Dünya

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Orta Doğu’da bir insanın burnunun kanamasından rahatsızlık duyarız

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, NATO Parlamento Başkanları Zirvesi dolayısıyla bulunduğu Brükselde ‘Türk Toplumu Buluşması’na katıldı. Dünyanın her yerinde Türkiyenin millet varlığının içinde kendisini hisseden yüz milyonlarca insanın olduğunun altını çizen Kurtulmuş, Türkiyenin gücünün sadece kendi yurttaşlarından ibaret olmadığını, Türkiyeye gönülden bağlı olan bu insanların gücü ve duasının Türkiyeyi güçlendiren önemli hususlardan biri olduğunu vurguladı.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Son yıllarda batı dünyası başta olmak üzere Türkiyenin kurum ve kuruluşlarının kurumsal kapasitesinin gelişmekte olduğunu görmenin bir kıvanç vesilesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye, bugün sahip olduğu imkanların, gücün farkındadır. Millet varlığımız başta olmak üzere bu gücümüzü artırabilmek için her alanda büyük bir dayanışmayla iş birliği içinde yolumuza devam etmemiz gerekiyor” diye konuştu. Türkiye gibi ülkelerin elindeki en önemli güçlerden birinin ‘yumuşak güç’ olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Güçlü olacağız, ekonomimiz güçlü olacak. Güçlü olacağız, askeriyemiz, savunma sanayimiz güçlü olacak. Ama en az onun kadar insanların zihninde, gönlünde olumlu bir algının, Bu insanlar, bu ülke, millet, bunlar haktan, hukuktan, adaletten yanadır; bunlar barıştan, huzurdan yanadır diyerek insanların zihinlerinde ve gönüllerinde de birtakım olumlu algıların olması, gücün en önemli yansımalarından birisidir” ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, Türkiyeye düşmanlık yapan bazı kısıtlı çevreler dışında dünyanın neresine gidilirse gidilsin, Türkiyeye, Türk insanına karşı olumlu yaklaşan çok geniş kitlelerin olduğuna işaret ederek, Afganistan ile ilgili bir hatırasını şöyle anlattı:

“Havaalanından dönüyoruz, son derece zor günler, Devlet Başkanlığı Sarayına bile havaalanından helikopterle gidilebilecek kadar güvenliğin olmadığı günler. O günlerde bizim oradaki Türk misyonumuz, mesela Mehmetçiğimiz, insanlara gidiyor, eğitim, sağlık yardımı yapıyor, köylerde yollar açıyor, sular getiriyor… Komutanlardan birisi havaalanında bize bir şey anlattı, hepimizin gözleri yaşardı: Komutan, Biz gittik, Afganistanda Afgan kadınları, namahrem diye yabancı erkeklerin olduğu yere girmiyor. Fakat o Afgan halkı, kadınlar, genç, yaşlı, bizim Türk askeri oraya girdiği zaman kaçmıyor, ondan uzaklaşmıyor. Türkler oraya, içeriye, odaya girdiği zaman dışarı çıkmıyor. Sonunda tercüman vasıtasıyla sordum: Siz erkeklerden namahrem diye kaçıyorsunuz da niye bizden kaçmıyorsunuz? dedim. Bir Afgan kadını şu cevabı verdi: Türk askeri bizim için namahrem değildir. Yani onu kardeşi, abisi, babası gibi görüyor. Dünyada bu kadar büyük bir yumuşak güce sahip olan bir başka ülke yoktur”

Bosna Hersekin bağımsızlığını yeni kazandığı günlerden birinde Ayvaz Dede şenliklerine gittiklerini ve orada insanların ellerinde Bosna Hersek bayrakları ile Avrupa Birliği’nin verdiği bayrakların yanında Türk bayrakları ile bu şenlikleri kutladıklarını anlatan Kurtulmuş, “Dünyanın hiçbir ülkesi bir tek Boşnakın eline kendi bayrağını vererek Ayvaz Dede şenliğine gönderemez. Bu, bizim milletimizin büyük gücüdür. Bu gücün farkında olmamız lazım. Biz burada Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olarak varlığımızı koruyor ve güçlendiriyorken bunu hiç unutmayacağız. Bu miras, büyük bir mirastır. Bu miras, çoğaltarak sonraki nesillere aktarmamız gereken bir mirastır. Türkler adaletin, hakkaniyetin, insanlığın, vicdanın, insafın sesidir ve bunu yayan bir millettir” açıklamasında bulundu.

Kitlesel olarak çekim gücü yüksek olan coğrafi bölgelere gelen insanların genellikle asimile olduklarını ancak Türk toplumunun asimile olmadığını, çok kuvvetli bir şekilde entegre olmayı başardığını söyleyen Kurtulmuş, “Mühim olan burada yaşamak değil, burada hangi şartlar içerisinde varlığımızı sürdürdüğümüzdür” dedi. Kurtulmuş, bunun için de Türk toplumlarının çok güçlü olarak Avrupada varlığını sürdürmesi gerektiğini belirtti. Belçikada 300ün üzerinde sivil toplum kuruluşu bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, “Sözümüzün kuvvetini, kuvvetli STKlarla artırmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

Sivil toplum kuruluşlarının küçük küçük derebeyliklerine dönüştürülmesinin önüne geçilmesi gerektiğine dikkati çeken Kurtulmuş, “Öyle olmalı ki her bir STK kendi alanında ana akım, diğer bütün buradaki diğer farklı kültürlere sahip olan toplum kesimleri içinde örnek olacak STKlar haline gelebilmesi lazım” ifadesini kullandı. Sadece bir alanda görüş, diploma sahibi olmanın ötesinde alanında yıldız öğrenciler olacak Türk gençlerini yetiştirmek gerektiğini belirten Kurtulmuş, bunun için eğitim alanına yapılan yardımların desteklenmesini istedi.

Belçikada 130 civarında yerel siyasette olan Türk vatandaşının olduğunu bildiren Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Güzel bir şey ama yetmez. Belçikanın özellikle merkezi siyasetinde hem federal meclislerde hem de merkezi diğer meclislerde var olacak arkadaşlarımızın olması, buradaki Türk toplumunun duygu ve düşüncelerini temsil eden, nitelikli ve gerçekten Türkiye ile gönül bağı olan kardeşlerimizin siyasette etkin hale gelmesi lazım. Burada yaşayan bazı arkadaşlarımızın TBMM içinde var olması önemlidir. Şu andaki parlamentonun içerisinde de bütün partilerden çok sayıda arkadaşımızın olduğunu biliyorum. Ama bizim yurt dışındaki Türk toplumundan beklediğimiz esas mesele buradaki yetişmiş gençlerimizin, insanımızın siyasette çok daha etkili, buradaki parlamentolarda çok daha güçlü bir şekilde temsil edilmesini sağlamaktır”

Yurt dışında yaşayan Türklerin, Türkiye ile gönül bağlarını kopartmamasını isteyen Kurtulmuş, Türkiyenin yurt dışındaki temsilciliklerinin geçmişin aksine halkın içinde olduğunu söyledi. Dünyanın her yerinde Türkiyenin kültürel diplomasi kurumlarının bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, bu kurumların Türk vatandaşlarının olduğu yerlerde ‘harıl harıl’ çalışmaları ve çabalarının Türkiye için bir iftihar tablosu olduğunu dile getirdi. Neredeyse dünyanın her yerinde Maarif Vakfı üzerinden, Yunus Emre Enstitüsü üzerinden hem Türkçeyi öğrenenler hem de Türk kültürüne vakıf olmak için gayret edenlerin olduğunu bildiren Kurtulmuş, “Türkiye gerçekten o eski ne dediğini bilmeyen, hatta ne söylediğine kendisi bile inanmayan Türkiye değildir. Türkiye artık hedefleri olan, perspektifi olan, geleceğe doğru nasıl hareket edeceğini bilen ve bunu yaparken de hem kendi halkını, yurt içinde ve yurt dışında, hem de millet varlığını kendisi için en büyük kazanım olarak gören bir Türkiye. Bu istikamette yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.

Türkiyenin zor bir coğrafyada yer aldığını dile getiren Kurtulmuş, böyle bir coğrafyada Türkiyenin güçlü ve şahsiyetli bir ülke olarak durmaktan başka şansı olmadığını vurguladı. Rusya-Ukrayna savaşında Türkiyenin durduğu noktaya değinen Kurtulmuş, Ukraynanın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunduklarını, ilhaka karşı olduklarını, bir an evvel adil ve kalıcı barışın kurulması için gayret sarf ettiklerini anlattı.

İsrailin Gazzede uyguladığı soykırımda kaç kişinin öldüğünün istatistiğinin bile tutulamadığına dikkati çeken Kurtulmuş, on binlerce kilometre uzakta olanların ‘savaş oyunu oynar gibi’ Orta Doğuyu karıştırmaya devam ettiğini söyledi. Uluslararası camiada koca lafların arkasına sığınan bir sürü adamın Bu insanlık suçudur diyerek ortaya çıkıp İsrail hükümetinin zulmüne ses çıkarmadığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Allaha çok şükür hükümetler ne yaparsa yapsın artık dünyanın birçok yerinde halklar bu vahşete dur demeye başlamıştır. Geçen hafta pazar günü burada 150 bin kişiye yaklaşan mahşeri kalabalıklarla yapılan yürüyüş, sessiz kalan hükümetlerin yüzüne de vurulan açık bir tokattır. Dünyanın her yerinde insanlık cephesi kazanmaya başlamıştır. Ve inşallah Filistinin bu acılarının üzerinden yeni bir dünyanın insanlık ekseninde yeniden kurulacağına hep beraber şahit olacağız. Onlar için Orta Doğu, savaş oyununun bir parçası, uzakta, bilmem kaç bin kilometre uzakta bir yer. Bizim için Orta Doğu, her sokağında hatıramızın olduğu, her sokağında millet varlığımızın bize dua ettiği bir bölgenin adıdır. Dolayısıyla biz bu bölgede bir insanın burnunun kanamasından rahatsızlık duyarız. Aynı şekilde İsrailin İrana karşı tek taraflı başlattığı ve vahşi bir şekilde sürdürülen saldırıların da karşılıklı olarak sona erdirilmesi ve bir an evvel bir nihai ateşkesle bölgede sakinliğin, sükunetin sağlanması şarttır.”

Allahın milletlere imkan, fırsat ve mühlet verdiğini, bugün Türkiyenin imkanı ve fırsatının bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, “Cenabıallahtan bize, bu millete mühlet vermesini, daha da güçlenmesi için imkanlarını artırmasını dua ve temenni ediyoruz. Ancak dünyadaki işleri başkaları bizim adımıza yapacak değildir. Dünyadaki hedeflerimizi gerçekleştirmek için hep beraber çalışacağız. Türkiye ve Türkiyenin yurt dışındaki varlığı olan siz değerli dostlarımız, kardeşlerimiz hep beraber çalışacağız. Ve ümit ediyorum ki öncelikli olarak kendi içimizde birliği, dirliği sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Askeri, ekonomik, kültürel ve diplomasi gücünün gerekli olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, “Bunların hepsinden daha gerekli olan daha elzem olan ise iç kalenin sağlam olması, milli birliğin ve beraberliğin tam manasıyla tesis edilmesidir. Değil 86 milyon 386 milyon olsanız herkes başka bir yere giderse, başka bir yöne saparsa oradan sonuç çıkmaz. Ama hep beraber içimizdeki farklılıkları bir zenginlik vesilesi olarak görerek Türkiyede birlik ve beraberliğimizi… Etnik, mezhebi, meşrebi farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak vatandaşlık şuuru içerisinde, birlik ve kardeşlik içerisinde yolumuza devam edersek Türkiyeyi tutabilecek hiçbir güç dünyada yoktur, olmayacaktır” açıklamasında bulundu.

Terörsüz Türkiye çalışmalarının TBMM olarak görevlerini tamamlayarak sonuçlanması için gayret edeceklerini bildiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Bunun 50 yılı Türkiye terörle meşgul edildi. Ayaklarımızda dünyanın en ağır prangaları yük olarak vuruldu. On binlerce insanımızı kaybettik. Türkiye, en az 2 trilyon dolar maddi kayba uğradı. Şimdi bunları geride bırakacağız ve artık silahın konuşmadığı, terörün olmadığı, Türkiyede ayrılıkçı fikirlerin gündeme gelmediği, getirilmediği, herkesin yasalar önünde eşit olduğu, herkesin yaratılıştan gelen haklarını kullanmakta eşit olduğu, insanların ya dinde kardeş ya yaratılışta eş anlayışıyla birbirleriyle kardeşçe yaşadığı bir Türkiyeyi hep beraber inşa edeceğiz. Aramıza sokulmaya çalışılan bütün emperyalist aparatları ve fikirleri geride bırakacağız.”

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

——————————————

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuşun katıldığı ‘Türk Toplumu Buluşması’ndan detay görüntüler

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuşun konuşması

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version