Connect with us

SAĞLIK

“İyi huylu prostat büyümesi tedavisindeki yeni nesil tedaviler yaşamı değiştiriyor”

Yayınlanma tarihi:

İyi huylu prostat büyümesinin ürolojik hastalıklar arasında en sık görülenlerden biri olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, güncel tedavi yöntemi Thulium Fiber Lazer (ThuFLEP) hakkında bilgi verdi. İyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanserinin karıştırılmaması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Alkan, “Literatüre baktığımızda 50 yaşından sonra erkeklerin yüzde 50sinde prostat büyümesini görüyoruz. Yaş arttıkça yüzde de artıyor. Örneğin 60-70li yaşlarda yüzde 70-80lere kadar ulaşıyor. Dolayısıyla sıklıkla rastladığımız bir sorun” diye konuştu.

 “ÇEVRE ORGANLAR ZARAR GÖRMÜYOR”

Doç. Dr. Alkan, kapalı yöntemle yapılan ameliyatta prostatın iyi huylu büyüyen dokusunun (adenom) tamamını almanın mümkün olduğunu, böylece hastaya önemli kazanımlar sağladığını anlattı. “Tedavinin en önemli özelliklerinden birinin de derinlik alanının çok düşük olması” diyen Doç. Dr. Alkan, “Bu sayede doku kesildiğinde çevre organlara herhangi bir zararı olmuyor. Bunun yanında damarlar kesi sırasında kapatıldığı için kanama riski de bulunmuyor” diye konuştu. Ameliyatı yaptıktan sonra, büyüyen bütün doku alındığı için hastalığın tekrar oluşma ihtimalinin çok düşük olduğunu ifade eden Doç. Dr. Alkan, “Prostat 10 senede yüzde 10 tekrar büyüyebilir. Kalan dokudan dolayı değil ama yeni bir doku oluşması nedeniyle bir risk vardır. Ancak 10 senede yüzde 10 gayet düşük bir rakamdır” ifadelerini kullandı.

 “YILLAR İÇERİSİNDE ŞİKAYETLER ARTIYORSA AMELİYAT PLANLAYABİLİYORUZ”

İyi huylu prostat büyümesi tedavisinde hangi durumlarda ameliyat gerektiği ile ilgili bilgi aktaran Doç. Dr. Alkan, her prostat büyümesinin cerrahi gerektirmediğini belirterek, “Hastamızın hafif şikayetleri varsa, idrar testine baktığımız zaman çok tıkanık görmezsek ve günlük hayatını çok etkilemiyorsa sadece ilaç tedavisi uygulayabiliyoruz. Fakat bazen hastaların ilaç kullanmasına rağmen yıllar içerisinde şikayetleri artabiliyor. Bu durumda ameliyat planlayabiliyoruz. Bununla birlikte eğer hasta gece 3-4 kere idrara kalkıyor, kesik kesik ve zor idrar yapma gibi şikayetleri oluyorsa ve bunlar artık hastanın hayat kalitesini düşürüyorsa ameliyat düşünülür. Bu durumda hastayı değerlendirip işeme testi sonucunda da tıkanıklık ortaya çıkarsa ameliyat kararı veriyoruz” diye konuştu.

KISA YATIŞ VE SONDA KALMA SÜRESİ

Doç. Dr. Alkan, ameliyattan sonra hastanın bir gece hastanede sondalı olarak yattıktan sonra, ertesi gün sondanın çekildiğini hastanın rahat idrarını yapmasını takiben taburcu olduğunu ve günlük hayata geçiş süresinin çok kısa olduğunu belirtti.

“BÜYÜK PROSTATLARDA ETKİLİ”

Doç. Dr. Alkan, “Eskiden büyük prostatlarda örneğin 80-100 gram üstündeki iyi huylu prostat büyümelerinde açık ameliyat yapıyorduk. Uzun zamandır da diğer lazer yöntemleriyle beraber bu boyut sıkıntısı ortadan kalktı. 150-200 gram prostatlar dahi ThuFLEP yöntemi ile opere edilebiliyor. Dolayısı ile iyi huylu prostat büyümesine bağlı büyük prostatlarda açık operasyona gerek kalmıyor. İşleminin bir diğer özelliği de kanamasız olması. Kanama riskinin düşük olması özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanmak zorunda olan hastalar için çok önemli bir kazanım oluyor” diye konuştu.

 “HASTA GENEL DURUMU İYİSE YAŞIN BİR ÖNEMİ YOK”

Ameliyatta herhangi bir yaş sınırı olup olmadığını ifade eden Doç. Dr. Alkan, “Hastanın genel durumu iyi ise ve anestezi alabilmesi için bir sıkıntı yoksa ameliyat edilebiliyor. 90 yaşında ameliyat edip gayet sağlıklı bir şekilde idrar yakınmaları sona ererek taburcu ettiğimiz hastalarımız var” dedi.

“50 YAŞINDAN İTİBAREN ŞİKAYET OLMASA DA DOKTORA GÖRÜNMEK GEREKİR”

Erkeklerin 50 yaşından sonra şikayeti olmasa bile prostat kontrolü yaptırması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Alkan, “Ailede prostat kanseri varsa daha erken, yoksa 50 yaşından itibaren şikayet olmasa da doktora görünmek gerekir. Zor ve idrar kesik yapma, ince idrar yapma, gece idrara kalkma, idrar yaptıktan sonra tam boşaltamamış olma hissi, ileri safhalarda, mesane de etkilenmeye başladığı için sıkışma hissi, sıkışarak idrar kaçırma gibi prostatizm şikayetleri varsa hastalar geliyor. Tetkik sonuçlarına göre ameliyat gerekip gerekmediğini anlıyoruz. Bazen de hastalarımız bir anda hiç idrar yapamama gibi bir komplikasyonlarla da gelebilir. Bu durumda hastayı ameliyat etmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

Hastalığın ihmal edilmesi durumunda görülebilecek durumlar hakkında Doç. Dr. Alkan, sözlerine şöyle devam etti: “Daha ileri safhalarda çok ihmal edilmiş bazı hastalarımız oluyor. Yıllar içerisinde idrar kesesinde çok idrar birikse de farkında olmuyor. Bu durum böbreklere kadar uzanıyor ve zarar veriyor. Böbrekler iki taraflı genişliyor. Hastanın üresi yükseliyor. Bu durum çok ileri evre bunu daha az görüyoruz. Sondayı taktığımız zaman hastanın böbrekleri hemen toparlıyor. Genelde de bu hastalar ameliyata gidiyor” ifadelerini kullandı.

“HASTALARIN CİNSEL HAYATLARINI DA ETKİLENMİYOR”

Prostat büyümesi tedavisinde kullanılan ThuFLEP yönteminin hastanın cinsel yaşamını etkilemediğini aktaran Doç. Dr. Alkan, hastaların çok merak ettiği bu konuya şöyle açıklık getirdi.

“Bugün prostat büyümesi tedavisinde ameliyat endoskopik olarak yapıyoruz. Hastaların cinsel hayatlarını etkileyecek bir problem görünmüyor. Sertleşme problemlerini görmüyoruz. Hastamızın ameliyat öncesi durumu cinsel hayatında sertleşme durumu nasılsa aynen devam ediyor. Prostat kanseri ameliyatlarından sonra bu risk daha fazladır. Dolayısıyla prostat kanseri ameliyatıyla iyi huylu prostat büyümesi ameliyatını karıştırmamak gerekiyor.

İyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarından sonra sertleşme ve ereksiyon problemleri görülmez.  İyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarından sonra cinsel ilişki sonrası meninin gelmemesi durumu görülebilir. Özel teknikler uygulanmadıkça yüzde 70 oranında bu durumu görebiliyoruz. Bütün dokunun alınması çok etkin bir yöntem ancak kuru boşalma gibi bir etki olabiliyor. 60-70 yaşında hastalarımızda bu yan etki çok önemli olmayabiliyor ama genç yaşlarda bu yan etki önem kazanabiliyor. Prostat büyümesi nadiren 45li yaşlarda da yüzde 8 oranında görebiliyoruz, bu yaş grubunda özellikle hastanın çocuk isteği varsa bu durum önem taşır. Bunlarda da özel teknikleri uygulayarak bu oranı düşürebiliyoruz. Boşalma fonksiyonunu korumak açısından bu yan etki oranını yüzde 70lerden 10lara düşürebiliyoruz.” diye konuştu.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla