Connect with us

EKONOMİ

Kavcıoğlu: Enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır

Yayınlanma tarihi:

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, ”Önümüzdeki dönemde, liralaşma stratejisi kapsamında uyguladığımız politika bileşimi sağlıklı kredi büyümesi kanalıyla finansal istikrarı ve finansman maliyeti kanalıyla potansiyel üretimi desteklemeye devam edecek ve arz-talep dengesine olumlu katkı verecektir. Bu doğrultuda fiyatlama davranışlarında ve enflasyon beklentilerinde iyileşme ile enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır” dedi.

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, TCMB konferans salonunda düzenlenen TCMB’nin ’91’inci Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda konuştu. Kavcıoğlu, “2022 yılında pandeminin olumsuz etkileri henüz tam olarak giderilememişken, yakın coğrafyamızda meydana gelen Rusya-Ukrayna savaşı sonucunda arz kısıtları tekrar belirginleşmiş; başta enerji olmak üzere küresel emtia ve gıda fiyatlarında hızlı artışlar yaşanmıştır. Savaş sonucunda ortaya çıkan jeopolitik belirsizliklerin yanı sıra pandemi sonrası devam eden arz-talep dengesizlikleri enflasyonun küresel ölçekte hızla artarak tarihi yüksek seviyelere çıkmasına neden olmuştur. Tüm bu gelişmelere ek olarak küresel finansal koşulların da sıkılaşması sonucunda, 2022 yılı gerek jeopolitik gerekse ekonomik ve finansal belirsizliklerin olağanüstü düzeyde yüksek seyrettiği bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.

‘ENFLASYON BEKLENTİLERİNDE İYİLEŞME’

Kavcıoğlu, 2022 yılında küresel arz şoklarına ve Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı olumsuz jeopolitik gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin kesintisiz olarak büyümeye devam ettiğini ifade ederek, “İktisadi faaliyet, özellikle yılın ilk yarısında güçlü seyretmiş, yılın ikinci yarısında ise dış talepteki gerilemeye rağmen sağlam görünümünü korumuştur. Bu çerçevede, Türkiye ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,6 oranında büyüyerek 2019 yılının son çeyreğinden bu yana gösterdiği büyüme performansıyla G20 ve OECD ülkeleri arasında üst sıralarda yer almıştır. Buna ek olarak, satın alma gücü paritesine göre hesaplanan milli gelir esas alınarak yapılan sıralamada 9’uncu sıraya yükselen ülkemiz, küresel ekonomi içerisindeki payını da ikiye katlamıştır. Dolar bazında ise Türkiye ekonomisi 2014 yılından bu yana gerçekleşen en yüksek milli gelir seviyesine ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde, liralaşma stratejisi kapsamında uyguladığımız politika bileşimi sağlıklı kredi büyümesi kanalıyla finansal istikrarı ve finansman maliyeti kanalıyla potansiyel üretimi desteklemeye devam edecek ve arz-talep dengesine olumlu katkı verecektir. Bu doğrultuda fiyatlama davranışlarında ve enflasyon beklentilerinde iyileşme ile enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır” diye konuştu.

‘HEDEFLİ KREDİ ANLAYIŞINI BENİMSEDİK’

Kavcıoğlu, liralaşma stratejisi ile kısa vadede enflasyon ve fiyatlama davranışlarında döviz kuruna olan hassasiyeti gidermeye çalıştıklarını belirterek, “Orta vadede ise üretim ve ihracatı desteklemek suretiyle cari işlemler dengesini güçlendirmeyi hedefledik. Bu amaca yönelik olarak devreye aldığımız makro ihtiyati araçlar ve kur korumalı mevduat ürünleriyle bankacılık sektörünün hem varlık hem yükümlülük tarafında liralaşma sürecini başlattık. Ülkemizde üretimi ve ihracatı arttırarak cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşmeyi sağlayacak finansal koşulların oluşumu açısından ise hedefli kredi anlayışını benimsedik. Liralaşma stratejisini uygularken faiz indirimleri ile birlikte finansal istikrar ve fiyat istikrarı üzerindeki riskleri kontrol etmek için makro ihtiyati politika setimizi hedefli kredi anlayışımız çerçevesinde güncelledik. Hedefli kredi anlayışımız ile kredilerin yatırımı, üretim ve istihdamı destekleyen faaliyet alanlarında kullanılmasına öncelik veren bir çerçeveyi esas aldık. Makro ihtiyati araçlarımızı kullanarak yaptığımız uygulamalarla, kredi büyümesinin fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından oluşturabileceği risklerin de önüne geçtik” dedi.

‘ULUSLARARASI REZERVLERİMİZ YÜZDE 17 ARTMIŞTIR’

Kavcıoğlu, 2022 yılında, uluslararası rezervleri güçlendirmeye yönelik olarak da etkin bir rezerv yönetimi uyguladıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:

“Kur dönüşümlü mevduat hesapları, yurtdışında yerleşik vatandaşlarımız için geliştirdiğimiz YUVAM hesapları, fiziki altının finansal sisteme kazandırılmasına yönelik FATSİ hesapları ve ihracat gelirlerinin bir kısmının Merkez Bankası’na satılmasına yönelik düzenlemeler sayesinde kaynak çeşitliliği yarattık. Tüm bu uygulamalarımız sonucunda, uluslararası rezervlerimiz 2021 yılı sonunda 111 milyar dolar seviyesinden 2022 yılı sonunda 128,8 milyar dolara ulaşarak yüzde 17 artmıştır. Öte yandan, 2022 yılında merkez bankalarının uluslararası rezervleri, küresel ölçekte yüzde 6 oranında azalmıştır. Rezerv biriktirme araçlarımızdan biri olan döviz ve altından dönüşümlü mevduatlar dahil liralaşma politikası çerçevesinde atılan adımlar bankamızın bilançosu için nette bir maliyet oluşturmadan gerçekleştirilmiştir. Döviz ve altından dönüşümlü mevduat hesapları, teminat politikasında yapılan değişiklikler çerçevesinde tutulan Türk Lirası cinsi menkul kıymetler, Türk Lirası cinsi zorunlu karşılıklarda değişen faiz maliyeti, yabancı para cinsi zorunlu karşılık komisyonların değişimleri ve Türk Lirası reeskont senetlerinin reeskont kredilerindeki liralaşma sonucu artışının bilanço üzerindeki toplam etkisi dengededir.”

Bizi takip edin:

Google Play'den alın Google News Twitter
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla