Sosyal medyada bizi takip edin

Sağlık

Sibel hemşire, ablasından alınan karaciğerle hayata tutundu

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Bir süredir karaciğer kanseri ile mücadele eden Sibel Solmaz, Medical Park Göztepe Hastanesi’nde Organ Nakli Hekimi Prof. Dr. Deniz Balcı ile Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Güler liderliğinde gerçekleştirilen 8 saatlik operasyonla yeniden yaşama tutundu. Literatürde az rastlanan ve dünyada nadir yapılan bu ameliyatla karaciğer kanserinden tamamen kurtulan Solmaz operasyonun ardından 8’inci günde taburcu olurken, 35’inci günde ayaklanıp kendi işlerini yapmaya başladı. Ablasının da sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Solmaz, “Zorlu bir ameliyat olacağını biliyordum. Ama ben en başından beri iyi olacağıma, başarılı geçeceğine inanıyordum. Şimdi aileme zaman ayırabileceğim, kendi işimi yapabileceğim. Artık beni daha sağlıklı günler bekliyor” dedi.

PROF. DR. DENİZ BALCI: KARACİĞERİN BAĞLANMASI GEREKEN DAMAR YOKTU

Bahçeşehir Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Medical Park Göztepe Hastanesi Organ Nakli Hekimi Prof. Dr. Deniz Balcı, karaciğer nakli sürecini detaylarıyla anlattı. Hastanın agresif seyreden bir karaciğer tümörüyle başvurduğunu belirten Prof. Dr. Balcı, “42 yaşındaki hastamız, yağlı karaciğer hastalığı zemininde gelişen karaciğer kanseri tanısı almıştı. Bize, karaciğerindeki tümörün çok kötü prognoza sahip, yani hızlı ve agresif seyreden bir tümör olması nedeniyle başvurdu. Organ Nakli Konseyimiz tarafından yapılan değerlendirmede, hastamız için karaciğer naklinin gerekli olduğu ve nakil endikasyonu taşıdığı belirlendi. Yapılan ileri tetkiklerde, hastamızın karaciğerinde ek bir anomali tespit edildi. Karın içerisinde, tüm vücuttaki kanı toplayarak kalbe taşıyan ana damar (vena cava inferior), diyaframın hemen altında tıkanmıştı. Vücut, bu tıkanıklığın etrafında yan yollar oluşturarak kanı kalbe ulaştırmaya çalışıyordu. Ancak bu durum, karaciğerin bu ana damara bağlanmasını gerektirdiği için teknik açıdan çok riskli bir durum oluşturuyordu” dedi.

‘AMELİYAT ÖNCESİNDE FARK EDİLMESEYDİ HASTA İÇİN HAYATİ RİSK OLURDU’

Ameliyat öncesinde yapılan detaylı analizlerle en uygun cerrahi yöntemin belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Balcı, kritik süreç hakkında şunları söyledi:

“Özel bir yazılım kullanarak 3-boyutlu damar rekonstrüksiyon çalışmaları sonucunda, tıkanıklığı aşmanın en uygun yolunun direk kalbe uzanan bir köprüleme ameliyatı yapmak ve yeni karaciğeri de bu damara bağlamak olduğunu belirledik. Hastanın hasta karaciğerini tamamen çıkardıktan sonra, Kalp ve Damar Cerrahisi ekibimizle birlikte önce kalbin sağ tarafına bir yapay damar diktik. Daha sonra bu damarı diyafram üzerindeki yan yollar olan damarlar arasında oluşturulan bir açıklıktan karın boşluğuna getirerek yeni karaciğeri bu damara bağladık. Böylece, vücutta işlevini yitirmiş ana damarın yerine doğrudan karaciğerden kalbe kan akışını sağlayan yeni bir damar yolu oluşturduk.”

Ameliyat öncesinde fark edilmemiş olsaydı, hastanın karaciğerinin çıkmasını takiben anlaşılacak ana damar tıkanıklığı ve kalbe dönüşün olmamasının yeni nakille beraber karaciğerin çalışmaması nedeniyle hastanın hayatını riske atabileceğini belirten Prof. Dr. Balcı, sürecin titizlikle yönetildiğini aktardı. Prof. Dr. Balcı, “Eğer bu damar tıkanıklığı ameliyat öncesinde fark edilmeseydi, ameliyat sırasında ve sonrasında hayati risk oluşturabilirdi. Bu nedenle, ileri düzey anjiyografi değerlendirmeleri yapılarak tıkanıklığın başlangıç ve bitiş noktaları belirlendi, üç boyutlu hale getirilerek nasıl aşılabileceği detaylı bir şekilde planlandı. Tüm bu süreç, Organ Nakli Konseyi’ndeki uzman hocalarımız tarafından titizlikle ele alındı” diye konuştu.

‘DÜNYADADA ÇOK AZ MERKEZDE GERÇEKLEŞTİRİLEBİLEN BİR OPERASYON’

Ameliyatın teknik açıdan son derece sofistike ve yüksek risk içeren bir girişim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Balcı, “Bu ameliyat, yalnızca ülkemizde değil, dünyada da çok az merkezde gerçekleştirilebilen bir operasyondur. Ameliyat başarıyla tamamlandı ve hastamız 8’inci günde taburcu edildi. Şu anda hastamız ameliyatın birinci ayını geçmiş durumda ve ayaktan kontrollerine devam ediyor” ifadelerini kullandı.

 ‘KARACİĞER KANSERİNDE EN ETKİLİ TEDAVİ NAKİL’

Karaciğer kanseri ve siroz hastalarında erken evrede yapılan naklin en başarılı tedavi yöntemi olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Balcı, “Karaciğer hastalığı veya sirozu olan ya da siroz olmadan karaciğer tümörü gelişen hastalar için en etkili tedavi yöntemi, erken evrede yapılan karaciğer naklidir. Hastamızın bir canlı vericisi, ablası vardı ve kız kardeşine karaciğerini bağışlamak istedi. Konseyde hem verici adayı hem de hastamız detaylı bir şekilde değerlendirildi, ameliyatın riskleri kendilerine ayrıntılı olarak anlatıldı. Zaten her ikisi de hemşire olduğu için süreci anlayarak bilinçli bir şekilde ameliyata karar verdiler. Bu ameliyat ile hastanın kanserli karaciğeri tamamen çıkarıldı ve yerine sağlıklı bir karaciğer nakledildi. Böylece, kanserli doku tamamen uzaklaştırıldığı için onkolojik açıdan da en etkili tedavi sağlanmış oldu” dedi.

GÜLER: TOPLARDAMAR YOKTU, NAKİL İMKANSIZ GİBİYDİ

Karaciğer naklinin başlangıçta imkansız gibi göründüğü bir hastaya başarılı bir operasyon gerçekleştirdiklerini belirten Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Güler, süreci şu sözlerle anlattı:

 “Hastamızın özelliği, doğuştan ana toplardamarının olmamasıydı. Bu da karaciğer naklini normal şartlarda imkânsız hale getiriyordu. Ancak hastayı değerlendirdiğimizde, organ nakli birimi ve karaciğer nakli ekibiyle birlikte bir ameliyat planladık. Biz, kalp ve damar cerrahisi ekibi olarak önce hastaya yapay bir damar ile kalpten karaciğere bağlantı oluşturduk. Daha sonra organ nakli ekibimiz, oluşturulan bu yeni damar yapısını kullanarak karaciğer naklini gerçekleştirdi. Sonuç oldukça başarılı oldu, hasta çok kısa sürede toparladı ve tam şifa sağlandı.”

‘BU TÜR AMELİYAT HEM DÜNYADA HEM DE TIBBİ LİTERATÜRDE OLDUKÇA NADİR GERÇEKLEŞİYOR’

Gerçekleştirilen ameliyatın dünya çapında çok nadir yapıldığının altını çizen Prof. Dr. Mustafa Güler, “Bu tür bir ameliyat hem dünyada hem de tıbbi literatürde oldukça nadir gerçekleştiriliyor. Hastaya aynı anda iki büyük ameliyatın yapılması, sürecin uzamasına ve anestezi açısından bazı riskler oluşmasına neden oldu. Ancak anestezi ekibimiz süreci çok iyi yönetti ve hiçbir komplikasyon yaşanmadan ameliyat başarıyla tamamlandı. Bu tür büyük ameliyatlar her zaman risklidir. Cerrahide en küçük müdahalede bile risk varken, böyle kompleks bir operasyonda hem bizim hem de hasta açısından büyük bir karar alınması gerekiyordu. Ancak burada hasta ekibimize güvendi, biz de iyi bir iş çıkardık ve mükemmel bir ekip çalışması sergiledik. Sonuçtan hem hasta hem de biz çok mutluyuz” dedi.

SOLMAZ: GEBE DEĞİLDİM ANCAK AFP DEĞERİM 6 BİN 800 ÇIKMIŞTI

Sibel Solmaz yaşadığı süreç hakkında konuştu. Adet düzensizliği yaşadıktan sonra doktora başvurduğunu söyleyen Solmaz, “Adet görmemeye başlayınca, yaklaşık 3-4 ay boyunca gebelik ihtimalini düşünerek kadın doğuma gittik. Yapılan testler sonucunda gebelik olmadığı ortaya çıktı. Doktorumuz birçok tahlil istedi ve bu tahlillerin içinde AFP testi de vardı. AFP değerim 6800 çıkınca, karaciğerle ilgili bir problem olabileceği düşünülerek yönlendirme yapıldı” dedi.

Tüm bunların ardından kendisine karaciğer kanseri ve siroz teşhisi konulduğunu anlatan Solmaz, acil ameliyat kararı alındığını söyleyerek, “Karaciğer ultrasonu, MR’ı ve tomografisi çekildi. Yapılan incelemeler sonucunda karaciğer kanseri ve siroz teşhisi konuldu. Acil ameliyat gerektiği söylendi ve apar topar ameliyata alındım. Ameliyatta karaciğerimin yarısı ve safra kesem alındı. Ancak ameliyatın üzerinden üç ay geçtikten sonra karaciğerim tekrar kötüleşmeye başladı ve bu kez organ naklinin şart olduğu belirtildi. Eğer nakil olmazsam siroza bağlı olarak karında şişlik, sarılık gibi belirtilerin artarak ölümcül bir noktaya ulaşabileceği anlatıldı” diye konuştu.

‘BU AMELİYATIN UZUN VE MEŞAKKATLİ OLACAĞINI BİLİYORDUK’

Organ nakli sürecine nasıl karar verdiklerini anlatan Solmaz, ablasının kendisine donör olmayı nasıl kabul ettiğini ve aynı anda iki işlemin nasıl gerçekleştiğini şu sözlerle anlattı:

“Durumumu ailemize açıkladık ve organ bağışı yapabilecek birinin olup olmadığını sorduk. Ablam, eğer uyum sağlanırsa organını vermek istediğini söyledi. Yapılan testler sonucu uyum olduğu anlaşıldı. Ama anjiyografi sırasında kalpten iki kalbe giden damarlarda tıkanıklık olduğu ve anormal bir yapı bulunduğu fark edildi. Bu nedenle ameliyatın bu haliyle yapılamayacağı, oraya bir greft eklenmesi ve yeni bir damar oluşturulması gerektiği söylendi. Aynı ameliyat sırasında bu işlem de gerçekleştirildi ve böylece ablamdan alınan karaciğer de bana nakledilebildi. Bu ameliyatın uzun ve meşakkatli olacağını biliyorduk ama kabul ederek girdik. Ameliyatımız başarılı geçti.  Süreç elbette zor geçti; üç gün yoğun bakımda kaldım, ardından servise alındım ve orada daha rahat bir sürece girdim. Şu an nakilden sonra 35 gün geçti ve bu süreçte kendimi iyi hissediyorum. Ayaktayım, yürüyebiliyorum, rahat ve mutluyum.”

‘ABLAM DA NORMAL HAYATINA DÖNDÜ, SAĞLIKLI GÜNLER BİZİ BEKLİYOR’

Ablasının da sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Solmaz, son olarak ilerleyen süreçte hayatına kaldığı yerden devam edeceğini söyleyerek, “Ablam da şu an normal hayatına dönmüş durumda. Tedavilerini oluyor, istirahatini yapıyor. Ameliyatın etkileri nedeniyle biraz ağrıları var ama bu sürecin doğal bir parçası. Ameliyatın başarılı geçmesinden ve sağlığıma kavuşmamdan dolayı ailem de ben de çok mutluyuz. İyi ki bu ameliyatı olmuşum. En başından beri iyi olacağına, başarılı geçeceğine inanıyordum ve hocamıza da hep bu yönde cesaret verdim. Sonuçta gerçekten de başarılı bir ameliyat oldu. Ben de ilerleyen süreçte normal hayatıma döneceğime ve işime başlayabileceğime inanıyorum. Aileme zaman ayırabileceğim, kendi işimi yapabileceğim ve daha sağlıklı günler beni bekliyor. İnşallah en azından bir tatil yaparak bu sürecin yorgunluğunu atarız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Sibel Hemşire, ablasından alınan karaciğerle hayata tutundu - İstanbul DHA

  • Sibel Solmaz ve Deniz Balcı - İstanbul DHA

  • Mustafa Güler - İstanbul DHA

  • Sibel Hemşire, ablasından alınan karaciğerle hayata tutundu - İstanbul DHA

  • Deniz Balcı - İstanbul DHA

  • Mustafa Güler - İstanbul DHA

  • Sibel Solmaz - İstanbul DHA

Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir