Politika
TBMM Genel Kurulu’nda Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, milletvekillerinin sorularını yanıtladı
TBMM Genel Kurulu, Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı. Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Genel Kurulda milletvekillerinden gelen sorularını yanıtladı. Genel Kurulda Türkiye Adalet Akademisinin amacına ilişkin soruyu değerlendiren Yüksel, kanun teklifi ile Eğitim Kurulunun oluşturulacağını belirterek, “Bu eğitim kurulunun seçimle gelen üyelerinin görev süresi dört yıl olacak. Şimdi, burada tabii, ayrıca Akademi bünyesinde hukuk ve adalet alanında araştırma ve bilimsel çalışmalar yapmak ve uluslararası gelişmeleri de takip etmek, proje geliştirmek için hukuk araştırmaları merkezi kuruluyor ve yine, hâkim ve savcı yardımcılarının eğitimleri ile hakim ve savcıların meslek içi eğitimleri bu akademi tarafından verilecektir. Burada da tabii, hakim ve savcı yardımcıları yetiştirilmiş olacak. Burada, biliyorsunuz, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 10uncu maddesinde hakim ve savcı yardımcılığı müessesesi düzenlenmiştir. Burada hakim ve savcı yardımcılığı süresi 3 yıl ve yine hakim ve savcı yardımcılığı tabii, temel eğitim dönemi, görev dönemi, son eğitim dönemi olmak üzere üç dönemden oluşacak ve temel eğitim ve son eğitim burada Türkiye Adalet Akademisi tarafından verilecektir, görev dönemi ise yargı mercilerinde fiilen görev yapmak suretiyle geçirilmiş olacaktır yani bu şekilde hakim ve savcı yardımcılığı müessesesini de getirerek hakim ve savcıların göreve daha iyi hazırlanması sağlanmış olacaktır” ifadelerini kullandı.
HUKUK ARAŞTIRMALARI MERKEZİ, ÜNİVERSİTELERLE İŞ BİRLİĞİ HALİNDE OLACAK
Yüksel, akademi bünyesinde kurulacak olan Hukuk Araştırmaları Merkezi ile ilgili ise “Burada hakim ve savcı yardımcıları ile hakim ve savcıların uzmanlaşmasına katkı sağlama amacıyla Hukuk Araştırmaları Merkezi lisansüstü eğitimler düzenlemeleri için üniversitelerle iş birliği burada yapabilecektir. Lisansüstü eğitimler bizzat yükseköğretim kurumları tarafından verilecek, Hukuk Araştırmaları Merkezi yalnızca ortak programların oluşturulabilmesi için yükseköğretim kurumlarıyla iş birliği yapacaktır. Dolayısıyla lisansüstü programların daha çok uygulamaya yönelik konulara ilişkin yapılması öngörülmektedir. Örnek verecek olursak da delillerin toplanması konusuna ilişkin bir lisansüstü programı burada açılabilecektir ama lisansüstü eğitimi ve diplomasını ilgili üniversite verecektir. Akademi bir yükseköğretim kuruluşu olmadığından bu mümkün olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
HUKUK HERKESE EŞİT DAĞITILDIĞI ZAMAN ADALETİN ARACI OLABİLİR
Komisyon Başkanı Yükselin ardından kanun teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmelere geçildi. Teklif üzerine İYİ Parti Grubu adına söz alan Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, “Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 142 ülke arasında 117nci sırada yani 25 sıra daha gelsek en dipte olacağız. Tanzanya, Kongo hatta Genel Kurula sorsam birçoğunuzun bırakın yerini, adını bile bilmediği Surinam gibi ülkeler Türkiyenin üzerinde yer alıyor. Gezi davasında beraat almalarına rağmen Osman Kavalayı, Tayfun Kahramanı haksız yere içeride tutmaya devam ediyorsunuz. Gereğini yerine getirin diyoruz, siz de diyorsunuz, Ya, Türkiye hukuk devleti madem Türkiye bir hukuk devleti, Can Atalay bugün neden Genel Kurulda değil, neden mahkeme kararına uymuyorsunuz? Hani hukuk devleti? Bakın, vatandaş artık adaleti, Adalet sarayları dediğiniz o adliye binalarında aramıyor; parası varsa eğer, avukat yerine hakim tutmaya başlamışlar, parası yoksa da zaten, Yatarı yok deyip adaleti kendileri arıyorlar. Ne demek istediğimi anladınız değil mi? Hukuk, sadece birilerine hizmet ettiği zaman değil, herkese eşit dağıtıldığı zaman adaletin aracı olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
SİZİN TANIDIĞINIZ TEK ŞEY İKBAL SİYASETİ
Yeni Yol grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, kanun teklifi akademinin yeniden düzenlendiğini kaydederek, “Teklifin, TBMMye gelme amacı, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği daha önceki düzenlemenin işlevsiz kalmasındandır. Peki, niye böyle oldu? Söyleyeyim: Sizin iş bilmez ve vurdumduymaz, Ben yaptım oldu siyasetiniz yüzünden çünkü siz bu ülkede ne Anayasa ne kanun ne de teamül tanıyorsunuz, aynen Parlamentoda yaptığınız gibi. Sizin tanıdığınız tek şey ikbal siyaseti. Bakınız, Anayasaya aykırı olduğunu bile bile bu konuyu Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle uygulamaya soktunuz. “Anayasa Mahkemesi iptal edinceye kadar nasıl olsa biz yapacağımızı yaparız, Anayasa Mahkemesi iptal etse de mevzu karar geriye yürümeyeceği için de atı alan Üsküdarı geçer.” diyorsunuz. Anayasa’nın 140ıncı maddesindeki yargı mensubu olan hakim ve savcıların özlük işleri, adaylık süreci ve eğitimlerinin kanunla düzenlenmesi gerektiği hükmünü göz ardı etmenizdeki sebep tam olarak budur” ifadelerini kullandı.
HAKİM VE SAVCILARA SİYASETE NASIL BULAŞILIR DERSİNİ VERİYORSUNUZ
DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez ise “Hukuk fakültesinde verilemeyen eğitimin bu kurulda verilmesini öngörüyoruz. Hukuk fakültesinde tamamlanamayan etik ve ahlak değerlerinin bu kurulla onlara, hakimlere ve savcılara verilmesini düzenliyorsunuz ama hukuk fakültelerinde veremediğimiz eğitimin çok daha aşağısında kalır bir eğitimle sanki onlara, Dosyalarda siyasi karar nasıl alınır?, Siyasete nasıl bulaşılır? onun dersini veriyorsunuz. Bizler, hakim ve savcılar siyaset yapamaz, siyasi bir partiye üye olamaz, siyasi bir partinin iş ve işlemlerinde yer alamaz dedikçe, sizler hakim ve savcılığa kendi gençlik kollarınızdan, AKP gençlik kollarından ya da MHP gençlik kollarından olan bireyleri oraya taşıyarak aslında tamamen, Alın siyaseti burada yürütün diyorsunuz ve bizim aleyhimize gelişen bir durumda direkt diğer partilere ilişkin, Hem kapatma davaları açın hem seyyar giyotin şeklinde kayyum atamaları gerçekleştirin, liyakatsiz bütün iş ve işlemleri yapın diyorsunuz” dedi.
UTANMA BİLE DUYMADAN AYNI MADDELERİ MECLİSE DAYATIYORSUNUZ
CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Gökçen Göl ise kanun teklifinin içerisinde yer alan maddelerin, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları içerisinde bulunduğunu vurgulayarak, “Anayasa Mahkemesi kararları hakkında, Usuli iptal diye bir kavram uydurmuşsunuz. Yürütmenin Meclisimizin alanına girmesinden en ufak bir mahcubiyet, bir özür, bir hatayı tekrarlamama, bir iyi niyet beyanı, bir utanma bile olmadan aynı maddeler yürütme tarafından Meclise dayatılıyor. Bunu alışkanlık haline getirmiş durumdasınız fakat keşke sorunlar bulunma sınırlı olsa. Kanun yapım açısından hiç görülmemiş bir yetki gasbı sistematik olarak işletiliyor. Düzenleyici etki analizi birçok ülkede kullanılan bir yöntem. Bir kanun teklif ya da tasarısı sunulacağı zaman bu düzenlemeyle neyi değiştirmeyi amaçlıyoruz yani yürürlükteki kanunlarda ne sorun var da değiştiriyoruz? Ekonomide hangi etkileri olacak, bütçede nasıl bir yer tutacak, maliyeti ne olacak, çevresel etkileri ne olacak, çevreye zarar verecek mi, uluslararası anlaşmalar bakımından nasıl değerlendirilmesi gerekecek, bu kanun değişikliğiyle beraber hangi kanunda yönetmeliklerde değişiklik ihtiyacı doğacak?” değerlendirmesinde bulundu.
GENEL KURUL’DA GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR
TBMM Genel Kurulunda, kanun teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.