Connect with us

TÜRKİYE

Üç yıl boyunca toprağın altında kaldı! Türkiye’nin ikinci olayı

Yayınlanma tarihi:

Üç yıl boyunca toprağın altında kaldı! Türkiye'nin ikinci olayı

Antalya’nın Kumluca ilçesi sahilinde 3 yıl önce karaya vuran ve İstanbul’da gömülen kaşalot balinanın kemikleri, bilimsel çalışmalar ve iskeletini müze materyali haline getirmek için yaklaşık 3 yıl sonra çıkartıldı.

Antalya’nın Kumluca ilçesinin sahilinde 3 yıl önce karaya vurmuş ve İstanbul’da gömülmüş olan bir kaşalot balinanın kemikleri, bilimsel araştırmalar ve müze materyali olarak kullanılması amacıyla yaklaşık 3 yıl sonra çıkarıldı.

14 Ağustos 2020 tarihinde Kumluca sahilinde yaklaşık 14 metre uzunluğunda bir ölü kaşalot balinası karaya vurdu. Başlangıçta sahile gömülen balina, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından 2 ay sonra çıkarılarak İstanbul’a taşındı. Balina, bilimsel çalışmalar ve iskeletinin müze materyali haline getirilmesi için İstanbul’da tekrar gömüldü. Yaklaşık 3 yıl sonra, balinanın iskeletini oluşturan kemikler, gömüldüğü yerden 7 saat süren bir kazı ve temizleme çalışmasıyla çıkarıldı.

TÜDAV Başkan Yardımcısı ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. M. Arda Tonay, Kumluca sahilinde karaya vuran kaşalot balinasının yerel yetkililer tarafından gömüldüğünü belirtti ve şunları söyledi: “Gömüldüğü yer denize çok yakındı. Kemiklerini daha sonra bulamayacağımızı biliyorduk, bu nedenle iki ay sonra Kumluca Belediyesi ve Mavikent Jandarma Karakol Komutanlığı’nın yardımıyla kumsaldan çıkardık ve İstanbul’daki vakfımıza getirdik. Burada kontrollü ve düzgün bir şekilde yeniden toprağa gömdük ve şimdi 3 yıl sonra iskeletini oluşturan kemikler elimizde.”

Üç yıl boyunca gömülü kaldı… Türkiye’de İkinci Örnek

Doç. Dr. Tonay, kaşalot balinasının tahmini olarak 13-14 metre uzunluğunda ergin bir birey olduğunu belirtti. Karaya vurduğunda büyük ölçüde bozulmuş bir durumda olduğunu ifade eden Tonay, otopsi yapılamadını belirterek, ölüm sebebi hakkında kesin bir bilgi verilemediğini söyledi. Ancak kazı çalışmaları sırasında şans eseri plastik bir bidon içinde mide içeriğinin bir kısmını bulduklarını ve balinanın bu türden deniz çöplerini yuttuğunu gösterdiğini belirtti. Ölüm sebebinin bu faktörlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığının bilinmediğini ifade etti.

TÜDAV ekibi tarafından 25 yıldır Türkiye denizlerinde yaşayan deniz memelileri üzerine yapılan bilimsel çalışmalara değinen Doç. Dr. Tonay, bu kaşalot balinasının çok değerli bir örnek olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye’de ikinci kez bir kaşalot balina iskeletinin bulunacağını belirtti. Önceden 2000 yılında Yumurtalık sahilinde karaya vuran bir uzun balinanın iskeletinin yapılarak İstanbul’da çeşitli müzelerde ve fuarlarda sergilendiğini söyledi. Şimdi ise Türkiye’nin ikinci kaşalot balina iskeletinin oluşturulacağını ve sergilenmeye uygun hale getirileceğini dile getirdi. Ancak iskeletin sergileneceği yer konusunda henüz bir karar verilmediğini ve İstanbul’da kapsamlı bir Doğa Tarihi Müzesi’nin eksikliğini hissettiklerini ifade etti.

Kaşalot balinaları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Tonay, bu türün ispermeçet balinası olarak da bilindiğini ve dünya okyanuslarının yanı sıra Akdeniz’de de bulunan bir dişli balina türü olduğunu belirtti. Kaşalotların kıtasal yamaçların en derin bölgelerini tercih ettiğini ve genellikle 1000 metre derinliğe sahip alanlarda yaşayan kafadanbacaklılarla beslendiğini açıkladı. Ayrıca, kaşalotların 3200 metreye kadar dalış yapabildiğini ve 2 saatten daha uzun süre nefeslerini tutabildiğini söyledi. Doğduklarında yaklaşık 4 metre uzunluğunda ve 1 ton ağırlığında olan kaşalotların dişilerinin maksimum 12 metre, erkeklerinin ise 19 metre uzunluğa ve 57 tona kadar ulaşabileceğini belirtti.

Nesli tehlike altındaki kaşalot balinalarına dikkat çeken Doç. Dr. Tonay, Akdeniz’deki ayrılmış bir alt popülasyonda yaklaşık 2,500 yetişkin bireyin kaldığının tahmin edildiğini söyledi. Bu türün Türkiye’nin en derin bölgelerinde, özellikle Kumluca -Fethiye, Çeşme-Kuşadası ve Gökçeada açıklarında gözlemlenebildiğini belirtti. Son 50 yılda Türkiye’de 6 adet kaydedilmiş kaşalot balinası karaya vurma olayının yaşandığını ifade etti. Doç. Dr. Tonay, kaşalotların Akdeniz’deki en büyük tehditlerinin illegal balık avı için kullanılan akıntı ağları, gemilerle çarpışmalar, insan kaynaklı gürültü, plastik atıkların yutulması ve kimyasal kirlilik olduğunu sıraladı. Ayrıca, kaşalotların derin dalış yetenekleri nedeniyle su yüzeyine çıktıklarında dışkılarını bıraktıklarını ve bu dışkıların mikroskobik fitoplanktonlar tarafından kullanılarak fotosentez yapıldığını ve soluduğumuz havanın büyük bir kısmının fitoplanktonlardan kaynaklandığını vurguladı. Denizlerimizi yeterince tanımadığımızı ve korumadığımızı belirterek, deniz ekosisteminin dengesinin önemine dikkat çekti.

Sonuç olarak, Kumluca ilçesi sahilinde 3 yıl önce karaya vuran kaşalot balinanın kemikleri, bilimsel çalışmalar ve müze materyali olarak kullanılmak üzere çıkarıldı. Bu olay Türkiye için ikinci kez bir kaşalot balina iskeletinin bulunması anlamına geliyor. TÜDAV ekibi, iskeleti temizleyerek birleştirecek ve sergilenmeye uygun hale getirecektir. Bu durum, kaşalot balinaları ve deniz ekosistemi hakkında yapılan bilimsel çalışmaların önemini vurgulamaktadır. Ancak kaşalot balinaları gibi nesli tehlike altında olan türlerin korunması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekmektedir.

TÜDAV Başkan Yardımcısı ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. M. Arda Tonay, kaşalot balinasının bulunmasının Türkiye için önemli bir adım olduğunu belirtti. Türkiye’nin denizlerinde yaşayan 12 farklı deniz memelisi türü üzerinde 25 yıldır çalışmalar yürüten TÜDAV ekibi için bu kaşalotun büyük bir değer taşıdığını ifade etti. Bu örnekle birlikte TÜDAV ekibi, kaşalotlar hakkında daha fazla bilgi edinme ve koruma çalışmalarına katkı sağlama fırsatı bulacak.

Doç. Dr. Tonay, kaşalot balinasının doğal yaşam alanının derin denizler olduğunu ve genellikle 1000 metre derinlikte bulunan kıtasal yamaçların tercih edildiğini açıkladı. Bu bölgelerde yaşayan kafadanbacaklılarla beslendiklerini belirtti. Kaşalotların 3200 metreye kadar dalabildiği ve 2 saatten fazla nefeslerini tutabildiği bilgisini paylaştı. Yeni doğan kaşalotların yaklaşık 4 metre uzunluğunda ve 1 ton ağırlığında olduğunu söyleyen Tonay, dişilerin 12 metreye, erkeklerin ise 19 metreye ve 57 tona kadar ulaşabileceğini ifade etti.

Kaşalot balinalarının nesli tehlike altında olan türler arasında yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Tonay, Akdeniz’de yaklaşık 2 bin 500 ergin bireyin bulunduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Akdeniz’e yerleşik olan bu türün Türkiye’nin derin bölgelerinde, özellikle Kumluca-Fethiye, Çeşme-Kuşadası ve Gökçeada açıklarında düzenli olarak gözlemlenebildiğini söyledi. Ancak kaşalotların akıntı ağları, gemi çarpışmaları, insan kaynaklı gürültü, plastik atıkların yutulması ve kimyasal kirlilik gibi çeşitli tehditlerle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Doç. Dr. Tonay, kaşalot balinasının mide içeriğinde şans eseri plastik bidon parçaları bulduklarını ve bunun balinanın denizdeki çöpleri yuttuğunu gösterdiğini söyledi. Ancak ölüm sebebinin tam olarak belirlenemediğini ve sağlık sorunlarına işaret edebileceğini belirtti.

Son olarak, Doç. Dr. Tonay, Türkiye’nin ikinci kaşalot balina iskeletine sahip olacağını ve bunun bilimsel araştırmalar ve halkın ilgisini çekecek bir sergiye konu olabileceğini söyledi. 2000 yılında Yumurtalık sahilinde karaya vuran ve iskeleti sergilenen 10 metre uzunluğundaki uzun balinanın ardından şimdi Türkiye’nin ikinci kaşalot balina iskeletine sahip olacaklarını belirtti. Ancak İstanbul’da kapsamlı bir Doğa Tarihi Müzesi olmamasının bir eksiklik olduğunu dile getirdi ve iskeletin nerede sergileneceği konusunda belirsizlik olduğunu ifade etti.

Kaşalot balinasının karaya vurmasının Türkiye’deki altıncı kaydedilen vakası olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tonay, bu türün Akdeniz’deki en önemli tehditlerin illegal balıkçılıkta kullanılan akıntı ağları, gemi çarpışmaları, insan kaynaklı gürültü, plastik atıkların yutulması ve kimyasal kirlilik olduğunu belirtti. Denizlerin ve içerdikleri ekosistemlerin korunması gerektiğini vurgulayarak, denizlerin yeterince tanınmadığını ve korunmadığını söyledi.

Sonuç olarak, Antalya’nın Kumluca ilçesinde 3 yıl önce karaya vuran ve İstanbul’da gömülen kaşalot balinasının kemikleri, bilimsel çalışmalar ve müze materyali olarak kullanılmak üzere çıkarıldı. Türkiye için önemli bir keşif olan bu iskelet, TÜDAV ekibi tarafından temizlenecek, ölçümleri yapılacak ve birleştirilerek sergilenmeye uygun hale getirilecektir. Bu durum, kaşalotlar hakkında daha fazla bilgi edinilmesini sağlayacak ve denizlerin korunması konusunda farkındalık oluşturacaktır.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla