Sosyal medyada bizi takip edin

Sağlık

Kanser tedavisinde kemoterapiyi arka planda bırakan yöntem; immünoterapi

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

SBÜ Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Türk Akciğer Kanseri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle açıklama yapıp, vatandaşlara uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, 21inci yüzyılın kanser açısından bütün dünyada pandeminin yaratıldığı bir dönem olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. kömürcüoğlu, başta akciğer, kadınlarda görülen meme ve kolon veya rektumda görülen kolorektal kanserler olmak üzere tüm kanser türlerinde artış olduğunu söyledi.

KATKILI VE HORMONLU GIDALARI ÇOK TÜKETİYORUZ

Kanser vakalarının artmasının bazı nedenleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kömürcüoğlu “Modernleşen toplumda katkılı ve hormonlu gıdaları çok tüketiyoruz. Bu durum özellikle kolorektal kanserleri çok arttırıyor. Yine hava kirliliğinin artması dışardan aldığımız insan vücudunun dengesini bozan başta radon gibi gazlara maruziyet, hava kirliliği ve pek çok pestisit gibi zararlı ürünlere maruz kalmamız kanser riskini arttırıyor. Kadınlarda görülen meme kanserinde hormonlu tavuk eti gibi gıdaların risk faktörü oluşturduğunu söyleyebiliriz” dedi.

KANSERLİ HASTALARDA YAŞAM SÜRELERİNİ ARTTIRAN BİR UMUT

Kanser hastalığının tedavisinde ve genetiğinde çok büyük gelişmeler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kömürcüoğlu, özellikle akciğer kanserinde moleküler analizlerle tümöre etki eden yeni ilaçlar geliştirildiğini söyledi. Tüm kanser türlerinin tedavisinde bağışıklığın arttırılması anlamına gelen immünoterapinin etkili olduğunu anlatan Prof. Dr. Kömürcüoğlu, “İmmünoterapi aslında 21inci yüzyılın keşiflerinden bir tanesidir. İmmünoterapi ile kendi vücudumuzun immün hücrelerini kanser hücrelerine karşı uyararak bunların savaşması sağlanıyor. Kanserli hastalarda bir umut olarak yaşam süresinde artış izleniyor. Kanserli hücreler, bizim vücudumuzdaki immün sistemi uyutan bazı hormonlar salgılar. Bu sayede bizim normal vücut hücrelerimiz kanseri fark etmiyor. Kanserin patolojisinde bu var. İmmünoterapi ise bu kanser hücrelerinin salgıladığı maddeleri bloke ederek, vücudumuzun kanser hücrelerini fark etmesini ve bunlarla birebir savaşmasını sağlıyor. Bu sayede tedavide kemoterapi biraz arka planda kalmaya başladı, direkt tümörle savaşarak tedavide rol oynuyor. Yan etkileri çok fazla değil. Hastaların bulantı, kusma gibi genel durumunu bozucu bazı yan etkilere sahip olmadığı için daha tolere edilebilir bir tedavi” diye konuştu.

KİŞİNİN KANSERİNE YÖNELİK TEDAVİ

Kanser türlerine göre tedavi protokollerinin de birbirinden farklı olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, tümörün genetik yapısı ve immünoterapiye yanıt oranını etkileyen faktörlerin incelenmesinin ardından kişinin kanserine yönelik bir tedavinin planlandığını söyledi. Prof. Dr. Kömürcüoğlu, “Tümörü ortadan kaldırıcı ve uygun yaşam süresi vadeden ameliyatlar da yapılıyor. Ama tümörün nüksetmemesi için idame tedavileri etkili bir rol oynuyor. Kanserden korkma; hem geç kalmaktan kork hem de etkin tedaviye ulaşamamaktan kork. Tanının erken konması ve etkin tedaviye erken başlanması hastanın tedaviyi bırakmadan kontrollerine devam etmesi önemli. Nüksettiği zaman erken teşhisi önemli bizim açımızdan” dedi.

AKCİĞER KANSERİ 30LU YAŞLARA KADAR DÜŞTÜ

Günümüzde özellikle akciğer kanserine yakalananların yaş aralığının giderek düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Kömürcüoğlu, “Eskiden yaş aralığını 60 yaşın üzeri olarak gösterirdik. Artık akciğer kanseri 30lu yaşlara kadar düştü. Bunlarda özellikle kadınlarda ve genç hastalarda genetik yatkınlığın çok daha önemli olduğunu biliyoruz. Buna yönelik bu hastalarda tedavi uyguluyoruz. Kanser aileleri var. Sadece akciğer kanseri için değil. Kanserle savaşan genetik yapı bozuk olduğu için kanser çok daha kolay ve erken yaşta ortaya çıkabiliyor. Eğer ailenizde bir kanser öyküsü varsa, farklı akrabalarınızda meme kolon kanseri gibi farklı tip kanserler ortaya çıkıyorsa; bu açıdan risk daha yüksektir. Daha sık kontrol edilmek gerekir” diye konuştu.

AİLEMİZDE RİSK VARSA DAHA SIK KONTROLE GİTMELİ

Kanserden korunmanın yolları hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Kömürcüoğlu, “Öncelikle kendimize dikkat edeceğiz. Sigara ve alkol gibi zararlı ürünlerden uzak duracağız. Akciğer kanserinin yüzde 90 nedeni hala daha sigara ve tütün ürünleri. Bunun dışında iyi besleneceğiz. Avrupalılar artık üzerinde hormonsuz ve biyolojik anteti olan, pestisit kullanılmayan gıdaları tercih ediyor. Yediğimiz yiyecekler ve içtiğimiz suyun kimyasallardan arınmış doğal olması gerekiyor. Enfeksiyonlardan korunmalıyız. Sık enfeksiyon geçirmek de bir yandan immün sistemimize zarar veriyor. Kendimizi kontrol ettirip, risklerimizi bileceğiz. Ailemizde risk varsa daha sık kontrole gitmeli, doktordan korkmamalıyız. Mümkün olduğu kadar sık kontrol ile erken teşhis alınması da çok önemli” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu (Fotoğrafta), 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle açıklama yaptı.Fotoğraf:Nevra UÇKAÇ/İzmir,(DHA)

  • Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu (Fotoğrafta), 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle açıklama yaptı.Fotoğraf:Nevra UÇKAÇ/İzmir,(DHA)

  • Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu (Fotoğrafta), 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle açıklama yaptı.Fotoğraf:Nevra UÇKAÇ/İzmir,(DHA)

Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir