Politika
TBMM Başkanı Kurtulmuş: İsrail, sonunun yaklaştığını görmektedir


Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun (TİHEK) hazırladığı Filistin’de İnsan Hakları İhlalleri ve Gazze Soykırımı Raporu, Mecliste düzenlenen programla tanıtıldı. Programa, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve TİHEK Başkanı Muharrem Kılıç katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan TİHEK Başkanı Kılıç, “Raporumuzda tanıkların soykırıma dair şahitlikleri, soykırım ve Cenevre Sözleşmeleri çerçevesinde hazırlanan sorularla kayıt altına alınmıştır. Bu kayıtlar, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargılama sürecinde delil teşkil edeceği düşünüldüğünden Uluslararası Ceza Mahkemesi sistemine girilmiştir. Tanıklık ettiğimiz bu ağır insanlık trajedisi; insan haklarının değerler krizine, yapısal kırılganlıklarına ve sistemsel çöküşüne dair vahim tabloyu gözler önüne sermiştir. Giderek derinleşen bu insani kriz karşısında insanlık adına yeni bir doğuşun ve yeni bir inşai aklın ufukta belireceğine, küresel vicdanın ayağa kalkacağına olan umudumuz tamdır. Nasıl ki insanlık tarihinde soykırım ve savaş suçlarını gerçekleştiren faillere hem insanlık vicdanında hem de evrensel yargı mercilerinde hesap sorulduysa bugünün savaş suçlularına hesap sorulacağına da inancımız tamdır” dedi.
BAKAN TUNÇ: İSRAİL, BİR DEVLET GİBİ HAREKET ETMEMİŞTİR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise Filistinin 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde huzur içinde yaşadığını ifade ederek, “1917ye kadar özenle korunan, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde hayat sürdüğü Filistinde bir asırdan beri maalesef zulüm ve gözyaşı hakimdir. 14 aydır Gazzede tüm dünyanın gözü önünde bir soykırım yapılmaktadır. İsrailin Gazzede gerçekleştirdiği saldırılarda; 17 bini çocuk, 11 bini kadın olmak üzere 44 binden fazla kardeşimiz şehit olmuş, 100 binden fazla Filistinli yaralanmış, yaklaşık 2,5 milyon insan yerlerinden, yurtlarından edilmiştir. Daha geçtiğimiz hafta 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve dün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ydü. Maalesef çocuk haklarını, kadın haklarını savunduklarını söyleyenlerin söz konusu Filistinli çocuklar, söz konusu Filistinli kadınlar olunca nasıl bir çifte standartla davrandıkları hepimizin malumudur. Meselenin geçmişine baktığımızda, 1897de 1’inci Siyonizm Kongresi’nde alınan kararlardan 1917 Balfour Deklarasyonuna,1922de Milletler Cemiyeti’nce alınan karardan İsrailin 1945ten itibaren yoğunlaşan bir şekilde Filistin topraklarını işgaline kadar geçen süreçte, Filistinlilere yönelik sistematik saldırılar devam etmiştir. İsrail, işgal ettiği topraklardan çekilmesi, kendisine silah satılmaması, Kudüste diplomatik misyon kurulmamasına yönelik kararlar da dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler tarafından bugüne kadar alınan 100e yakın kararın hiçbirine uymayarak bir devlet gibi hareket etmemiştir. Yerleşimci adı altında İsrailin işgal politikası 100 yıldır sürmektedir” ifadelerini kullandı.
KURTULMUŞ: FİLİSTİN MİLLİ MESELEMİZDİR
TBMM Başkanı Kurtulmuş da özgür bir Filistin devleti kurulana kadar mücadeleye devam edileceğini vurgulayarak, “Türkiye masumdan yana olduğunu, şartlar ne olursa olsun zalimin karşısında durduğunu, zalimin karşısında durmaya devam edeceğini bu raporla bir kez daha ortaya koymuştur. Aynı şekilde daha evvel Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumunun da ortaya koyduğu değerli bir rapor söz konusuydu. Ondan evvelki süreçlerde de Anadolu Ajansı ve TRTnin çok sayıda, artık delil niteliği kazanmış olan, farklı yerde farklı görüntülerle ortaya koymuş olduğu deliller de uluslararası camiada ses getirdi. Yine aynı şekilde burada Türkiye Büyük Millet Meclisinde Filistin Devleti Başkanı Sayın Mahmud Abbasın konuşması; o tarihi konuşmada, Gazzenin ve Filistinin geleceğiyle ilgili dünya kamuoyuyla yapmış olduğu paylaşım, Türkiye için bu tarihi dönemde üzerine düşen önemli sorumluluklardı. Bundan sonra da bu sorumluluklarımızı artarak yerine getirmeye devam edeceğiz. Şartlar ne olursa olsun; Filistin özgürleşene kadar, nehirden denize kadar özgür bir Filistin kurulana kadar bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Çünkü bizim için Filistin sadece Filistinlilerin meselesi, sadece Arapların meselesi değil, Türk milleti olarak bizim milli bir meselemizdir. Filistinde uzun asırlar boyunca söz sahibi olmuş ecdadın torunları olarak, bugün de dünyanın en büyük kanayan yarasının, yaralarının tedavi edilmesi ve Filistin halkının özgürleşmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
SİYONİST İSRAİL REJİMİNİN DAHA KÖTÜ GÜNLERİ GELECEK
Güney Afrikanın Uluslararası Adalet Divanına başvurmasıyla İsrail için yeni bir dönemin kapılarının açıldığını vurgulayan Kurtulmuş, “İsrail, Uluslararası Adalet Divanının ihtiyati tedbir kararıyla birlikte İsrailin dokunulamaz, hiçbir şekilde hesaba çekilemez devlet olduğu safsatası artık tarihin çöplüğüne atıldı. İsrail, dokunulabilir bir İsraildir artık. Bu birinci adımdı. Uluslararası Ceza Mahkemesinin iki savaş suçlusu hakkında açık bir yakalama vermesiyle de ikinci adım atılmış oldu. İsraile bir kez daha dokunulmuş oldu. Bu kadar saldırgan bir şekilde, bu kadar zıvanadan çıkmış bir şekilde uluslararası hukukun kıyıda köşede kalan son kalıntılarını da çiğneyerek İsrailin bu kadar saldırgan bir hale gelmesinin temel sebebi budur. Zalim korkar, korktukça zulmünü artırır, artırdıkça da sonunu hazırlar. Bugün İsrail, iki uluslararası mahkemenin kararıyla kendi sonunun yaklaştığını görmektedir. Bu, siyonist İsrail rejiminin iyi günleridir, daha kötü günleri gelecektir ve bunu insanlık görecektir” değerlendirmesinde bulundu.
