Sağlık
Liseli Belgin, 2 gün arayla yapılan nakil operasyonları sonrası yaşama tutunmaya çalışıyor
Tokat’ta 18 Mayıs 2019da mide bulantısı ve bilinç kaybı nedeniyle ailesi tarafından hastaneye götürülen Belgin, 1 hafta yoğun bakımda kaldıktan sonar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Yapılan tetkiklerde Belgine kalıcı karaciğer hasarı teşhisi konuldu. Belgin, 3,5 aylık tedavi sürecinin ardından taburcu edildi. Tedavi süreci devam eden ve belli aralıklarla kontrolleri yapılan Belgin, geçen nisan ayında durumunun ağırlaşması üzerine tekrar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürüldü. Burada yapılan tetkiklerde Belgine nakil yapılması kararlaştırıldı. Babası Gökhan Yiğitin uygun donör olduğunun anlaşılması üzerine de 1 Temmuzda nakil gerçekleştirildi. Ancak nakil tutmadı. Belgine, 3 Temmuzda bu kez kadavradan alınan karaciğer nakli yapıldı. Belgin Şura Yiğit, art arda yapılan 2 nakil operasyonunun ardından şimdi yoğun bakımda yaşama tutunmaya çalışıyor.
‘MUCİZE İŞTE TAM BÖYLE BİR ŞEY’
Polis memuru olan anne Nadide Çetin, kızının 5 yıldır karaciğer hasarı ile mücadele ettiğini söyleyerek, “Karaciğer naklinde ilk babasının donör oldu ama vücutta pıhtıya yatkınlık olduğu için babasından aldığı olmadı ve uyuşmadı. Ardından bir gece bize kadavradan bir karaciğer geldi. İlk naklini 1 Temmuz Pazartesi günü oldu, 2’nci naklini de çarşamba günü oldu. Babasından yapılan ilk karaciğer nakli tutmadı. Ama mucize olacak ya işte tam böyle bir şey. O zamana kadar bulunmadı bulunmadı, babasından olmak durumunda kaldı kızım; ama o da tutmadı, 2 gün sonra kızıma bu sefer mucizevi şekilde kadavradan karaciğer bulunduğu söylendi. Babasından sol dokuyu almışlardı, pıhtı attı, vücudu kabul etmedi. Sonra doktorumuz bize ‘tam bir karaciğer gerekiyor dedi. Bu süreçte çok zor şeyler yaşadık. Çok zorluklar yaşadık. Psikolojik olarak çok çöktük; ama ben her zaman bir anne olarak dağ gibi arkasında durmaya çalıştım çocuğumun” dedi.
ORGAN BAĞIŞINDA BULUNMAK İSTİYORUM
Nadide Çetin, kızının yoğun bakımda tedavisinin sürdüğünü anlatarak, “Bir an önce yoğun bakımdan çıkmasını bekliyorum. Ona sarılmayı çok özledim. Organ bağışı çok önemli. Ben ‘biz organımızı aldık, bitti’ demek istemiyorum. Benim bu hissettiğimi herkes hissetsin. Ölüm var; evet ama vatandaşlarımız organ bağısında bulunmak için çekinmesin. O organlarla bir sürü doğum oldu aslında. Bir tane ölüm oldu. Acıları büyüktür. Onu en içten hissediyorum, çünkü ben de bir anneyim; ama o organlarla birçok kişi hayata tutundu. Organ bağışı çok önemli. Benim çocuğumun hastalığı olmadan önce ben e-Devletten ‘organ bağışı yapmak istiyorum’ diye bildirimde bulunmuştum ki bilmiyordum bile çocuğumun böyle bir hastalığı olduğunu. Ayrıca Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde temizlik personelinden yöneticilere, doktorlara, yönetime kadar herkese teşekkür ederim. Ben evladıma öyle bakamazdım. Çok güzel bakıyorlar. Allah hepsinden razı olsun” diye konuştu.