Sağlık
Lösemili Yaman’a uygun donör Almanya’da bulundu
Bir ilaç firmasında bölge müdürü olan Özge Akın (37) ile futbol hakemi Kürşathan Akının (39) tek çocukları Yaman Akın, 5 Haziranda evde baygınlık geçirdi. Ege Üniversitesi Hastanesine götürülen Yamana, yapılan tetkikler sonucunda B hücreli akut lenfoblastik lösemi (B-ALL) tanısı konuldu. Ankaradaki Lösemili Çocuklar Vakfına ait LÖSANTE Hastanesine sevk edilen Yamana kemoterapi tedavisi verildi. Ancak Yamanın vücudu kemoterapiye cevap vermedi. Akın ailesi çocuklarının tedavisi için Ankaraya taşındı ve sosyal medya üzerinden uygun donör bulabilmek için kampanya başlattı. Çok sayıda kişi Yaman Akın’ın videolarını paylaşarak kampanyaya destek verdi. Ancak Yamanın doğum günü 13 Ağustosta Türkiyede uygun donör bulunamadığı haberi aileye verildi. Durumu kritikleşen Yaman için, 22 Ağustosta yurt dışı taraması Dünya Kemik İliği Donörleri Birliği aracılığı ile başlatıldı. Güzel haber ise 1 Eylülde Almanyadan geldi. Almanya vatandaşı bir donör ile Yamanın iliği eşleşti. Kemoterapiye cevap vermediği için kemik iliği nakli olana kadar tedavisine akıllı ilaçla devam eden Yaman Akın’ın nakilden önce lösemi hücrelerinin yok edilmesi gerekiyor. Doktorlar, Yamanın aralık veya ocak ayında kemik iliği nakli olabileceğini öngörüyor.
TÜRKİYEDE BULUNAMAYINCA YIKIM OLDU
Anne Özge Akın, Yamanı hastaneye götürdüklerinde hiç beklemedikleri bir şeyle karşılaştıklarını söyleyerek, “Daha öncesinde hiçbir semptom vermediği için hastalık ortaya çıktığında uzun süreli bir şok yaşadık. Sonra tedavisini devam ettirebilmek için Ankara LÖSANTE Hastanesine geldik. Uzun senelerdir İzmirde yaşıyorduk fakat hastalık neticesinde artık hayatımızı tamamen Ankara’ya taşıma kararı verdik. Yaman, kemoterapiye cevap vermedi ve bu bizi hem psikolojik hem de duygusal olarak çok etkiledi. Biz bu süreç içerisinde tamamen donör bulmaya odaklandık. Çünkü Yaman tek çocuk. Ona donör olabilecek bir kardeşi yoktu. Anne ve baba uyumu da söz konusu değildi. Bu yüzden aslında ilk etapta sosyal medya üzerinden tüm Türkiyeye bir çağrıda bulunduk. Bu çok büyük kitlelere ulaştı. Fakat bu sürecin sonunda Yamana maalesef Türkiyeden bir donör bulunamadı. Yamanın doğum gününde biz Türkiyede donör bulunamadığını öğrendik. Hatta bu kötü haberi verdikleri için doktorlarımız da doğum gününde çok üzüldüler. Yurt içi donörü bulunamadığında büyük bir hayal kırıklığı ve yıkım oldu bizim için” dedi.
DONÖR ALMANYADAN ÇIKTI
Bu aşamada kendilerine ya yurt dışı tarama yapılacağı ya da anne veya baba üzerinden yarı uyumlu nakille devam edileceğinin söylendiğini aktaran Özge Akın, “Yarı uyumlu naklin gelişmiş tıbbi teknolojilerle avantajları olsa da tam uyumlu kadar güvenli değil. Yurt dışı taraması başlatıldı. Yamanın donörü Almanyadan çıktı. Bu esnada şunu fark ettik ki; Almanya dünyada en fazla donör sayısına sahip ülkelerden biri. Türkiye ise maalesef bu sıralamada alt sıralarda yer alıyor. Yurt dışı donör haberi geldiğinde çok mutlu olduk. Dünyada hala iyi insanlar var dedik. Keşke bizim de donörümüz Türkiyeden olsaydı. Bunun birçok avantajı var lösemi hastaları için. Özellikle tedavi sürecinin içerisinde donöre erişilebilir olması, maliyetin daha düşük olması gibi etkenler çok önemli. Biz kendimizi yine de donör bulunduğu için şanslı hissediyoruz ama yurt içinden bir donör olsaydı, bu tedaviyi daha konforlu geçirebilirdik. Bir gün aranıyorsunuz ve 10 yaşında bir çocuk için can olacaksınız, ikinci bir hayat olacaksınız deniliyor; bence bu muazzam bir duygu. O yüzden herkesin bu duyguyu yaşamasını diliyorum” diye konuştu.
ARALIK-OCAK GİBİ NAKİL PLANLANIYOR
Anne Akın, Yamanın ilik nakline hazırlandığını söyleyerek, “Nakilden önce vücudundaki bütün lösemi hücrelerinin derin bir şekilde temizlenmesi gerekiyor ki nakil sonrasında hastalık tekrar nüksetmesin. O yüzden tedavinin şu an bu basamağındayız. Tahminen aralık-ocak ayı gibi nakil planlanıyor. Eş zamanlı olarak donörümüz de bu sürece hazırlanıyor. Nakil olacağımız günü bekliyoruz hastanede. Yaman hastaneyi çok seviyor ve ailesi gibi hissediyor burada. Hemşireler, doktorlar hepsiyle çok güçlü bir bağ kurdu. O savaşın içerisinde yol arkadaşı gibi hissettiriyorlar. 18-35 yaş aralığında, bulaşıcı hastalığı olmayan herkes kolaylıkla donör olabilir, bir çocuğa can verebilir. Umut varsa iyileşmek de var diyoruz. Donör olmak aslında çok basit. Kan merkezlerinde 3 tüp kan vererek başvuruyorsunuz, eşleşme sağlandığında da aranıyorsunuz. Bu süreç gönüllülük esasına göre ilerliyor” ifadelerini kullandı.
Yaman Akın da tüm lösemili çocuklar için ilik nakli donörü olma çağrısında bulundu.