Ekonomi
Bakan Kacır: Türkiye, bugün dünyanın en zengin ülkelerine makine ihracatı yapıyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tekirdağın Çerkezköy ilçesinde Makine İmalatçıları Birliğinin düzenlediği Makine Sektör Toplantısına katıldı. Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesindeki bir tesiste düzenlenen toplantıya Bakan Kacırın yanı sıra Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, AK Parti Tekirdağ Milletvekilleri Mestan Özcan, Gökhan Diktaş, Çiğdem Koncagül, Makine İmalatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Gencer, sanayiciler ve davetliler katıldı.
Toplantıda konuşan Kacır, fabrika yapan makine sektörününün her zaman en stratejik sektörlerden bir tanesi olduğunu belirterek, “Attığımız her adımda uygulamaya aldığımız her politikada bu önemi her daim dikkate almaya gayret gösteriyoruz. Hep birlikte milli gelirimizi 238 milyar dolardan 1,1 trilyon dolara yükselttik. Türkiye ekonomisi satın alma gücü paritesine göre dünyada 18inci sıradan, 11inci sıraya tırmandık. Bütün bu süreçte sanayimizin başat aktör olmasını da hep birlikte sağladık. Sizin alın terinizle, sizin akıl terinizle, sizin müteşebbis ruhunuzla Türk sanayisi, bugün ihracatın lokomotifi oldu. Yıllık 36 milyar dolar düzeyinden 262 milyar dolar düzeyine yükselen ihracatımızın yüzde 95i sanayi ürünlerinden oluşuyor. Bütün bu başarı hikayesinde elbette hep birlikte attığımız adımların, planlı sanayileşme yaklaşımlarının da çok önemli bir rolü oldu. OSBlerimizin sayısını 191den 362ye, OSBlerimizde üretim faaliyetini sürdürdüğümüz sanayi alanlarının sayısını 11den, 58 bine, OSBlerde istihdamı 415 binden 2 milyon 700 bine, toplam sanayi istihdamımızı 3 milyon 900 binden, 6 milyon 700 bine hep birlikte yükselttik” dedi.
İLK ÇAĞRIDA 11 PROJEYE DESTEK VERDİK
Hiçbir sanayi sektörünü geride bırakmadıklarını söyleyen Bakan Kacır, “Sanayi sektörlerimizin pek çoğunda 10 misline, 12 misline, 15 misline varan ihracat büyümeleri kaydettik. Makine sektöründe ihracatımızı yıllık 2 milyar 100 milyon dolardan, şimdi 25,3 milyar dolara yükselttik. 2024te de bu seviyeyi koruyacağımıza biraz da üzerine çıkabileceğimize yürekten inanıyorum. Türkiye, bugün dünyanın en zengin, en gelişmiş kabul edilen ülkelerine makine ihracatı yapabilen bir ülkedir. Sektörümüzün yatırım teşviklerimizde yanında olmaya gayret ettik. Bu dönemde 7450 milyar liralık yatırım için 10 bin 200 yatırım teşvik belgesi düzenledik. 194 bin nitelikli istihdamın makine sektöründe önünü açtık. Hamle programını hep birlikte kurguladık. Türkiyenin ihtiyaçlarını esas alan, mevcut destek ve teşviklerimizde eksik kaldığını değerlendirdiğimiz yönleri kapatmamızı, bütüncül bir anlayışla sektörleri desteklememizi mümkün kılacak bir program tasarlamış olduk. İlk kez TÜBİTAK, KOSGEB ve bakanlık yatırım teşviklerinin aynı masada çalıştığı, tek pencereden tüm desteklere başvuru, erişim imkanı sağladığımız bir programı kurgulamış olduk ve o program kurgusu içinde bir söz verdik, ilk çağrımızı makine sektörü için yapacağız demiştik. Öyle de yaptık. İlk çağrıda 11 projeye destek verdik. Yaklaşık 8,7 milyar tutarında Ar-Ge harcaması ve yatırım harcaması öngördüğümüz, servo motorlardan ileri lazer sistemlerine pek çok projeyi desteklemiş olduk. Peşinden üretimde yapısal dönüşüm çağrısıyla yine sektörümüzü destekledik. Mobilite çağrısında yine yüksek hızlı alternatörlerden turbo fanlara kadar 23 farklı projeye 16 milyar lira üzerinde bir yatırım öngörüsüyle destek olduk. Bu yıl çıktığımız yükselen yenilikçi teknolojiler çağrısında da 242 ürün ve 105 teknoloji başlığını adresledik. Bu çağrının da inşallah sonuçlarını hızla açıklamayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
2030 YILINA DEK 30 MİLYAR DOLARA VARAN TEŞVİKLER SUNACAĞIZ
Bakan Kacır, şöyle devam etti: “Aslında son dönemde attığımız en stratejik adımlardan biri, yatırım tarihi ve avans programını Türkiyenin sanayi politikasıyla sağlamak oldu. Geçtiğimiz dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası eliyle başlatılan bu programı, bu dönemde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Merkez Bankası iş birliğinde sürdürüyoruz. Birlikte bir öncelikli ürün listesi ve teknoloji listesi hazırladık. Türkiyenin toplam dış ticaret açığının yüzde 85ini adresleyen 284 ileri teknoloji ürünü ve 261 teknoloji başlığını kamuoyuyla paylaştık. Ve bu alanlarda yapılacak olan yatırımların teknik değerlendirmesini, sanayi bakanlığı olarak sürdürüyoruz, sonrasında finansal değerlendirmeyi bankalar vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tamamlıyor. Nihayetinde bütün bu alanlarda gerçekleşecek 1 milyar lira yatırım tutarının üzerindeki projeler için 2 yılı geri ödemesiz, 10 yıla varan vadeyle piyasa koşullarından 30 puana yakın indirimli Türk lirası finansman imkanı sağlamış oluyoruz. Toplam 300 milyar lira kaynak ayrılmış olan bu programın Türkiyenin sanayileşme hızını çok ivmelendireceğine, sanayi politikası hedeflerimize erişmemizi çok daha mümkün hale getireceğine inanıyorum. Halihazırda sektörümüzden 18 başvuru aldık. 25,5 milyar liralık bir yatırım öngörüsüyle gelen bu proje başvurularını da hızla değerlendirmeyi tamamlayacağız. Yine geçtiğimiz aylarda makine sektörümüzü de çokça ilgilendirdiğini düşündüğüm HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programını Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaştı. 2030 yılına dek ileri teknoloji alanlarında, elektrikli araçlardan ve ilgili teknolojilerden batarya teknolojilerine, güneş hücrelerinden, rüzgar türbinlerine, yarı iletken çip üretiminden küresel Ar-Ge merkezlerine, yeşil hidrojen üretiminden biyoteknolojik ilaçlara, sanayi robotlarına kadar her biri Türkiyenin yapısal dönüşümüne hız kazandıracak ileri teknoloji başlıklarında gerçekleşecek yatırımlara 2030 yılına dek 30 milyar dolara varan teşvikler sunacağız. Bütün bunlarla ilgili şu anda çok yoğun bir çalışma içindeyiz. Hem milli markalarımızın bu teşviklerden en ileri düzeyde yararlanmasını amaçlıyoruz hem de bu teşvikler aracılığıyla küresel yatırımların Türkiyeye daha hızlı yönlenmesini hedefliyoruz.”
MASTER PLANINI TAMAM GAYRETİ İÇİNDEYİZ
Geçan ay sanayi ve makine sektörü için çok önemli olduğunu değerlendirdikleri bir atım attıklarını ifade eden Kaçır, “Adeta bir yapısal dönüşüm reformu gerçekleştirdik. O da Organize Sanayi Bölgesi Yönetmeliğinde gerçekleştirdiğimiz değişikliktir. Önümüzdeki dönemde OSBlerin kuruluşlarını daha da hızlandıracağız. Bu yıl OSBlerin genişlemesi, yeni OSBlerin kurulması adına gerçekten çok önemli adımlar attığımız bir yıl oldu. Ama halen bu gömlek, bu bedene dar geliyor. Halen planlı sanayi alanlarımız, toplam yüz ölçümünün ancak binde dördü düzeyinde. Bunu hızlı bir şekilde Türkiyenin toplam yüzölçümünün yüzde 1i düzeyine çıkarmayı amaçlıyoruz. Bunun için bir yandan 81 şehrimizin tümünü kuşatan bir ulusal sanayi alanları master planını tamam gayreti içindeyiz. 30 yıllık ulaşım lojistik planları, tüm kara yolu, demir yolu, liman yatırımları hem mevcut yatırımlar hem de önümüzdeki dönemde plan yatırımları, enerji hatlarını, su erişim imkanlarını, ham madde kaynaklarını, pazar koşullarını, sektörel kümelenme yaklaşımlarını esas alan bir ulusal sanayi alanları master planını inşallah tamamlayacağız. Ama bununla birlikte attığımız adımla OSB Yönetmeliğinde gerçekleştirdiğimiz değişiklikle, sanayicilerimizin sanayi alanlarına erişimini hızlandıracak tedbirleri almaktan da imtina etmiyoruz. Attığımız adımın önemli unsurlarından biri, Türkiyenin tüm organize sanayi bölgelerinde bulunan henüz tahsis edilmemiş tüm yatırım yerlerinin bundan böyle her ayın ilk pazartesi günü online platformda tüm sanayicilerimizin erişimine açılmış olmasıdır. Hedefimiz, mevcut OSBlerde boş yer kalmaması. Bir an evvel elimizdeki boş yerlerin tamamının yatırımcılarla, sanayicilerle buluşuyor olması. Ve bundan böyle organize sanayi bölgelerinde tahsis edilmiş olan tüm yatırım yerlerinin de hızla üretime dönüşmesini sağlayacağımız tedbirler almak. İnşallah attığımız bu adımda sanayimizin çok ileri düzeyde yararlanmakta olduğunu görüyoruz. İlk ayımızda 1484 yatırım yerini tahsise açtık. Ayrıca yeni kurulmakta olan 6 organize sanayi bölgemizde de ön tahsis sürecini başlatmıştık. Toplam 22 milyon metrekarelik bir sanayi alanını sanayicilerimize açmış olduk. Henüz ilk ayda aşılan sanayi alanlarının sayısının üçte birini aşan bir yatırım öngörüsüyle başvuru gerçekleşti. Bu da aslında attığımız adımın sanayicilerimiz tarafından, yatırımcılarımız tarafından ne kadar büyük bir teveccühle karşılandığının göstergesi diye düşünüyorum” diye konuştu.
EN KIYMETLİ NETİCELER, AR-GE ALANINDA ATTIĞIMIZ ADIMLARDA OLDU
Bakan Kacır, sanayide en önemli hedeflerinden birinin de ikiz dönüşümü gerçekleştirmek olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm alanlarında daha hızlı adımlar atmalıyız. Bunun için geçtiğimiz aylarda önemli bir adım attık. Yeşil Dönüşüm Destek Programı ve Dijital Dönüşüm Destek Programı adıyla iki yeni program başlattık. Bu programların kurgusunun da aslında bir zihniyet dönüşümünü de barındırdığını ifade etmek isterim. Doğru hedefler koyduğumuzda hep birlikte, bu hedefler doğrultusunda hizalandığımızda ve ortak adımlar attığımızda ne kadar önemli neticeler aldığımızı pek çok alanda gördük. Bu ana kadar aldığımız en kıymetli neticeler, Ar-Ge alanında attığımız adımlarda oldu. Türkiye, 22 yıl önce araştırma geliştirmenin sözlük anlamının dahi yeterince bilinmediği bir ülkeydi. Bugünse Türkiye 270 bini aşan Ar-Ge insan kaynağıyla, 10 misline çıkardı. 1600den fazla tasarım merkez, 104 teknoparkında 11 bine yakın araştırma girişim projesi sürdüren firmasıyla ve milli gelirinin yüzde 1,3ünden fazlasını Ar-Geye ayıran kuvvetiyle iddialı bir Ar-Ge ve inovasyon ülkesi olmuştur. Bunu başarırken birlikte ortak politikalar geliştirdik. Ar-Ge merkezleri, tasarım merkezleri uygulamalarını hep birlikte başlattık, hep birlikte kurguladık. İhtiyaç duyduğumuzda da hep birlikte güncelledik ve nihayetinde işte bu ziyaret ettiğimiz pek çok önemli firmamız bünyelerinde aile merkezleri kurdular, Ar-Ge ekipleri oluşturdular ve Ar-Ge şirketlerin yönetim katlarında sözünü ve sesini yükseltebilen bir iddiaya kavuşmuş oldu. Şimdi istiyoruz ki yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm alanlarında da benzer bir yaklaşımı beraberce başlatalım. Şirketlerimiz yine merkezlerinde, bünyelerinde, yeşil dönüşüm dijital dönüşüm merkezleri oluştursunlar. Yeşil dönüşüm liderleri, dijital dönüşüm liderleri tayin etsinler ekipler kursunlar ve bize en az 5 yıllık yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm planlarıyla gelsinler. Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm yatırımlarını öncelikli yatırım başlıkları arasında desteklemeye devam edeceğiz. Ama birazdan biraz daha detayını paylaşacağım yeni teşvik sistemimizde bugünkünden de çok daha ileri adımları yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm yatırımları için atmayı inşallah sürdüreceğiz.”
OSBLERİMİZİN YEŞİL DÖNÜŞÜM YATIRIMLARINI HIZLANDIRIYORUZ
Bakan Kacır, “Tabii son dönemde Dünya Bankası iş birliğiyle 750 milyon dolar Türkiye Yeşil Sanayi Projesini ve Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesini başlattık. Bir yandan sektörlerimizin yeşil dönüşüm süreçlerini finanse etmeye gayret ediyoruz. Tabii bazı öncelikli sektörlerimiz var. Demir çelik gibi, alüminyum gibi, gübre gibi, çimento gibi, seramik gibi sektörlerimizde yeşil dönüşüm çok daha acil bir ihtiyaç. Çünkü onların önünde özellikle Avrupa Birliği sınırda karbon mekanizmasına hazırlanma ödevi daha ivedi olarak gerçekleştirmeleri gereken bir unsur. Buralarda sektörlerimizle birlikte yeşil dönüşüm yol haritalarını hazırladık. O sektörlerde 2053 yılına kadar 70 milyar dolara varan bir yatırımın gerçekleşmesi lazım; bizim karbon sıfır hedeflerimize ulaşabilmemiz için. Ama tüm sektörlerimizde bu Türkiye Yeşil Sanayi Projesi kapsamında yeşil dönüşüme ilişkin sanayi yatırımlarını destekliyoruz. Bir yandan TÜBİTAK eliyle yeşil dönüşüm teknolojilerinin Türkiyede gelişmesine ilişkin Ar-Ge projelerini destekliyoruz. Bir yandan da Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi ile özellikle OSBlerimizin yeşil dönüşüm yatırımlarını hızlandırıyoruz. Yine TSE eliyle de yeşil dönüşüm alanında olgunlaşmış çalışmalar ortaya koymuş organize sanayi bölgelerimize yeşil OSB sertifikası veriyoruz. Model fabrikalarımızın sayısını arttırmaya devam ediyoruz. Yakında model fabrikalarımızın sayısı 15e çıkacak. Ümit ediyorum ki sizler de Türkiyenin yanında kurduğumuz verimlilik, yalın üretim ve dijital dönüşüm odaklı çalışmakta olan model fabrikalarımızdan ileri düzeyde istifade etmeyi sürdüreceksiniz. Yeni Makina Emniyeti Yönetmeliğini Avrupa Birliği Komisyonuyla müzakereleri yakında tamamlayarak devreye alacağız. Ve bu yönetmelik kapsamında özellikle üretimin devamlılığı için çok daha kritik hale gelmiş siber güvenlik, yapay zeka gibi başlıkları da kapsama almış olacağız. Yerli malı tebliğini sizlerin de sunduğu önerilerle kapsamlı bir değişikliği olgunlaştırmış olduk. Çok yakında Türkiyenin yeni Yerli Malı Tebliğini inşallah kamuoyuyla paylaşacağız. Tabii bugün çokça zikredilmedi ama istihdam, insan kaynağı ve beşeri sermaye meselesi çok değerli, çok önemli. Bu alanda daha fazla çalışmalıyız. Sektörlerimizle birlikte yeni adımlar atma konusunda çok istekliyiz. Şimdi sadece beşeri sermayeyi konuşsak, burada saaatler boyu süren bir toplantı yapmamız gerekir” diye konuştu.
SİZİ HİÇBİR ALANDA ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ
“Bölgesel kalkınma perspektifimizi terk etmeyeceğiz” diyen Kacır, “Türkiyenin daha hızlı kalkınma ihtiyacı olan 2000li yıllar öncesinde uzunca bir dönem maalesef bazen ihmal edilmiş, bazen terör yüzünden istediğimiz hızda kalkınma gerçekleştirememiş olduğumuz şehirlerde kalkınmayı hızlandırıcı adımları daha güçlü şekilde atmamızı sağlayacak politikalar ortaya koyacağız. Her bir şehrimiz için, o şehrin fırsatlarını güçlü yanlarını dikkat aldığımız yatırım başlıklarında Yerel Kalkınma Hamlesi Programını ilan edeceğiz. Sektör-şehir eşleşmesini yeni Yatırım Teşvik Sisteminde daha güçlü şekilde ortaya koyacağız. Ve bunun yanında özellikle teşviklerimizden büyük ölçüde yararlanan büyük ölçekli firmalarımıza artık daha fazla ödevler vereceğiz. Bu ödevlerin içinde hem Türkiyenin ihtiyaç duyduğu kritik alanlarda aile faaliyetleri sürdürmek olacak hem de özellikle nitelikli insan kaynağımızı eğitim altyapımızı destekleyici kamu faydasına, sosyal fayda üretebilecek yatırımların altına ellerini koymalarını sağlayacak görevler de olacak. Her daim sanayicimizin, yatırımcımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Ama fabrika yapan, fabrikaları geliştiren, üreten makine sektörümüzün yanında olmaya devam edeceğiz. Sizi hiçbir alanda asla yalnız bırakmayacağız. Küresel konjonktürde neyin olup bittiğini çok dikkatle takip ediyoruz. Fakat olup, bitene seyirci kalmıyoruz. Bununla ilgili her sektörde ihtiyaç duyulan tedbirlerin yeri geldiğinde dış ticaret tedbirlerinin alınması konusunda da ilgili paydaşlarımızla çok etkin çalışma yürütüyoruz. Sizlerin sesini her daim duymaya devam edeceğiz” dedi.