Türkiye
Tunç Çağı batığında 3 bin 600 yıllık kurşun ağırlıklar bulundu


KAZI baÅŸkanlığını Akdeniz Ãœniversitesi (AÃœ) Sualtı Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölüm BaÅŸkanı Doç. Dr. Hakan Öniz’in yaptığı Tunç Çağı batığı çalışmalarında, Akdeniz’de su altında en eski kurÅŸun ağırlıklar bulundu. Biri 22 gram diÄŸeri ise 44 gram olan kurÅŸun ağırlıkların 3 bin 600 yıllık olduÄŸu belirtildi.
Antalya’nın Kumluca ilçesinde su altı arkeolojik kazı çalışmalarını sürdürdükleri M.Ö. 16. yüzyıla tarihlenen Tunç Çağı batığının dünyanın en eski batıklarından biri olduÄŸunu belirten Doç. Dr. Hakan Öniz, 3 bin 500- 3 bin 600 yaÅŸlarında olan batığın muhtemelen Girit’e gitmekte iken fırtınadan kaçamayarak batan bir gemiye ait olduÄŸunu söyledi. Geminin muhtemelen Kıbrıs’taki bakır madenlerinden toplanan bakır külçelerle batıya doÄŸru hareket ettiÄŸini ifade eden Doç. Dr. Öniz, “Bu bakır külçelerin önemli bir özelliÄŸi var. O günlerde bölgeye egemen olan güç Mısırlılarsa bölgedeki devletler, örneÄŸin Kıbrıs ya da Minos sarayları ya da Asurlular vergilerini Mısırlılara bu bakır külçelerle ödüyorlar” dedi.
Batıkta bakır külçelerin (ingot) o döneme ait her formuna rastladıklarını kaydeden Doç. Dr. Hakan Öniz, “Böylelikle biz, DoÄŸu Akdeniz ticaretinin M.Ö. 16. yüzyılda nasıl yapıldığıyla ilgili ipuçlarına da ulaÅŸmış olduk” diye konuÅŸtu. Doç. Dr. Öniz, 1999 yılından bugüne kadar gerçekleÅŸtirdikleri su altı arkeolojik kazı çalışmalarında Antalya ve Mersin illeri sınırları içinde yaklaşık 350 batık tespit ettiklerini söyledi.
BUGÜNE KADAR HİÇ RASTLANMAMIŞ BULUNTULAR
Ä°lk tespiti 2018 yılında yapılan ve 2022 yılında da su altı arkeolojik kazıları devam eden Tunç Çağı batığında bir buluntunun kendilerini çok sevindirdiÄŸini ve ÅŸaşırttığını ifade eden Doç. Dr. Öniz, “Bugüne kadar tespit ettiÄŸimiz yaklaşık 350 batık arasında hiç görmediÄŸimiz kurÅŸun ağırlıkları bulduk” dedi. Biri 22 gram, diÄŸeri 44 gram olan kurÅŸun ağırlıkların batan gemide muhtemelen Suriyeli bir tüccarın bulunduÄŸuna da iÅŸaret ettiÄŸini belirten Doç. Dr. Öniz, “Muhtemelen tüccarlar her yere kendi ağırlıklarıyla birlikte gidiyorlar. Dolayısıyla bu gemideki tüccarın 22 gram ve 44 gram kurÅŸun ağırlıklarla seyahat ediyor. Bu ağırlıkların sahibi olan tüccar, muhtemelen Kıbrıs’taki deÄŸiÅŸik bakır madenlerine gidip örneÄŸin 10 külçe bir madenden, 20 külçe bir baÅŸka madenden bakırları toplayıp gemiye yüklemiÅŸ. Buradan anladığımız, iÅŸ sadece deniz ticareti deÄŸil, tüccarın madenleri tek tek dolaşıp onları satın alıp, belki de kendi ağırlık birimlerini de baÅŸka bir ÅŸeyi ölçmek için kullanmış olması.”
SU ALTI HEKİMLERİ DE BİZİMLE GÖREV YAPTI
CumhurbaÅŸkanlığı kararnamesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleriyle Antalya Müzesi, Türk Tarih Kurumu ile Gemi Arkeoloji Enstitüsü destekleriyle yürüttükleri su altı arkeolojik kazı çalışmalarında ABD, Ä°ngiltere, Ä°spanya, Fransa ve Polonya’dan da katılım saÄŸlandığını belirten Doç. Dr. Öniz, 38 kiÅŸilik ekibin görev yaptığı kazının, su altındaki dünyanın en derin kazılarından biri olduÄŸunu vurguladı. Doç. Dr. Öniz, ÅŸunları söyledi:
“Suyun 45-55 metre derinliÄŸinde sürdürdüğümüz bu çalışmada üst teknoloji kullanıldı. Su altı robotlarıyla dalış emniyetleri alındı. Denizin içindeki tüm dalgıçların hareketleri, dalış emniyeti açısından anbean takip edildi. Bu çalışma internet üzerinden de dünyanın her yerinden izlenebilecek bir teknolojiyle yapıldı. Ä°stanbul Ãœniversitesi Tıp Fakültesi’nden su altı hekimleri de bizimle birlikte görev yaptı. Basınç odamız vardı. Ve böylelikle çok derin bir kazı olmasına raÄŸmen su altı hekimlerinin gözetiminde emniyetli dalışlar gerçekleÅŸtirildiÄŸi gibi bu hekimler çıkan her dalgıç üzerinde de detaylı incelemeler yaptı. Bu da ayrı bir bilimsel makaleye dönüştü. Yani bir yandan su altı arkeoloji çalışması yaparken bir yandan da su altı tıbbıyla ilgiliyle uzman hekimler de bizimle birlikte çalışmış oldu. Bu kadar detaylı ve bu kadar üst teknoloji kullanılan bir kazı, dünyada da ilk kez gerçekleÅŸtirilmiÅŸ oldu.”
Doç. Dr. Hakan Öniz, batıktan çıkarılan eserlerin Antalya Bölge Laboratuvarı’nda koruma ve onarım iÅŸlemlerinin devam ettiÄŸini de sözlerine ekledi.
