Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

Serebral palsili üçüzlerin başarı öyküsü

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Sinem ve Ercüment Ersoy çiftinin üçüzleri Esra, Tuğba ve Büşra Ersoya, prematüre olarak dünyaya geldikten sonra 1,5 yıl içinde farklı tarihlerde serebral palsi (SP) teşhisi konuldu. Sinem Ersoy, çocukları 4 yaşındayken 65 aile ile birlikte Serebral Palsili Çocuklar Derneğini (SERÇEV) kurdu. Üçüzler, anne ve babalarının desteğiyle yapabilirlikleri üzerine bir eğitim hayatı geçirip, önemli başarılara imza attı. Üçüzlerden Tuğba, ODTÜ Biyoloji Bölümünü bitirip, şu anda özel bir şirkette genetik analiz üzerinde çalışıyor. Esra, Başkent Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünden mezun olduktan sonra moda tasarım alanında yüksek lisans yaparken, aynı zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda çalışıyor. Radyo programı da yapan Esra, TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’nda da uzman olarak görev yapıyor. Durumu en ağır olan Büşra ise Başkent Üniversitesi Büro Yönetimini bitirdikten sonra şimdi aynı üniversitede Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünde eğitimini sürdürüyor.

YAPABİLİRLİKLERİ ÜZERİNE EĞİTİM HAYATI GEÇİRDİLER

Üçüzlerin annesi SERÇEV Genel Sekreteri, aynı zamanda Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu ve Engel Meclisinin Koordinatörü Sinem Ersoy, çocuklarının kendine rol model olduğunu belirterek, “İlk önce 6 aylıkken Büşranın, 1 yaşındayken Tuğbanın, 1,5 yaşında da Esranın durumunu öğrendim. Zaten doğdukları andan itibaren hayat mücadelesi başlamıştı. Nefes almak için 45 güne yakın bir kuvözde kaldılar ve onların verdiği o mücadeleyle ben de onların eşimle beraber ve tabii ki büyük bir aileyle, güçlü bir ekiple beraber yola çıktık ve bugünlere geldik. Onları hiç ayrıştırmadan toplumun içinden soyutlamadan hep onların yapabilirlikleri üzerine bir eğitim hayatları geçirdiler. Diğer ebeveynlere ben şunu söylüyorum; bu işi ne olur annelere bırakmayın. Baba, anne, çocuk ve geniş aileyle beraber tüm ekip beraber yol alın. Bu durum utanılacak, herhangi bir kişiden gizlenecek bir durum değil. Biz her rengimizle güzeliz. O yüzden de mücadeleye devam. Hiçbir zaman pes etmek yok. Yeter ki yapabildiklerimize herkes inansın” diye konuştu

BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ

Esra Ersoy, TBMMdeki komisyon olmak üzere birçok yerde engellilere yönelik yapılan çalışmaların içinde bulunduğunu söyleyerek, “Bilinçlendirme çalışmaları yaparak engelsiz ve erişilebilir bir toplumda yaşamak gelecek hedefimiz. Eğitime erişim her gün. İstihdama erişim her gün. Toplumsal hayata katılım her gün. Bir farklılığımız var; ama işte siz turuncu saçlısınız, ben sarı saçlıyım böyle bir farklılık. Ailemiz hep bunun altını çizdi aslında. Fiziksel erişilebilirlik dedik, toplumsal erişilebilirlik dedik. Aslında bunların hepsi ailenin bilinciyle yeterli olabilecek süreçler değil. O yüzden bu aslında kolektif çaba gerektiren bir süreç. Bilinçli aile engelsiz çocuk diyoruz. Her aile engellilikle bir anda karşılaşıyor, olabiliyor. Bilinç seviyesi, eğitim düzeyi; bu daha önce öğrenmediği kavramlar, durumlar olabiliyor. Bu konuda ailelerinde biri olmasa da yanlarına destek mekanizmalarının olduğunu, bizim gibi dernekleri, aileleri bulabileceklerini bilsinler. Onlarla birlikte olsunlar. Çünkü yalnız olmadığını bilmek, bir şeyi tek başına yaşamadığını bilmek gerçekten çok önemli bu hayatta” ifadelerini kullandı.

NADİR HASTALIKLARA TANI KOYMAYA ÇALIŞIYORUZ

Tuğba Ersoy ise ODTÜ Biyoloji Bölümünden mezun olup, bir genetik firmasında işe başladığını söyleyerek, “Şu an orada genetik analiz yapıyorum. Tanısı konulmayan nadir hastalıklara tanı koymaya çalışıyoruz. Annem ile babam sağ olsun, bizim hiç engelli olduğumuzu hissettirmeden diğer arkadaşlarımızla bizi kaynaştırdılar. O yüzden ben hayatımın hiçbir döneminde engelliyim şunu ayrı yapmalıyım düşüncesine girmedim. Hem aldığımız eğitimler hem de çevremizin bilinçli olması bu konuda bizi ilerletti. Ben hep çok çalışkan, çok düzenli bir öğrenciydim. Dediğim gibi hiç kendimi onlardan ayrı hissetmediğim için hiç yapamayacağım düşüncesine de kapılmadım. Elimden gelenin en iyisini yaparak hep ilerlemeye çalıştım. Hep kendimi geliştirmeye çalıştım. Pozitif de olsa hiçbir zaman bir ayrımcılık beklemedim” dedi.

‘İSTİHDAM MERKEZİ KURMAK İSTİYORUM’

Büşra Ersoy, 2’nci üniversitesini okuduğunu söyleyerek, “Başkent Üniversitesi’nde Haklı İlişkiler Bölümü 3’üncü sınıfta okuyorum. İlk büro yönetimi bölümünü bitirdim. İlk hedefim okula gitmekti. Sonra üniversiteye gitmek istiyordum. Şimdi hayalim SERÇEV ile beraber istihdam merkezi kurmak istiyorum. Engelli dostlarıma buradan sesleniyorum. Benim gibi mücadele etsinler. Tabii ki üzülecekler ama hiçbir zaman pes etmesinler” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Sinem ve Ercüment Ersoy çiftinin üçüzleri serebral palsili (önde soldan sağa) Esra, Büşra, Tuğba anne ve babalarının desteği ile büyük başarılara imza attı. Fotoğraf:Ayşenur DEMİRTAŞ GÜL/Ankara, (DHA)

  • Serebral palsili üçüzlerden Büşra Ersoy, annesi Sinem Ersoy ile birlikte. Fotoğraf:Ankara, (DHA)

  • Serebral palsili üçüzlerden Tuğba Ersoy, özel bir şirkette genetik analiz yapıyor. Fotoğraf:Ankara, (DHA)

Continue Reading
Reklam