Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

Prof. Dr. Aydın: Sıtma 60 yıllık bir pandemi, Covid’de daha şanslıydık

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

BURSA UludaÄŸ Ãœniversitesi’nden (BUÃœ) Prof. Dr. Levent Aydın, Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün 60 yıldır sıtma ile mücadele için çalıştığını ancak kesin bir sonuç alamadığını belirterek, “Benim bildiÄŸim yaklaşık 300 milyon hasta var. Her sene 1,5- 2 milyon insan ölüyor. Gerçek anlamda aslında baktığınız zaman, 60 yıllık bir pandemi. Åžu andaki teknoloji ile aşı ÅŸansı görünmüyor. Tabii bir aşı üretildi ama çok iyi çalışmıyor. Covid’de daha ÅŸanslıydık” dedi.

Küresel ısınma nedeniyle böcek popülasyonu artış gösterirken, son 10 yıldır yeni sivrisinek türleri de ortaya çıktı. Özellikle kıyı kesimlerde görülen sinek ve sivrisineklerin yaÅŸama gücü yüzde 90, üreme gücü ise yüzde 80 oranında arttı. Sinek popülasyonunun birçok yeni hastalığı da beraberinde getirdiÄŸine dikkat çeken BUÃœ Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Levent Aydın, “Küresel iklim deÄŸiÅŸiminin sonucunda bazı hastalıklarımız var ki; bunların bir kısmı sinek ve kene, birçok ektoparazit ile geçiyorlar. Son yıllarda da bunlarda artış veya yeni yeni hastalıklar görülmeye baÅŸlandı. Dang humması, Batı Nil humması gibi ya da yeni sıtma vakaları. Sinekler, yaklaşık bin 500 tane patojeni insanlara taşıyabiliyor. Bundan sonraki yıllarda da iklim deÄŸiÅŸiminin etkisiyle-genelde ektoparazitler, artropotlar yüzde 60-70 nem, 22-26 derece ısıları çok severler ki- kışın olmaması ile giderek artacaklar. Bazı sinek türleri, 8 dereceye kadar üremelerine devam eder. Genelde 12 derecenin altında tüm artropodlar ortamdan çekilirler. Son yıllarda görüyoruz mesela bazı yayınlarda var; sineklerin, sivrisineklerin yaÅŸama gücü yüzde 90 arttı. Ãœreme güçleri yüzde 80 arttı. Birçok hastalıkla karşılaÅŸma riskimiz var” dedi.

‘PÄ°YASADAKÄ° 3 Ä°LAÇTAN 2’SÄ° ZEHÄ°R’

Sinekle mücadelede kullanılan ilaçların da riskine dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, “Tabii ki bunun akabinde sadece bitkisel, hayvansal deÄŸil; bitkisel ve diÄŸer zararlar da arttığı için inanılmaz çevre ilaçlamaları yapıldı. 1960’larda çevre ilaçları, zirai ilaçlar ya da veteriner hayvan ilaçlarının, pestisitler dediÄŸimiz grubunun yaklaşık üretimi yılda 800 milyon dolardı. Åžu anda 60 milyar dolarlara geldi. Bunun anlamı ÅŸu; her piyasadaki 3 ilaçtan 2’si aslında bir ilaç deÄŸil; zehir. Ve bunları fütursuzca kullanıyoruz. Su kaynaklarımızı, çevremizi kirletiyoruz ki; artan kanser vakalarına bakarsanız, genetik faktörlerin dışında yepyeni kanser vakaları çıkmaya baÅŸladı, bir artış var” diye konuÅŸtu.

Birçok zirai ilacın, hastalık görülmeden kullanılmasının bir faydası olmadığını söyleyen Prof. Dr. Aydın, “Pestisitleri kullanmak da bir sorumluluk gerektiriyor. Ki bunların bazılarının koruyucu özellikleri de yok. Hastalığı gördüğünüz zaman kullanacaksınız. Bazen bakıyorsunuz bir zirai iÅŸletmeye girdiÄŸiniz zaman, ÅŸeftali zararlısı gelmeden kullanalım. Zararlıyı görmeden rutine baÄŸlamışlar, ‘Martta bunu kullanalım, nisanda bunu kullanalım.’ Bunların bir daha tekrardan ele alınması ve koordine edilmesi lazım” dedi.

‘ÇALAR SAAT GÄ°BÄ° ÖNLEMLER ALMAMIZ LAZIM’

Yeni hastalıkların ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Aydın, tek bir saÄŸlık konsepti altında önlemlerin alınması gerektiÄŸini belirterek, “Bir çalar saat gibi önlemler almamız lazım. Bakın bu ortamda yeni bir yere HES yapıyorsunuz. Hidroelektrik Santrali. Mesela GAP projesi. Bu projelerde Bayındırlık Bakanlığı, DSÄ° gibi SaÄŸlık Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı da bu projenin en başında olacaklar. Burada ne deÄŸiÅŸir? Ä°klim deÄŸiÅŸirse ne deÄŸiÅŸir? Bunları artık es geçemeyiz. Bunlar deÄŸiÅŸirse hangi vektörler gelir, bunlara baÄŸlantılı hangi hastalıkları görürüz gibi yaklaşımları deÄŸerlendirmeliyiz; aslında bunun adı bir nevi tek saÄŸlık konseptidir. Tıp hekimi, diÅŸ hekimi, veteriner hekim fark etmez. Herkesin birlikte çalışması lazım. Özellikle vektör hastalıklarında. Ki ÅŸunu biliyoruz; Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün açıklaması, her 100 hastalıktan 61’i zoonos, hayvansal kökenli. Gıda olabilir, vektör olabilir, kökenli. Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün verilerine göre, her sene 5 yeni hastalık ekleniyor. 3’ü yine zoonos. Bu tip hazırlıkların bir konsept çapında hazırlanması gerekiyor” diye konuÅŸtu.

‘HER SENE SITMADAN 1,5-2 MÄ°LYON Ä°NSAN ÖLÃœYOR’

Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün 60 yıldır sıtma ile mücadele için çalıştığını ancak kesin bir sonuç alamadığını anlatan Prof. Dr. Aydın, “Benim bildiÄŸim yaklaşık 300 milyon hasta var. Her sene 1,5- 2 milyon insan ölüyor. Gerçek anlamda aslında baktığınız zaman, 60 yıllık bir pandemi. Åžu andaki teknoloji ile aşı ÅŸansı görünmüyor. Tabii bir aşı üretildi ama çok iyi çalışmıyor. Çünkü Dünya SaÄŸlık Örgütü biliyor; biz insanlar ara konakçıyız. Son konakçı sinek. Teknoloji ile belki bunun aşısı da bulunacak. Covid’de daha ÅŸanslıydık. Virüslere karşı aşıyı yapabiliyorduk ama sıtma. Tabii ki bu ortamda sıtma ya da benzer hastalıklarda bir artış beklemek normaldir” dedi.

‘EVÄ°NÄ°ZÄ° SARIYA BOYAMAYIN’

Sinek ısırıklarına karşı alınabilecek önlemleri de hatırlatan Prof. Dr. Aydın, ÅŸunları söyledi: “Bireysel korunma esastır. Uzun kollu ve açık renkli giymek ya da bulunduÄŸunuz ortamlarda, bir odayı ilaçlamadan önce sinek telleri önemlidir. Kırım-Kongo’da da benzeri bir ÅŸey oldu. ‘Paçalarınızı çoraplarınızın içine sokun’ deyince, ‘Bu mudur?’ dediler. Evet, çözüm buydu. Uzun kollu giyinin, sık sık kendinizi arayın. Bireysel korunmadır. Çünkü avcı bir keneydi, yerden geliyordu. Basit görünen ama bireysel korunma önlemleri önemlidir. Sarı renk, genelde tüm böceklerde cazibe rengidir. Mesela evinizin dış cephesini sarıya boyamayın. Sinek gelmeyecek mi, gelecek. Daha az gelir. Ya da koruyucu önlemler alın. Bahçenizin bir bölümüne lavanta dikin. Çünkü çok iyi, güzel bir repellenttir, kovucudur. Ama bu sıfırlar mı? Sinek ve keneyi sıfırlayamazsınız. Minimuma indirme yollarına bakarsınız.”

‘ÖNEMLÄ° OLAN KIÅžLAK Ä°LAÇLAMA’

Sinekle mücadelenin kış aylarında da yapılması gerektiÄŸini belirten Prof. Dr. Aydın, “Mesela belediyeler, çevre ilaçlamaları yapıyor. Önemli olan larvasitlerdir, kışlak ilaçlamalarıdır. Yaz ilaçlamalarında ÅŸunu söyleyeyim; attıkları 10 mikronluk bir partikül, 56 dakika havada kalıyor, soluyoruz. Ama kışlak ilaçlamalarının larva mücadelesini sıkı tutarsak, yaz ilaçlamaları minimuma iner. Nerede yapılır? Çöplüklerde, kanalizasyon arıtma tesislerinde, sineÄŸin yuvalanacağı yerlerde. Ya da küçük su birikintilerini, ev çevrenizden yok edin. Bunlar aslında kolektif bir mücadeledir. Rögar kapağında, bir kanalizasyon arıtma tesisinde ya da birikim alanlarında, larvayı engellerseniz; zaten bahardan sonra sinek popülasyonu az olur” diye konuÅŸtu.

SİGARA İÇENLER YÜKSEK RİSK ALTINDA

Karbondioksit salınımının sinekleri çektiÄŸini ve sigara içen kiÅŸilerin ısırılma olasılığının daha yüksek olduÄŸunu belirten Prof. Dr. Aydın, “Bir sürü faktör var ama temel faktörlerden birisi; karbondioksiti en çok salandır. Tabii ki nefes darlığı, astımı olan ya da çok sigara tüketenler. Karbondioksit tek başına deÄŸildir ama birçok faktörün belki de temellerinden biridir” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam