Politika
Özel: En önemli önceliğimiz, Suriyelilerin bir an önce evlerine güvenle dönmesidir


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti genel merkezinde düzenlenen Göç Politikaları Danışma Kurulu Toplantısına katıldı. Özel, daha sonra Parti Meclisi toplantısının açılışında konuştu. Suriyede iç savaşı kışkırtan meselenin, ilk başından beri karşısında olduklarını söyleyen Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sınır komşumuz Suriye ile Türkiyenin ilişkilenme meselesine, komşunun toprak bütünlüğüne saygısız, komşudaki iç savaşı kışkırtan, oradaki devlet dışı unsurları alan, eğiten, donatan, yollayan, savaştıran meselenin ilk başından beri karşısında olduk. Biz Suriyeye, Esada ilk başından beri demokratikleşmesi, Suriyeyi temsil edecek yani sadece Arapları değil, sadece Suriyedeki bir kesimi değil, Arapları, Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürtleri, Türkmenleri, tüm etnik ve mezhebi grupları temsil edecek bir hükümete, demokratik seçimlere, demokrasiye, uluslararası kuruluşların denetimine açık bir rejime ulaşması konusunda Esad ile kurduğumuz ilişkinin, Suriyeye yaptığımız tavsiyenin özü ve kökü bugüne kadar buydu. Bu sırada Erdoğan, Suriyede önce Esadı devirelim, ondan sonra gerisine bakalım diye bir anlayışa sahip oldu. Peki öncesinde ne vardı? Öncesinde Esad ile el ele fotoğraf vermeler, ailecek tatile gitmeler, Esadı övmeler, güzellemeler. Peki o zaman Suriyede demokrasi vardı da Erdoğan bunları övüyordu, sonra Esad birden diktatörlüğünü ilan etti ve Erdoğan bununla kavgaya mı karar verdi? İşte bugünlerde Türkiyede yapılmaya çalışılan illüzyonun temelinde bu var. Bir siyasi illüzyon çabası var” diye konuştu.
ERDOĞAN KAZANMADI; İSRAİL, ABD KAZANDI
Suriyede, Türkiyenin ulusal çıkarlarına ne kadar hizmet edeceği belli olmayan bir ara dönemin başladığını ifade eden Özel, “Yani bir siyasi illüzyonla, Efendim Suriyede Erdoğan başardı. Erdoğan başarmadı. Erdoğan kazandı. Hayır, Erdoğan kazanmadı; Suriyede İsrail kazandı, ABD kazandı ve Suriyede Türkiyenin aslında ulusal çıkarlarına ne kadar hizmet edeceği belli olmayan bir ara dönem başladı. Şimdi bu noktada soğukkanlı olmak, doğruları savunmak lazımken, 31 Mart seçimlerinin yenilgisini Suriyede yaşananlarla telafi edip moral bulmaya çalışan bir iktidar ve bir siyasi illüzyon çabasıyla karşı karşıyayız. Ama önce Cumhuriyet Halk Partisinin tutumunu net olarak koyalım. 4 önceliğimiz vardır. Bunlardan 1incisi Suriyenin toprak bütünlüğünün korunmasıdır. 2ncisi tüm Suriyelileri temsil edecek, insan haklarına saygılı bir rejimin oluşması, komşumuzun istikrar bulmasıdır. Orada bulunan askerlerimizin güvenliği, Türkiyedeki yurttaşlarımızın huzuru ve refahının sağlanması önemlidir. Son olarak da 4üncü ve en önemli önceliğimiz, Türkiyedeki Suriyelilerin bir an önce güvenle evlerine dönmesidir. Bu 4 öncelikli konuda çok hassas, çok soğukkanlı ve çok kararlı olmak gerekiyor. Bunu açıkça ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE, ÇOK BÜYÜK KAYIPLARA UĞRADI
Cumhurbaşkanı Erdoğanın duyduğu heyecanın sokakta olmadığını söyleyen Özel, “Milletvekillerimiz, parti meclisi üyelerimiz, bizzat ben; Erdoğanın Türkiyeyi ortak etmeye çalıştığı heyecana sokak ortak olmuyor. Televizyon ekranlarında konuşan yorumcuların heyecanı, televizyonları izleyenlere geçmiyor. Çünkü herkes biliyor ki, Türkiyede yapılan dünya kadar yanlışın sonucunda, 13 yılın sonunda Türkiye kazanmadı. Türkiye, 13 yılda 283 şehit verdi, evladını kaybetti. Türkiye roketlerle başta Kilis ve Karkamış olmak üzere sınır illerinde, ilçelerinde dünya kadar sivil kayıp verdi. Ülkemizde 4 milyonu aşan Suriyeli sığınmacı var ve tam 200 milyar dolar kaybettik. Kazandık demek için ya para kazanırsınız ya askeri bir başarı kazanırsınız, toprak kazanırsınız ki biz, bir karış toprağını vermeyen, kimsenin bir karış toprağında gözü olmayan Atatürkten miras geleneksel dış politikaya sahibiz. Ama 283 şehit vereceksin, sivil şehitler vereceksin, 4,5 milyon sığınmacının Türkiyeye gelmesine sebebiyet vereceksin, 200 milyar dolar para kaybedeceksin ve 13 yılın sonunda Ben haklı çıktım. Sen haklı çıkmadın, 13 yılın sonunda, Cumhuriyet Halk Partisi haklı çıktı. Endişeli olanlar haklı çıktı ve Türkiye çok büyük kayıplara uğradı” diye konuştu.
TÜRKİYEYE YÜK, 6,5 MİLYONA YAKIN İNSAN YAŞIYOR
Türkiyede 4 milyonun üzerinde Suriyeli olduğunu, bunların 2 milyon 953 bininin elinde geçici sığınmacı belgesi olduğunu aktaran Özel, “Sınırdan Git dediğinde belgeyi alman lazım, vermek istemiyorlar. Belgen iptal olacak deyince gitmekten vazgeçiyorlar. O yüzden Türkiyedeki 2 milyon 953 bin geçici sığınmacının statüsünün Suriyedeki şartlar da gözetilerek, belli bir takvim dahilinde artık sonlandırılması gerektiğini ifade etmek gerekiyor. Ayrıca Türkiyede 2,7 milyon düzensiz göçmen yakalandı. Bunların 500 bininin sınır dışı edildiği bilgisini bakan paylaşıyor. Yani bakan diyor ki; Suriyelilerin dışında Kuzey Afrikadan gelen, İrandan, Iraktan gelen, Pakistandan, Bangladeşten gelen, en çok da Afganistandan gelen 2,2 milyon da düzensiz göçmen var diyor, kaçak var diyor. 2,7 milyon yakaladım, 500 binini yolladım diyor. Yani Türkiyede 6,5 milyona yakın kendileri burada olan, Türkiyeye yük olan insan yaşıyor ve bu sorunların bir an önce çözülmesi gerekiyor. Türkiye kazandı diyenlere, Türkiye 200 milyar dolar kaybetti. Hesabına itiraz eden varsa, çıksın karşımıza alnını karışlarım. Çıksın karşımıza” ifadelerini kullandı.
BU ÜLKEYİ TEK ADAM REJİMİ GÖREMEZSİNİZ
Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmesine ilişkin, “Bugün AB Komisyonu Başkanı Sayın von der Leyen ile bir görüşmesi vardı. Şimdi bu görüşmeyi yapan von der Leyene ve şahsına, kurumuna duyduğumuz saygı bir yana, Avrupa Birliğinin bu yeni pratiğini reddettiğimizi ifade etmek istiyorum. Normal zamanlarda, geçim zamanında bütün büyükelçiler burada, ziyaret ediyorlar, görüşülüyor, konuşuluyor. Ama kriz zamanlarında Avrupa Birliği yeni bir pratik geliştirdi. Merkelden patentli. Gidiyor Erdoğanla oturuyor, konuşuyor, bir anlaşma yapıyor, el sıkışıyor, işini görüyor. Burası bir demokrasi, bütün eksiklerine rağmen bir demokrasi. Buranın son yerel seçimlerde birinci partisi olmuş ana muhalefet partisi var. Bu parlamentoda temsil edilen AKP ve MHP dışında 11 tane daha siyasi parti var. Bu ülkenin kuralları var, kurumları var. Bu ülkeyi bir Orta Doğu coğrafyasının tek adam rejimi gibi göremezsiniz. Onunla gidip, anlaşıp, işinizi göremezsiniz. Avrupa Birliğini buradan bir kez daha uyarıyoruz ki Merkelin bir geliştirdiği ve Orta Doğudaki güçlü tek adamlarla en sıkış, anlaş, anlaşma gizli kalsın, görünür meseleleri söyleyin ama buzdağının alt tarafında dünya kadar haksızlık, dünya kadar hak ihlali. Örneğin işte Türkiyeye verelim 6 milyar avroyu, bizim yerimize sığınmacılar için açık hava hapishanesi olsun. Ne oldu, ne gördük? Teker teker ne gördük? Ben ne gördüğümüzü söyleyeyim. Biz karaya vuran Aylan bebekleri gördük. Yunanistanın patlattığı botlarda ölen 3 bin insan gördük, Egede boğulan 3 bin insan gördük. Bütün Afrikadan ve Egeden harekete geçen 30 bin kişinin Akdenizde boğulduğunu, 3 bininin Egede, toplam 30 bininin Akdenizde boğulduğunu gördük. Ve buradan insanlık tarihinin en utanç verici fotoğrafı çekildi Muğlanın, Bodrumun sahillerinde. Aylan bebeği gördük” dedi.
TON, AYNI TON
ABD Başkanı seçilen Donald Trumpın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında açıklamalarda bulunduğunu aktaran Özel, “Ne demiş Trump Erdoğana, Çok iyi anlaştığım biri. Çok güçlü ve kuvvetli bir ordu kurdu demiş. Keşke TSKyı kastediyor olsa. Hepimiz biliyoruz ki HTŞyi kastediyor. Bu tonu hatırlıyor musunuz? Bu ton Trumpın Erdoğana yazdığı tehdit mektubundaki ton. Ton, aynı ton. Yukarıdan bakıyor. Sırtını sıvazlıyor şimdi. Geçen sefer tehdit ediyordu” diye konuştu.
SIĞINMACI SORUNUNU BELEDİYELERİN SIRTINDAN SİLKELEYİN
Özel, Türkiyenin Suriyeliler için 200 milyar dolar para harcadığını vurgulayarak, “Emeklilere 2 asgari ücret versek, bugün emekli maaşını 35 bin lira yapmaya kalksak, bize Suriyeliler harcanan paranın 50de 1i yetiyor. Ya da asgari ücret üzerinden baktığımızda, biz Asgari ücreti 30 bin lira yapalım diyoruz; Ama asgari ücret esnafı ezmesin. 30 bin lira yaptığımız asgari ücret, küçük esnaf için 24 bin lira olsun. 6 bin lirasını devlet işçi başına teşvik olarak versin diyoruz ya, oraya lazım olan para 250 milyar. Bu para onun tam 35 katı. O yüzden bu para çok büyük bir para ama son olarak şöyle söyleyeyim. Türkiyede Asrın felaketi dediler ya yaşadığımız depreme. Hepimizin yüreği yanıyor hala; 6 Şubat, Asrın felaketinin maliyeti, Erdoğanın hesabına göre 100 milyar dolar. Suriyelilere harcadığımız para, 200 milyar dolar. Deprem bizi 6 Şubatta bir yıktı, Erdoğanın ve AK Partinin Suriye politikası 2 kere yıktı” açıklamasında bulundu.
Suriyelilerin, belediyelere oluşturduğu yük için merkezi hükümetin destekte bulunmadığını söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1 kuruş vermedi. Suriyeli sığınmacıların İstanbula, Ankaraya, Mersine, Adanaya, Kilise, İzmire ya da kendi belediyelerine yarattığı yeni yük için 1 lira vermedi. Onlara dünya kadar sosyal yardım yapıldı, dünya kadar katkı sağlandı. 1 lira vermediği gibi örneği Kilise 109 bin kişilik para yolluyor İller Bankasından, 300 bin kişiye bakıyor Kilis Belediyesi. 300 bin kişiye hizmet ediyor, 300 bin kişilik su tüketiliyor, 300 bin kişilik atık su üretiliyor, 300 bin kişinin çöpü toplanıyor 109 bin kişinin parasıyla. Dönmüş şimdi bize, Efendim belediyeleri silkeleyin diyor. Belediyelerin hala daha alacaklarına el koymaya çalışıyorlar. Yahu artık bu sığınmacı sorununu belediyelerin de milletin de sırtından silkeleyin, ondan sonra gelin nereyi silkeleyecekseniz silkeleyin. Ama Cumhuriyet Halk Partisinin belediyeleriyle uğraşmayı artık bu tarafından bırakın. SGKnın (Sosyal Güvenlik Kurumu) toplam 100 lira alacağı var, 10 lirası belediyelerden. Bunun içinde AK Partisi, İYİ Partisi, DEMi, CHPsi hep birlikte. 100 liralık alacağın 10 milyarı için bunları yaşatıyor. Maaş ödeyemeyelim diye uğraşıyor. Ama 100 liralık paranın 90 lirasının tamamı, yandaşlarının SGKya olan borçları” ifadelerini kullandı.
İklim, yoksulluk veya ekonomik krizlerin geçici sığınma sebebi olmadığının altını çizen Özel, “Bu sebepten bu durum ortadan kalktığına göre, elbette belli bir takvim içerisinde ama bu kişilere önce teşvik, ardından da ayrıcalıkları tamamen önce ortadan kaldırarak daha sonra da onların memleketlerine dönmesi için fiziki değil ama kanuni düzenlemelere yönelik onlara bir zorlama, daha doğrusu buradaki pozisyonlarını artık Suriyede sürdürme noktasındaki bir devlet kararlılığının öyle şiddetle, zorla değil; ama kanunu düzenlemelerle ve TBMM eliyle yapılması gerektiğini de büyük bir kararlılıkla ifade etmek istiyoruz” dedi.
