Sosyal medyada bizi takip edin

Politika

Mehmet Uçum: Yeni anayasa, kurucu ilkeler ile kazanımları esas almalı

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından 2023 ruhuna sahip yeni bir anayasa başlığıyla bir yazı yayımladı. Uçum, “Yeni anayasa üzerine yapılan tartışmalara bakıldığında zaman zaman Cumhuriyet döneminin anayasal birikimine vurgular yapıldığı görülüyor. 1921 Anayasası kurtuluş sürecimiz bakımından, 1924 Anayasası ise kuruluş sürecimiz açısından misyoner anayasalardır. Hakikaten kurtuluş ve kuruluşun kilometre taşı olan 2 anayasa tarihine sahibiz. Darbe ürünü 1961 Anayasası ile halen yürürlükte olan yine darbe ürünü 1982 Anayasası da anayasal tarihe eklenmiştir. Anayasa tarihimiz açısından 1876 Anayasasını da anabiliriz. Hatta anayasal hareketler çerçevesinde değerlendirme yapılınca Islahat Fermanı (1856), Tanzimat Fermanı (1839) ve Sened-i İttifak (1808) da dikkate alınır. Tüm bu metinlerin anayasacılık tarihimizde olumlu yanlarının yanı sıra özellikle batıcılıktan etkilenen ve darbecilikten kaynaklanan olumsuz yönleriyle önemli yerleri vardır. Yani tarihsel olarak anayasal müktesebatımız her yönüyle güçlüdür. Ancak Cumhuriyet’in 100’üncü yılı tamamlanmışken ülkemizin layık olduğu sivil, demokratik, özgürlükçü, kapsayıcı yeni anayasanın temel referanslarının ve ruhunun, devamlılığı sağlayan kurucu ilkeler hariç bu anayasal birikimimizden çıkmayacağının da altını çizmek gerekir. Savaş koşullarında kabul edilen veya tek parti düzenine çerçeve oluşturan anayasalardan kurucu ilkeleri korumak dışında yeni anayasa için belirleyici seviyede esin almak hem mümkün değildir hem de uygun değildir” ifadelerini kullandı.

YENİ ANAYASA, CUMHURİYETİMİZİN 100ÜNCÜ YILININ TİMSALİ OLARAK GÖRÜLMELİ

Tarihsel birikimden faydalanmanın önemli olduğunu belirten Mehmet Uçum, “Bu birikimin günümüze taşınan kazanımlarını ve kurucu ilkelerini korumak, eksikleri ve hatalarından ise ders almak yaklaşımı doğru olandır. Yüzyılı aşan milli bağımsızlık mücadelemizin ve anayasal birikimimizin kazanımları; cumhuriyet, üniter yapı, laiklik, hukuk devleti, demokrasi ve başkanlık sistemidir. Yeni anayasa da elbette bu kurucu ilkeler ile kazanımları esas almalı ve güçlendirmelidir. Kurucu ilkelerimiz ve kazanımlarımız milletin birliğini sağlamış, halkımızın gücünü artırmıştır. Milli egemenlik ilkesi devletimizin şeklini cumhuriyet olarak belirlemiştir. Merkez-yerel yönetim birliği devletimizin yapısını üniter yapı olarak tayin etmiştir. Milli egemenliğin eksiksiz olarak halk iradesiyle kullanılması güvence altına alınmıştır. Halkımızın oy gücü artırılarak demokrasimiz güçlendirilmiştir. Sistemsel esaslar toplumsal meşruiyet ilkesine bağlanarak demokrasimizin en yüksek kapsayıcılığa ulaşmasının imkanları oluşturulmuştur. Yeni anayasanın bu bakış açısıyla ele alındığında; tüm kurucu ilkelerimizi ve kazanımlarımızı koruyacak, sistemsel uyumu ve iç tutarlılığı sağlayacak, çağa uygun hak ve özgürlükler düzeniyle yeni kazanımlar getirecek bir içeriğe sahip olması beklenir, öyle olacağına da şüphe yoktur. Ayrıca yeni anayasanın Türk milleti, Türk vatandaşlığı, devletin dili yani resmi dil Türkçe üzerinden tartışma açarak Türkiyeyi bölme hedefli emperyalist projelere karşı mevcut güvenceleri koruyacağı ve güçlendireceği de kesindir. Sonuç olarak yeni anayasanın ruhu ne 1921 ne 1924tür. Yeni anayasa 2023 ruhuna sahip olmalıdır ve Cumhuriyetimizin 100üncü yılının timsali olarak görülmelidir. 2053 ve 2071 vizyonlarımıza uygun olarak geleceği de kucaklayan bir felsefeyle hazırlanmalıdır” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir