin ana sebepleri ve tetikleyen sebeplerinden bahsedersek; toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsiyet temelli ayrımcılık, sosyal norm ve kalıp yargılardan bahsedebiliriz. Aslında kadına yönelik şiddet alanında bakanlıklarımız da dahil olmak üzere bu ana sebeplerle mücadele etmeye doğrudan ya da dolaylı olarak çalışıyoruz. Peki, aslında daha somutlaşan örnekleri ne oluyor? Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin nasıl görünür olduğuna baktığımızda da kültürel, sosyal, ekonomik, yasal ve politik sebepler görüyoruz. Örneğin, kadınların ekonomik bağımsızlığının sınırlı olması; kadına yönelik şiddeti elbette sadece ekonomiyle bağlantılandıramayız. Dolayısıyla burada kategorize ettiğimiz şey ne oldu? Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin aslında ekonomik bir yansıması oldu ya da yasaların uygulanmasındaki zorluklar yasal ve politik bir yansıması oldu ya da işte, aile içi toplumsal baskılar, afet, savaş ya da bazen medyaya da çok yansıyor; işte, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı üzerinden kadına yönelik şiddetle kurulan bağ. Tabii ki orada öyle bir gerçeklik var ama biz ne diyoruz? Biz diyoruz ki: Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bireysel sebeplerle görünür hale gelen bir formudur bu” diye konuştu.
KADINLARIN YÜZDE 60,2Sİ YAKIN PARTNER VE AİLE ÜYELERİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR
BM Kadın Birimi Program Analisti Betül Bodur ise dünyadaki kadın cinayetleri ile ilgili, “Dünyada öldürülen kadınların yüzde 60,2sinin yakın partnerleri veya aile üyeleri tarafından öldürüldüğü kaydedilmekte. Bu nedenle, ev, hane, kadınlar ve kız çocukları için en tehlikeli yer olarak kaydediliyor maalesef. Faillerin bir dağılımına bakılacak olursa Amerika ve Avrupada daha çok yakın partner şiddetinin ağırlıklı olduğu görünüyor; dünyanın geri kalanındaysa aile içi, aile üyeleri tarafından uygulanan şiddet söz konusu. Tabii, bunlarla ilgili yapılabilecek, atılabilecek adımlara dair birtakım tavsiyeler var, bunları da hızlı geçmekte yarar görüyoruz. Hem CEDAW Komitesinin 2022 yılında Türkiyenin 8inci periyodik incelemesinin sonuçlarında şiddete değinen birtakım öneriler var; bunlardan özellikle yasal çalışmalar, 7/24 hizmet verecek ihtisaslaşmış koruma hizmetleri, adalete erişim, kesimsel ayrımcılıkla mücadele öne çıkıyor. Bir de 2023 yılında Kadına ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet Nedenleri ve Sonuçları Özel Raportörünün ülkemize bir ziyareti olmuştu, ondan kaynaklı bir rapor var. Burada da hem Özel Raportör özellikle öne çıkan şiddet görünümlerini Türkiyede bu yansıda yer aldığı şekliyle kaydediyor ve bunlara dair birtakım tavsiyeler veriyor. Özellikle eşgüdüm, iş birliği, yeterli insan kaynağının sağlanması, ihtisaslaşmış hizmetlerin niteliğinin ilerlemesi, nitel ve nicel veri çalışmalarının yapılması gibi hususlar yer alıyor” dedi.
