Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

‘Orman ve akarsu kenarlarındaki çalılıkların popülasyonundaki azalma müsilajı artırıyor’

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizinde 2020 yılında ortaya çıkan ve çevre felaketine neden olan müsilaj, bu yıl da görülmeye başlandı. Geçen günlerde boğazın bazı noktalarında az miktarda görülen müsilaj, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıkması ile etkisini artırdı. ÇOMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli sebeplerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi.

SAZLIKLAR, KAMIŞLAR, AĞAÇLAR AKARSUYUN TAŞIDIĞI MADDELERİ SÜZÜYOR

Müsilajın Marmara Denizinde büyük bir sorun olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özdilek, bu konuda gerek TÜBİTAK olsun gerekse ilgili kamu kurumları, bakanlıklar ve bilim insanlarının kapsamlı pek çok çalışma yürüttüğünü söyledi. Bu çalışmalar neticesinde müsilaja sebep olan birtakım faktörün belirlendiğini vurgulayan Özdilek, bunlardan en önemlilerinden birinin Marmara Denizine dökülen organik kirleticiler olduğuna dikkat çeki. Bu maddelerin Marmara Denizine nereden geldiğini düşünmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özdilek, “Marmara Denizinin etrafında akarsular var. Bu akarsuların etrafında ise yerleşim yerleri, tarım, orman alanları yer alıyor. Bu akarsular özellikle kışın, fazla yağışlı dönemlerde bütün bu karasal alandan, ormanlardan, tarım alanlarından, yerleşim yerlerinden gelen hem kanalizasyon atıklarını hem tarımsal atıkları yıkayıp Marmara Denizine getiriyor. Bunu getirirken akarsu kenarındaki bitki örtüsü akarsuya gelen maddeleri bir miktar tutuyor. Yani akarsuların kenarında sazlıklar, kamışlar, ağaçlar varsa karadan gelen bu malzemeleri akarsuyun içerisine taşırken süzülüyor. Böylece akarsu süzülmüş temiz suyu Marmara Denizine döküyor” dedi.

BİTKİ ÖRTÜSÜNÜ TAHRİP EDERSEK ORGANİK MADDELER SÜZÜLMEDEN MARMARAYA BOCA OLUR

Prof. Dr. Özdilek, “Bunun haricinde özellikle akarsu havzalarının bulunduğu alanlardaki ormanlarda yer alan sadece ağaçların değil dibindeki çalılar, otlar ve tüm bu bitki örtüsü organik maddeleri kökleriyle tutar. Bu maddelerin tamamının akarsuya geçmesine engel olur. Böylece daha temizlenmiş su Marmaraya dökülür. Daha aşağılara geldiğimiz zaman tarım alanlarının kenarındaki ve şehirlerden atılan kanalizasyon atıkları da bu akarsuların kenarında bulunan bitki örtüsü tarafından tutulur, süzülür ondan sonra akarsuya verilir. En son nehir ağzına geldiğimiz zaman burada nehir yavaşlar, sığlaşır ve bu bölgede delta dediğimiz alanda bitki örtüsü buraya gelen tüm birçok organik maddeyi kökleriyle tutarak süzer, temizledikten sonra Marmara Denizine döker. Eğer biz ormanlarımızı kesersek, onları köklerinden çıkartırsak, bu alanları tahrip edersek, akarsu kenarındaki, tarlaların kenarlarındaki bitki örtüsünü, deltadaki akarsuyun denize birleştiği yerdeki sulak alan dediğimiz sığ alanları tahrip edersek bütün bu organik madde süzülmeden, temizlenmeden Marmaraya boca edilmiş olur” diye konuştu.

‘AKARSU KENARINDA TEMİZLEME YAPARKEN MEVSİMLERE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR’

Müsilaj sorununa bütüncül olarak yaklaşılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özdilek, şöyle devam etti:

“Marmara Denizindeki müsilaj sorununa bakarken sadece denizdekine değil etrafındaki havzaya bakmamız gerekiyor. Kış aylarında yolların kenarlarındaki temizleme işlemlerini yaparken dikkat etmemiz gerekiyor. Yolun kenarındaki çalılıkları, ağaç temizleme işlemini en yağışlı dönemde yaparsak bitki ile örtülü olmayan topraktaki bütün maddeler Marmara Denizine daha fazla karışacak. Akarsu kenarındaki temizleme işlemlerini de yaparken mevsimlere dikkat etmek gerekiyor. Aynı şekilde taşkın önleme çalışmaları yaparken daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Akarsu kenarlarındaki bitki örtüsünü, ormanları, tarım alan kenarındaki bitki örtüsünü, denize dökülen nehir ağzındaki alanlardaki bitki örtüsünü korumamız gerekiyor. Çünkü onlar bizim için çalışıyor. Eğer biz bu bitki örtüsünü koruyabilirsek o zaman müsilaj sorununun önüne geçilmesinde bir adım atılabilir.”

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Arşiv / Çanakkale, (DHA)

  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Arşiv / Çanakkale, (DHA)

  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Arşiv / Çanakkale, (DHA)

  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Arşiv / Çanakkale, (DHA)

  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Arşiv / Çanakkale, (DHA)

  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Arşiv / Çanakkale, (DHA)

  • Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek (Fotoğrafta), müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Fotoğraf: Nazif Cemhan ŞEN / Çanakkale, (DHA)

Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir