Türkiye

Suyu 300 metre çekilen Kovada Gölü’nün ‘milli park’ özelliği tehlikede

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Ispartanın Eğirdir ilçesinde Göller Yöresinin en güzel doğal göllerinden biri olan Eğirdir Gölünün doğal uzantısı ve göle 22 kilometrelik kanalla bağlı olan Kovada Gölü, son yıllarda ciddi kuraklık tehlikesi yaşıyor. 1970 yılında etrafındaki bitki örtüsü, yaban hayatı ve endemik türlerle zengin bir doğaya sahip Kovada Gölü, aynı yıl milli park ilan edildi. Her mevsim farklı görünüme sahip Kovada Gölü ve milli park alanındaki seyir terasının olduğu bölgede başlayan kuraklık, bu yıl daha da arttı.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

KURAK VE ÇATLAK GÖL ZEMİNİ

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 6ncı Bölge Müdürlüğüne bağlı Isparta Şube Müdürlüğü Kovada Milli Park Şefliği tarafından seyir terası olarak inşa edilen iskelenin bulunduğu alana kadar gelen göl suları, 300 metreyi aşkın düzeyde geri çekildi. Eskiden göl manzarasının görülebildiği seyir terasında artık ziyaretçiler, susuz, kurak ve çatlak göl zeminini izleyebiliyor. Gölün diğer kıyılarında da ciddi su kaybı yaşanıyor.

ANADOLU PARSI BİLE YAŞIYORDU

Kovadanın Türkiyenin eşsiz doğa harikalarından biri olduğunu belirten TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Kovadanın en önemli özelliklerinden biri; göl, orman, dere ve yaban hayatı iç içedir. Bir zamanlar burada Anadolu parsı yaşıyordu, yine bir kısım yırtıcı hayvan ve çok sayıda endemik tür bulunuyordu. Doğal türlerimizden Anadolu salebi, orkideleri ve çok çeşitli börtü böcek, omurgalı omurgasız büyük bir canlı popülasyonu yaşıyordu. Türkiyenin en değerli ve en eşsiz alanlarından biriydi. Tabii bunda gölün çok büyük etkisi vardı. Gölün kirlenmesi ve bir kısmının kurumasıyla birlikte yaban hayatı ve endemik özelliğe sahip türler de bir bir yok oluyor” dedi.

EĞİRDİR GÖLÜNÜN BEBEĞİ GİBİ

Kovada Gölünün, kuzeyindeki Eğirdir Gölünün doğal bir uzantısı olduğunu ve 22 kilometrelik kanalla Eğirdir Gölünden beslendiğini anlatan Dr. Erol Kesici, “Eğirdir ile Kovada arasında, anne ile bebek arasındaki cenin gibi bir bağ vardır, göbek bağı ile Eğirdir Gölüne bağlıdır. Eğirdir Gölünün çok şiddetli şekilde kuruması, adeta dip suyu haline gelmesinden Kovada Gölü de etkileniyor. Eğirdir Gölü kurursa Kovada da ölür. Eğirdir Gölündeki kuraklık, Kovadanın kurumasının önemli iki nedeninden biri” diye konuştu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

KAÇAK SONDAJ SORUNU

Kovada Gölünün etrafındaki elma bahçeleri ve diğer tarım alanlarına işaret eden Dr. Kesici, Kovadanın kurumasına neden olan en önemli diğer sebebe ilişkin, “Daha da önemli bir neden ise; göl havzasında çok sayıda elma bahçesi ve tarım alanı bulunuyor. Bunların tarımsal ve zirai atıkları, yine bu bölgedeki soğuk hava depoları ve sanayi üniteleri atıkları, kanalla birlikte Kovada Gölüne ulaşıyor. O alanların büyük bölümünde sondaj yer alıyor. Birçoğu da kaçak ve kontrolsüz olan bu sondajlar gölün yeraltından beslendiği su kaynaklarını çekmekte ve Kovadaya yeraltından giden suları engellemektedir” dedi.

GÖL YÜZEYİ 21 KİLOMETREKAREYE DÜŞTÜ

Son 15 yılda gölde ciddi bataklık sorunu oluştuğuna dikkati çeken Dr. Kesici, “Gölün su seviyesi 7 metre iken, geçen sene 1,5 metreye kadar düştü. Bu yılsa ağustos ayındaki incelemelerimize göre ortalama su seviyesi yarım metre kadar geriledi. Bu nedenle gölün kenar kısımlarında su çekilerek kuruyan alanların da ciddi düzeyde arttığını görebiliyoruz. Ayrıca susuz kalan kamışlık ve sazlık alanların da kuruduğunu görüyoruz. Gölün yüzey alanı 40 kilometrekareyken, kuraklıkla birlikte 21 kilometrekareye düştüğünü gözlemliyoruz” diye konuştu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

KUŞ TÜRLERİ AZALDI

Milli park sahasındaki tespitlere göre hem bitki türleri hem yaban hayatı açısından tehlikelere de işaret eden Dr. Kesici, “Bazı ağaçlarda kuruma başladı. Kuş türleri azaldı. Nesli tehlike altındaki doğal orkideler artık can çekişiyor. O bölgenin endemik kelebek türleri de yok oluyor. Tüm bunların hepsinin bilimsel olarak araştırılması gerekiyor. Ama çözümü mutlaka göl su seviyesinin korunmasıydı. Artık milli park özelliği de tehlike altında. Çok şiddetli kuraklık var, nem miktarı azaldı, buharlaşma ciddi ölçüde yükseldi” dedi.

GÖLE PARMAĞINIZI SOKMAK BİLE TEHLİKELİ

Şu an Kovada Gölünde çok şiddetli ve tehlikeli kirlilik ve kuraklık boyutuna ulaşıldığını anlatan Dr. Kesici, şu çağrıda bulundu: “Artık göle parmağınızı bile sokmak tehlikeli hale geldi. Siyanobakteri miktarı çok ciddi artmış durumda. Şiddetli buharlaşmayla birlikte göldeki su kaybı da hızlandı. Göl etrafındaki ekosistemin adeta göçmesi, milli park açısından da çok üzüntü verici bir durum. Çünkü burada çok sayıda endemik tür vardır. Elbette çözüm yolları var. Eğirdir Gölüyle bağlantılı olan kanal mutlaka temizlenmelidir. Göl etrafındaki sondaj sulamasına, vahşi tarımsal sulama sistemlerine son verilmelidir. Bu tarım alanları ve sanayi alanlarının atıklarının kanal ve göle karışması durdurulmalıdır. Bölgedeki tarımsal üretimin de su kaynaklarını koruyucu şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor.”

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version