Türkiye

Ankara – Dervişoğlu: Aldıkları oya ihanet edenlerin yeri, demokrasiye ihanet edenlerin yanıdır

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinden istifa edip başka partilere katılan milletvekillerine ilişkin, “Bazılarının bizden ayrılmaları kayıp değil, kazançtır. Bir başka anlamıyla bizim açımızdan özgürleşmedir. Ayrıca, demokrasilerde vatandaşın oyunun namusunu, siyasetçinin namusu korur. Her siyasetçi de kendi namusundan mesuldür. Aldıkları oya ihanet edenlerin yeri, demokrasiye ve demografiye ihanet edenlerin yanıdır” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, TBMMde partisinin grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, hafta sonu Manisa ve İzmirde olduklarını, esnaf ve halkla buluştuklarını söyleyerek, işçisinden memuruna, emeklisinden çiftçisine, kadınlardan gençlere kadar milletin dertli ve çaresiz olduğunu söyledi. Vatandaşı duyduklarını ve gördüklerini belirten Dervişoğlu, “Türkiyeyi nasıl düze çıkaracağımızı da iyi biliyoruz. Milletin olanı millete verdiğimizde, her sıkıntının üstesinden gelineceğini biliyoruz. Türkiye, zengin ve güçlü bir ülke. Hepimize yetecek kadar imkanı var. Yeter ki bu iktidarın, milletin hazinesiyle millet arasına soktuğu kan emicilerden kurtulalım. Bu kadar büyük bir ülkede, bu iş aslında bu kadar basit ama 23 yıldır ne bu iktidarın ne de kenelerinin gözünü doyuramadık. O vakit yaklaşıyor. Biz varız. Hazır olun, müsterih olun” dedi.

MİLLETE GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞIYOR

Bir ülkeyi idare edenlerin normalde suçlulara, yanlış yapanlara gözdağı vermek için yasaları ve hukuku kullandığını ifade eden Dervişoğlu, “Recep Tayyip Erdoğan ise bunun tam tersini yapıyor. Yasaları hukuksuzca kullanıp, millete gözdağı vermeye çalışıyor. Şiirler okudu diye haksızlığa uğrayıp, cezaevine girdi ama belli ki şairi hiç anlamamış. Akifin, İstiklal Marşımıza neden Korkma diye başladığını kavrayamamış. Aklınca, milleti korkutarak terbiye edecek. Belli ki, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım dizesinden de bir anlam çıkaramamış. Bu iktidar, keyfi uygulamalarla, adaleti çiğneyen yargı sopasıyla, cübbelerine ilik açtırmış kontenjan savcıları ve hakimleriyle, kantarın topuzunu kaçırdı. Şaka-maka, istibdatla ömür boyu iktidarda kalacaklarına inanıyorlar. Ama buradan acı gerçeği hatırlatayım; 2017deki mühürsüz zarflardan beri, parti devletine dönüştürdükleri bu mekanizma, önce onların başına yıkılacaktır. Tarih bunu söyler, milletimizin feraseti de bunu işaret eder” diye konuştu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

KRİZ BÜYÜYEREK DEVAM EDİYOR

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Türkiyenin 2018 yılında beri krizde olduğunu öne süren Dervişoğlu, “Türkiyede daha önce de ekonomik krizler oldu. Bu krizleri 6 ayda, en fazla 1 yılda aştık, düze çıktık. Bunların yağmasıyla gelen kriz, 7 yıldır devam ediyor. Bunun adı artık kriz falan değil. Bu iktidar Türkiyeyi yönetemiyor. Milletimizin sabrı tükendi. Sabrı tükenmiş, yoksullaşmış, en temel ihtiyaçlardan yoksun kalmış bir milletten bahsediyoruz. Bayrak asla inmeyecek, ezan asla susmayacak. Ama bu sloganlar ve dış güçler bahaneleri, meseleyi çözmüyor. Elinde sadece namus, şeref ve haysiyeti kalmış bu aziz milletten özür dileyip istifa edeceklerine, yüzleri kızarmadan ezberledikleri nakaratı tekrar ediyorlar. Beli bükülmüş milletimizden hala sabır ve fedakarlık istiyorlar. Hatırlayın çok değil daha 2 ay önce bütçe görüşmelerinde Erdoğan ve onun aveneleri, ekonominin birkaç ay içinde düzelmeye başlayacağını iddia etmişlerdi. O birkaç ay, daha önceki aylar ve yıllar gibi geçti gitti. Kriz hala büyüyerek devam ediyor. Asgari ücret zammı eridi. Emeklisi, asgari ücretlisi, kamu görevlisi, Diyanet fetvasına göre, fitre verilebilecekler arasına girdi. Diyanet bu iktidarın yanlışlarını meşrulaştırmakla meşgul ve asıl meseleyi ıskalamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

ADİL BİR TÜRKİYE İSTEYENİ, DÜŞMAN BELLİYORLAR

Yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığının zan altında bırakıldığını söyleyen Dervişoğlu, “Gerek konvansiyonel gerekse sosyal medyada tek elden yönetilen itibarsızlaştırma süreçleriyle işlerine gelmeyenin ilkokul karnesine kadar sorgulama yapıyorlar. Tam bir düşüklük ve tam bir düşkünlük örneği sergiliyorlar. Gördüğümüz manzarada, Erdoğan ve saray vesayetinin tüm Türkiyenin üzerine kabus gibi çöktüğü ortadadır. Yargıda azınlıkta ancak kritik görevlerde olan birtakım grupların, yetkilerini silah gibi kullanıldığı bir gerçektir. Söylemeden geçemeyeceğim. Bir de bu arsızlık senfonisinin arkasındaki propaganda başkanı aracılığıyla Daha adil bir dünya mümkün diye dünya başkentlerinde TIR dolaştırıp, toplantı tertipliyorlar. Bunu neyle yapıyorlar? Sorsan, mazlumların haklarını savunuyorlar. Sorsan, Filistin davası güdüyorlar. Ama Trumpın Gazzede yapacağı çılgın projeye susuyorlar. Sorarım size; lafa geldi mi mangalda kül bırakmayan Recep Tayyip Erdoğandan Eeeeey Trump diye başlayan bir cümle duydunuz mu? Daha adil bir dünya mümkün diye caka satıyorlar ama adil bir Türkiye isteyeni düşman belliyorlar. Mücadele edilmesi gerekenlerle mücadele etmiyor, edemiyorlar. Düzeltmeleri gereken şeyleri düzeltmiyor, düzeltemiyorlar. Çünkü artık saray kadıları da siyasete bulaşmaktan utanmıyor. Aksine, Cumhuriyetin değil, Erdoğanın savcısı rolüyle, kendilerini gösterme telaşındalar. Öyle bir hırsla hareket ediyorlar ki belki Adalet Bakanı, bakan yardımcısı, kurul üyesi ya da yargıtay üyesi olurum hevesiyle bütün Türkiyeyi soruşturacak hale geldiler” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

SESSİZ KALAN PARTİLER İSTİYORLAR

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Dervişoğlu, iktidarın muhalefete tahammülünün kalmadığı belirterek, “Cumhuriyet yıkılsa da alkışlayan, Türkiye Türksüzleştirilse de sessiz kalan partiler istiyorlar. Aylar önce partimizden ayrılanları, sanki dün ayrılmışlar da AK Partiye katılmışlar gibi gösterip algı yaratmaya kalkışıyorlar. Bazılarının bizden ayrılmaları kayıp değil, kazançtır. Bir başka anlamıyla bizim açımızdan özgürleşmedir. Ayrıca, demokrasilerde vatandaşın oyunun namusunu, siyasetçinin namusu korur. Her siyasetçi de kendi namusundan mesuldür. Bakın size 27nci dönemden bir örnek vereyim. Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba, AKPden istifa edip İYİ Partiye katıldı. Meclis aritmetiği de oldukça hassastı. Bazı üyeliklerin partimizde kalması için kendisinin hiç olmazsa birkaç gün daha milletvekilliğini sürdürmesi bizim için önem taşıyordu. Konunun hassasiyetini kendisine bizzat ben anlattım. Aldığım cevap, demokrasi tarihimize ders olarak geçecek nitelikteydi. Bana dedi ki, Ben, başka bir partiye gönül veren vatandaşların oylarıyla seçildim. O partiden istifa ettiysem, milletvekilliğinden de istifa etmem gerekir. Sizden ricam milletvekilliğinden istifamın kabulü için Mecliste yapılacak oylamada partimiz benim kararımın yanında dursun. Siyasi namusun gereği budur. Elbette Fakıbaba olmak kolay değildir. Sözüm Fakıbaba olamayanlaradır. Aldıkları oya ihanet edenlerin yeri, demokrasiye ve demografiye ihanet edenlerin yanıdır” diye konuştu.

ANKARA,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version