Sosyal medyada bizi takip edin

Sağlık

‘Miyopi hastalığında son teknolojik lazer cihazları hastalara umut oluyor’

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Dünyagöz Hastanler Grubu Etiler Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi, dünyada salgın gibi artan miyopi va astigmatizma hastalıklarını, artış nedenlerini ve tedavilerindeki son yenilikleri anlattı. Günümüzde göz kırma kusurlarının tedavisinde 3 tip lazer kullanıldığını belirten Doç. Dr. Tanrıverdi, “Bunlar SMILE (Small Incision Lenticule Extraction), LASIK (Laser-Assisted in Situ Keratomileusis) ve PRK (Photorefractive Keratectomy) lazer tedavileridir” diye konuştu.

‘ÇALIŞMA ORTAMLARI GÖZ SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR’

Doç. Dr. Tanrıverdi, miyopinin artış nedenini şöyle açıkladı:

“İnsanların kapalı ofis ortamlarında daha fazla zaman geçirmesi, dış ortam aktivitesinin azalması, artan ekranlı araç kullanımı ve yakın aktivite sayılabilir. İnsan evrimi gereği dış ortamda yaşayan ve aralıklı olarak uzak ve yakına bakan bir canlıdır. İnsanlar kapalı mekanlarda yaşamaya başladıkça uzağa bakış oldukça azalmakta ve uzak görüş buna paralel olarak evrimsel zaman içinde zayıflamaktadır. Bu da gözün kırma kusurlarını artırmaktadır.”

‘HASTANIN MESLEĞİ TEDAVİ YÖNTEMİNİ BELİRLİYOR’

Günümüzde kırma kusuru olan hastalarda 4 tip güncel tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Tanrıverdi, şunları söyledi:

“Bunlar gözlük, kontak lens, göz içi mercekler ve lazer tedavisi seçenekleridir. 18 yaşın altında bu problemi olan hastalara en sıklıkla gözlük ve kontak lens kullanımı önerilmektedir. Daha büyük hastalarda ise göz içi mercek ve lazer ameliyatı seçeneği de gündeme gelmektedir. Bu hasta grubunda hastanın yaşı, kaç diyoptri kırma kusurunun olduğu, mesleği, günlük aktivitesi, göz kornea tabakasının kalınlığı ve anatomisi, gözyaşı eksikliğinin olup olmaması, başka sistemik ya da göz hastalığının varlığı gibi etkenler hastalara hangi tedavi yönteminin en uygun olacağı hakkında bize yol haritası oluşturur. Her hastada tedavi öncesinde bu faktörlerin mutlaka dikkate alınması ve yapılacak tedavinin bu etkenlere göre planlanması gereklidir.

‘AMELİYAT SONRASI DÖNEMDE OLDUKÇA KONFORLUDUR’

Gözün kırma kusurlarının tedavisinde son dönemde kullanımı giderek artan ve popüler olan güncel başka bir yöntemin ise SMILE lazer tedavisi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tanrıverdi, şunları ekledi:

“SMILE lazer kullanımı son 10 yılda giderek artmaktadır. SMILE lazer tedavisi diğer iki yöntemden oldukça farklıdır. Bu yöntemde lazer ile korneanın orta tabakasından çok hassas bir lentikül kesisi yapılarak (disk benzeri bir yapı) sadece 2 mm’lik yan kesiden bu lentikül dışarı çıkarılıp hastanın kırma kusuru düzeltilmektedir. SMILE tedavisini eşsiz kılan en önemli özellik bu hastalarda kornea ön yüzeyine geniş bir kesi ve lazer işlemi yapılmaması ve ameliyat sonrası dönemde ilave bir göz kuruluğunun olmamasıdır. Bu durum göz kırma kusurlarının tedavisinde uygulanan lazer yöntemleri için çığır açabilecek bir özelliktir. Çünkü diğer hiçbir yöntemde bu avantaj yoktur. Ayrıca bu yöntemde yara iyileşmesi çok hızlıdır, ameliyat esnasında ağrı olmaz, sonrasında ise gözlerde çok kısa süreli batma yanma görülür. Görsel rehabilitasyon hızla gerçekleşir. Hastalar ameliyat sonrası dönemde oldukça konforludur. Bu ameliyatın ikinci en büyük avantajı ise korneanın biyomekanik direncinin ameliyattan oldukça az etkilenmesidir. Bu nedenle özellikle sporculara, polis ve asker gibi travma riski olan meslek gruplarına, çok ekran kullanan ve kurugöz semptomları olan kişilere uygulanmasında sakınca yoktur.”

‘ESKİ YÖNTEMLERDE DEZAVANTAJLAR BULUNUYOR’

Doç. Dr. Tanrıverdi, “PRK lazerde korneanın en önünde yer alan epitel dokusu mekanik olarak kaldırılarak, ardından kornea ön yüzeyine lazer uygulanmaktadır. Bu yöntemin en büyük dezavantajı hastaların ameliyattan sonra 2-3 gün süren ağrı ve bulanık görmesinin olmasıdır. Bu hastalarda refraktif sonuçlar genellikle bir ay içinde stabil olmaktadır. Bu nedenle hızlı iyileşme istenilen durumlar için genellikle uygun değildir. Ayrıca çok yüksek kırma kusurlarında uygulandığında kornea ön yüzeyinde görmeyi bozan haze olarak bilinen bulutlanmaya yol açabilmektedir. İlaveten bu hastalarda ameliyat sonrası dönemde göz kuruluğu görülebilmektedir. En büyük avantajı ince korneası olan hastalarda yapılabiliyor olmasıdır. Bu nedenle günümüzde bu yöntem hastanın korneası için diğer iki yöntemin uygun olmadığı durumlarda tercih edilmektedir“ dedi.

Diğer popüler bir tedavi yönteminin ise kornea ön tabakasından lazer yardımı ile bir flep (tabaka) kaldırılarak korneanın orta tabakasına lazer tedavisinin yapıldığı ve flebin geri kapatıldığı LASIK yöntemi olduğunu belirten Doç. Dr. Tanrıverdi, “Günümüzde en çok kullanılan refraktif lazer tedavi yöntemlerinden birisi LASIK tir. LASIK ameliyatları 20 yıla yakındır yapılmaktadır. Refraktif sonuçları oldukça başarılıdır. Ameliyat sonrası dönemde hastalar oldukça konforludur, hızlı bir yara iyileşmesi görülür ve hastalar bir gün sonra bile net görmeye başlarlar. Güvenli ve etkili olduğu yeterince kanıtlanmış bir yöntemdir. En büyük dezavantajı ise göz kuruluğunu bu yöntemde biraz daha sık görmemizdir. Ayrıca korneanın biyomekanik direncini az da olsa etkilediği için ince ve düzensiz kornealarda yapılması çok uygun değildir. Özellikle ekran kullanımı fazla olan meslek gruplarında göz kuruluğu açısından dikkatli olunmalıdır. Bu grup hastaların ameliyat sonrası dönemde 3-6 ay kadar suni gözyaşı preparatları ile desteklenmesinde fayda olacaktır” diye konuştu.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir