Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

MUĞLA – Bodrum’un son süngercisi ‘Aksona Mehmet’: Denizin altı çölleşiyor

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

MUĞLAnın Bodrum ilçesinde, Aksona Mehmet olarak tanınan bölgenin son süngercisi olduğu belirtilen Mehmet Baş (74), dalış turizmi yaparak hem süngerciliği turistlere aktarıyor hem de denizin altındaki değişimi gözlemliyor. Süngerlerdeki hastalığın sürdüğünü söyleyen Baş, “Denizin altında iklim değişikliğinden kaynaklı değişimler meydana geldi. Denizlerin altı şu anda çölleşiyor. Süngerler öldü, pinalar yok, istiridye yok. Denizin altı fakirleşti ve yok oldu. Onu izliyorum, içim sızlıyor ve paramparça oluyor. Süngerlerin kurtarılması mümkün değil” dedi.

Aksona Mehmet olarak tanınan Mehmet Baş, 1950 yılında Muğlanın Bodrum ilçesinde doğdu. Henüz 15 yaşındayken süngercilik yapmaya başlayan Baş, denize olan tutkusu sayesinde 22 yıl boyunca dünyanın çok sayıda noktasında dalış yapıp, sünger avladı. Bölgenin son süngercisi olduğu belirtilen Baş, 1987 yılında ise süngerlerde gelişen bir hastalık nedeniyle kendisine ait teknesiyle başta dalış turizmi olmak üzere mavi yolculuk turları yapmaya başladı. Yaklaşık 60 yıldır denizden kopamadığını ve deniz altında inceleme yapmayı sürdürdüğünü dile getiren Aksona Mehmet, Ege ve Akdeniz çanağında turistlere dalış yaptırarak süngerciliği yaşatmaya çalıştığını belirtti. Baş, bir süre önce Muğla Gökova açıklarında yaptığı dalışta süngerlerdeki hastalığın devam ettiğini tespit edip, sosyal medyada da paylaştı. Yaptığı dalışlarla denizcilik kültürünü gelecek nesillere aktarmak istediğini söyleyen Baş, “Çocukluğum deniz kıyılarında geçince hep derin maviliklerin gizemini merak ettim. 13 yaşında çok kıymetli bir büyüğümün maskesiyle daldım. O gün denizin altını gördükten sonra derin mavinin gizemi beni hep kendine çekti. Ondan sonra hep derin maviliklerin hayaliyle yaşadım” ifadelerini kullandı.

İLK DALIŞ MASKEMİ ANNEME OĞLAK SATTIRARAK ALDIM

Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O günden sonra sürekli Bodruma gelmeye başlamıştım. Bodrum Limanında eskiden hep süngerci tekneleri vardı, turizm yoktu. Herkes süngerden ekmek yiyordu. Bir maske almak istedim param yoktu, rahmetli anneme bir oğlak sattırarak dalış için kullanılan maskeyi satın aldım. Daha sonra kıyılarda dalmaya başladım. 15 yaşında süngerciliğe başladım. 15 yaşındaki bir çocuğun dalması yasal olarak mümkün değildi, beni sünger işçisi olarak işe aldılar. Ünlü sünger tüccarı Ali Cengizin yeğenlerinden Mustafa Cengiz ile süngere başladık. O günden sonra derin maviliklere büyük bir aşkla tutuldum, sevdalandım ve ekmeğimi oradan kazanmaya başladım.”

DERİN MAVİNİN İSİMSİZ KAHRAMANLARI: SÜNGER AVCILARI

Türkiye denizciliğine çok sayıda kaptan yetiştirdiğini belirten Baş, “1981 yılında 6 metre uzunluğunda bir tekne aldım. Teknemin adını Aksona koydum. Aksona kelimesi süngerciler için hayati öneme sahip. Yüzyıllardır süngercilik dilinde kullanılan aşağı dalmak için kana karışan azotu atmak için dinlenme yerlerine süngerciler Aksona derdi. Ondan sonra da benim adım Aksona Mehmet olarak kaldı. Sıfırdan onlarca adam yetiştirdim. Sünger avcılarından çok iyi kaptan olur, ülkemin denizciliğine çok insan yetiştirdim. Derin mavinin isim kahramanları sünger avcılarıdır. Usta-çırak öğretisiyle gelen muhteşem bir deniz kültürüdür. Süngerciler Bingazi, Tunus, Afrika, Yunanistan kıyılarına gidip tonlarca sünger getirip, ülke ekonomisine katkı sağlarlarmış. Sünger, doğanın bize verdiği bir üründür. Bodrum denizciliğinin temelinde, Bodrum Kalesindeki dünyaca ünlü su altı deniz müzesinde, derin mavinin isimsiz kahramanları olan sünger avcıları vardır. İyi ki o kültürle yetiştim, her zaman Öğretmenim deniz derim. Onun için de deniz kültürünü gelecek nesillere aktarmak için çaba sarf ediyorum” diye konuştu.

‘BODRUMDA 25-30 YILDIR SÜNGERCİ VE SÜNGERCİ TEKNESİ YOK’

Süngercilerin para kazanamayınca turizm yapmaya başladığını anlatan Baş, “Süngerler bütün Ege ve Akdenizde 1986 yılında bir hastalığa yakalandı. Devlet sünger avcılığına teşvik için ucuz kredi verirdi. Daha sonra süngerlere veba bulaştı. O dönemde turizm de başladı, süngerciler süngerden para kazanmayınca turizme geçti. Bazıları tekneleriyle balık avladı, süngerden vazgeçti. Bodrumda 25-30 yıldır süngerci ve süngerci teknesi yok. 1987 yılında sünger işi bitince 12 metre uzunluğunda tekne yaptırarak dalış turizmine geçtim. Denizin altından kopmadım, 60 yıldan beri Sicilya Kanalından, Akdeniz, Ege ve Yunan adalarına kadar dalışlar yaptım. Denizin altındaki değişimi yakından gözlemliyorum. Yeryüzünde hiçbir kimsenin süngere olumlu ve olumsuz müdahalesi söz konusu olamaz. 2000li yılların başında yine her yerde sünger vardı. 2011de Giritten başlayan bir hastalık nedeniyle süngerler tekrar vebaya yakalandı ve yok oldu” dedi.

SÜNGERLERİN KURTARILMASI MÜMKÜN DEĞİL

İklim değişikliğinden kaynaklı denizdeki canlıların öldüğünü söyleyen Baş, “Denizin altında iklim değişikliğinden kaynaklı değişimler meydana geldi. Denizlerin altı şu anda çölleşiyor. Süngerler öldü, pinalar yok, istiridye yok. Denizin altı fakirleşti ve yok oldu. Bu durumu izliyorum, içim sızlıyor ve paramparça oluyor. Süngerlerin kurtarılması mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde Gökovada dalış yaptım. 35-40 metreye kadar olan dalış mesafesinde su sıcaklığı 26, 60 metre dalışta su sıcaklığı ise 18 derecelerde seyrediyor. Turistlere göstermek için hasta bir sünger çıkardım. Umarım bu durum ileride düzelir. Dalış turizmi yapıyorum, denizin altında olanları gözlemliyorum ve paramı böyle kazanıyorum” diye konuştu.

Haber-Kamera: Fırat AKAY/BODRUM(Muğla),-

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir