Türkiye

‘Konya Karahöyük, o dönem dünya ticaretinin çok önemli aktörlerinden bir tanesi’

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Türkiyenin ilk Hititoloğu, Ordinaryüs Profesör Sedat Alp tarafından 1953-1992 yılları arasında Konya Karahöyükte başlatılan kazı çalışmalarında bölgedeki Hitit varlığını kanıtlayan bulgular elde edildi. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 2022 yılında yüzey araştırmalarının ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gonca Dardeniz Arıkan başkanlığında kazılar yeniden başladı. Daha önce tespit edilemeyen Hitit katmanlarına yeni kazılarla ulaşıldığını ifade eden Arıkan, “Konya Karahöyükte Hititin ne kadar olup olmadığı arkeoloji camiasını aslında oldukça uzun zamandır meşgul eden konulardan bir tanesiydi. 2022de başlattığımız kazılar ile beraber artık güvenle söyleyebiliyoruz ki milattan önce 16ncı yüzyılda, Çorumda yavaş yavaş bir Hitit Krallığı ortaya çıkarken çok önemli aktörlerden bir tanesi de güneyde Konya Karahöyük olmuş. Daha önce tespit edilmeyen Hitit katmanlarına yeni başlayan çalışmalarla beraber ulaşmış bulunuyoruz. Belki de geç Tunç Çağı katmanları demek, çok daha doğru olacak. 2 senelik bir çalışmayla bile oldukça önemli bir aktör olarak Konya Karahöyükün karşımıza çıktığını görüyoruz. İlerleyen süreçlerde çok güçlü bir Hitit hakimiyeti ya da çok güçlü bir Hitit varlığı olduğunu, bir etkileşim olduğunu biliyoruz. Konyada bunun boyutlarını anlamaya çalışıyorduk aslında. Bu anlamda da Konya Karahöyük kazıları daha ilk sezondan itibaren oldukça önemli bilgiler verdi” diye konuştu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

HENÜZ YAZILI BELGEYE ULAŞMADIK

Konya Karahöyükün dünya ticaretinin önemli noktalarından biri olduğunu belirten Doç. Dr. Arıkan, “Konya Karahöyükte aslında ticaret merkeziyle ilgili henüz yazılı bir belgeye ulaşmadık. Bununla beraber farklı bölgelerden bildiğimiz yazılı belgeler üzerinden ve arkeolojik kalıntılar üzerinden baktığımızda üzerinde durduğunuz, şu anda yaklaşık 330 dönümlük höyüğün, Kuzey Suriye ve Kuzey Iraktan Girite kadar olan çok geniş bir hatta, o dönem dünya ticaretinin çok önemli aktörlerinden bir tanesi olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla beraber bu ticaretin detayları hala daha aydınlatılmayı bekliyor. Ben ve ekibim de bunu yapmaya gayret ediyoruz. Bu bölgede yaşayan gruplar ne yiyorlar, ne içiyorlar, nasıl besleniyorlar, etrafındaki iklim şartları nasıl? Artık yavaş yavaş daha da doğru olarak anlayabiliyoruz” dedi.

BOL MİKTARDA TAHIL VE ÜZÜM ÇEKİRDEKLERİ BULUNDU

Kazılarda bol miktarda arpa, buğday ile üzüm çekirdekleri bulduklarını anlatan Arıkan, “Burada aslında ciddi bir depo alanı açtık. Pitoslar ve pitosların içerisinde bol miktarda tahıl, bunların içerisinde arpa, buğday, üzüm, üzüm çekirdekleri ve çok çeşitli bitkilerle karşılaştık. Belli ki bunların üretildiği depo edildiği ve dağıtıldığı bir alanın içerisindeyiz. Bununla beraber nasıl yaşadılar ve nasıl öldüklerine dair henüz çok fazla bir bilgiye sahip değiliz. Birkaç tane senaryomuz var elimizde, ilk etapta çok fazla iskelet bulmayı da beklemiyorduk. Ama bu senenin gene sürpriz buluntuları içerisinde oldukça çok sayıda bebek iskeletiyle karşılaştık. Şimdi bu iskeletler üzerinde yürütülecek çalışmalarla beraber önümüzdeki yıllarda burada ne olduğuna dair çok daha kapsamlı olarak bilim camiasına ve tüm halkımıza söyleme imkanımız olacak” diye konuştu.

1600LERDEN İTİBAREN ÇİFT BAŞLI KARTALI GÖRÜYORUZ

Kazıda bulunan mühürlerde, Selçuklu Devleti sembolü olarak bilinen çift başlı kartal figürünün Hititlerde rastlandığını söyleyen Doç. Dr. Gonca Dardeniz Arıkan, “Arkeologlar için oldukça heyecan verici buluntular arasında mühürler ve mühür baskılarını sayabiliriz. Daha ilk sezonumuzdan itibaren Konya Karahöyük bu açıdan da bize sunacaklarını sundu. Mühürler ve mühür baskıları üzerindeki ikonografiler, bizleri kuzey Suriyeden Egeye kadar bağladı. Aslında Selçuklu’nun sembolü olarak bilinen çift başlı kartalı, herhalde 3 bin yıl daha geriye götürmek gerekecek. Kartal ve çift başlı kartal, Konya Karahöyükte oldukça bilinen, kullanılan ve çok farklı versiyonları olan bir sembol, bir ikonografi. Aslında bundan sonra da Konya Karahöyükle de beraber bu çift başlı kartal sembolünü birazcık daha geriye taşımak mümkün olacak. Milattan önce yaklaşık olarak 1600lerden itibaren çift başlı kartalı görüyoruz” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version