Türkiye

Mozaik sanatçı Hüzmeli’den İzmir’de yeniden var oluşun öyküsünü anlatan sergi

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Antakyada yaşayan Menel Hüzmeli, 12 yaşında ziyaret ettiği ören yerinde mozaik sanatıyla tanıştı. Burada gördüğü kadın silüeti dikkatini çeken ve mozaik sanatıyla ilgilenmeye başlayan Hüzmeli, bu konuda çok sayıda eğitim aldı. 2018 yılında mozaik atölyesini açan Hüzmeli, sayısız öğrenciye eğitim vermekle beraber 50 sanatçı adayı öğrenci de yetiştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığının Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ünvanını alan ve Türkiyeye 3 boyutlu mozaik sanatını kazandıran ilk sanatçı olan Hüzmeli, Antakyada açılacak el sanatları müzesinde sergilenmek üzere bir eser hazırlamaya başladı. Hüzmeli, 500 bin taş kullanarak yaptığı 1 ton ağırlığındaki Cennetin Hediyesi isimli eserini yaklaşık 1,5 yılda tamamladı. Hüzmeli, eserini sergilenmek üzere teslim etti ancak 6 Şubat 2023te Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde Antakyada eseriyle enkaz altında kaldı. Hüzmeli ailesiyle enkazdan kurtarıldıktan sonra İzmir Selçuka yerleşirken, 2,5 ay sonra yine enkazdan çıkarılabilen eserini de İzmire getirdi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Menel Hüzmelinin, depremde hayatını kaybeden öğrencileri için yaptığı dokunuşlarla tamamladığı eseri, İzmir Selçuk Art Agorada sergilendi. Aynı zamanda eserleri üzerinde çalışmalarına devam eden Hüzmeli, İzmirin Konak ilçesindeki bir sanat galerisinde de sergi açtı. 19 Mayısa kadar sanatseverleri ağırlayacak olan ve 25 eserin yer aldığı Taşlardan Düşlere adlı sergide, Antakyadan İzmire uzanan bir göçün, bir yıkımın ve yeniden var oluşun öyküsünü mozaik sanatıyla anlattı.

YIKILAN SOKAKLARIMIZI TEKRAR RESMETMEK İSTEDİM

Taşlardan Düşlere adlı sergisiyle yalnızca taşları değil, hafızayı, acıyı ve umudu da titizlikle yontarak sanatseverlere sunduğunu söyleyen Hüzmeli, “Doğal taşlar, kimi zaman bir dağın sessizliğini, kimi zaman bir mahallenin cıvıltısını taşır. 25 eserden oluşan bu özel sergimde kerpetenle tek tek yonttuğum, hiçbir katkı maddesi içermeyen, doğanın sunduğu taşlarla hazırladım. Yüzyıllardır ayakta duran ama 2 yıl önce yaşadığımız büyük depremle yıkılan sokaklarımızı tekrar resmetmek istedim. Yıkılan binaların arasında, yine de açan gelincikleri işledim taşlara. Depremden sonra yalnız kalan buğday tarlalarını, nar bahçelerini nakşettim” dedi.

ZEYTİN AĞACI YAŞAMLA KURDUĞUM BAĞI ANLATIYOR

Sembolik olan zeytin ağacının da minyatürünün bulunduğuna dikkati çeken Hüzmeli, “Bu sergide en çok karşılaşacağınız motiflerden biri zeytin ağacı. Benim yaşamla kurduğum bağı anlatıyor. Ben artık kendime, Mozaiğin ta kendisiyim diyorum. Zeytin ağacı gibi bakıyorum hayata, kökleri derin, gövdesi mağrur, meyvesi bereketli, fırtınalara, yıkıma rağmen ayakta kalabilen bir güç olarak. Bu eserler yalnızca görsel değil, duygusal bir yolculuk da sunuyor. Her taş nefes alıyor; çünkü doğanın kendisi gibi katkısız, yalın ve içtenler. Taşlardan Düşlere sergisi, sadece bir sanat yolculuğu değil, aynı zamanda bir hafıza, bir iyileşme ve yeniden var olma hikayesi olarak aktarabilirim” diye konuştu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version