Türkiye
İstanbul – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Yüksek öğretimi Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşı olarak gören bir anlayışla ilerliyoruz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbulda İbn Haldun Üniversitesi 7. Mezuniyet Törenine katıldı. Mezuniyet törenine Yılmazın yanı sıra İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanvekili Bilal Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Atilla Arkan, İstanbul Valisi Davut Gül, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. İstiklal Marşı ile başlayan tören Kuranı Kerim tilavetiyle devam etti. İbn Haldun Üniversitesinden 148 lisans, 49 yüksek lisans olmak üzere 197 öğrenci mezun oldu.
GENÇLERİMİZE BU FIRSAT EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın güçlü liderliğinde yüksek öğretimi Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşı olarak gören bir anlayışla ilerliyoruz. Bu çerçevede eğitime sosyal adalet ve fırsat eşitliği penceresinden baktığımızı da belirtmek isterim. Ülkemizin hangi bölgesinde doğmuş olursa olsun hangi sosyoekonomik ortamdan geliyor olursa olsun tüm çocuklarımıza, gençlerimize fırsat eşitliği sunmak çok temeldir diye yürekten inanıyorum. En önemli yapı taşlarından biri olarak görüyoruz. Bu anlayışın bir sonucudur ki yurt imkanlarıyla, burslarla, devlet üniversitelerinde bilabedel eğitim hizmeti sunarak çocuklarımıza, gençlerimize bu fırsat eşitliğini sağlama gayreti içindeyiz” dedi.
3 ÜNİVERSİTEMİZ İLK 400 ARASINDA YER ALMAKTA
Yılmaz, “Ülkemizin dört bir yanında 81 ilimizde 208 üniversitemiz var. Yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencimiz var. 185 bini aşan akademik personelimizle ülkemizin en değerli varlığı olan insanına yatırım yapıyoruz. Üniversitelerden elbette beklentilerimiz var. Üniversiteden 3 beklentimiz olduğunu ifade etmek istiyorum. Birincisi elbette ki eğitim. Kaliteli, nitelikli bir eğitim. İkinci bir işlevi var üniversitenin. O da mevcut bilginin üzerine yeni bilgiler ilave etmek. Buna üniversiteleri araştırma fonksiyonu diyoruz. Üçüncü bir fonksiyon var ki o da çok çok kıymetli. Ben buna insan odaklı kalkınma fonksiyonu diyorum. Dolayısıyla üniversitelerden bu üçünü bekliyorum. Bilgiyi kaliteli bir şekilde aktarmalarını yeni bilgiler üretmelerini ve toplumun farklı kesimleriyle bağlantılar kurarak iş dünyasından yerel yönetime, sivil topluma bağlantılar kurarak bilgiyi bir değere, sosyal bir faydaya dönüştürmelerini bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta açıklanan QS Dünya Üniversite Sıralamasında yer alan üniversite sayımız 11e yükselmiş durumda. Birçok üniversitemiz daha üst basamaklara çıktığını Times Higher Education Dünya Üniversite sıralamasında ise son yıllarda hem üniversite sayımız artmış hem de bu kurumların sıralamalarındaki yerleri kayda değer biçimde iyileşmiştir. Güncel verilere göre 3 üniversitemiz ilk 400 arasında yer almakta. Bu da ülkemizin akademik alanındaki küresel rekabet gücünü ortaya koymaktadır. Ülkemizin sosyal bilimlerde mutlaka daha hızlı mesafe alması gerekmektedir. Uluslararası ölçümlerde de bunu görüyoruz. Mühendislikler de diğer birtakım alanlarda çok daha iyiyiz. Ama sosyal bilimlerde arzu ettiğimiz noktada değiliz. Daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var. Millet olarak, medeniyet olarak ve insanlık olarak daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası kurumların, uluslararası kuralların, hukukun, değerlerin zayıfladığı, içinin boşaltıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bugün her zamankinden daha fazla bu değerleri, medeniyetimizin bu değerlerini hatırlama zamanıdır. Kendimizi dünyanın akışına bırakabilecek bir lükse sahip değiliz. Elbette ki dünyanın gerçeklerini göreceğiz, yanlış anlaşılmasın. Bu gerçekler içinde bugünün ihtiyaç duyduğu politikaları da yapıp hayata geçireceğiz. Ama bir taraftan da bu gerçekliğin içerdiği zaafları ortaya koyduğu sorunları görüp gelmekte olan dip dalgayı da iyi görerek kendimizi pozitif ayrıştırmak durumundayız. Dünyanın gidişatına kendimizi kaptırmadan bu gidişatı etkilemeye dönük kendimizi konumlandırmak durumundayız” ifadelerini kullandı.
BU VAHŞETİ YAPANLAR SON DERECE İLERİ DÜZEYDE TEKNOLOJİK KAPASİTELERE SAHİP ÜLKELER
Yılmaz, “Bilgi elbette önemli. Bilim, teknoloji elbette önemli. Ama ahlaktan, hukuktan, vicdandan, kopuk bir bilginin hiçbir faydası olmadığını da hep yaşayarak görüyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri de Gazzede yaşanan vahşet. Bunu yapanlar son derece ileri düzeyde bilgi sahibi insanlar. Bu vahşeti yapanlar son derece ileri düzeyde teknolojik kapasitelere sahip ülkeler, gruplar. Demek ki sadece bilgi, sadece teknoloji yetmiyor. Bunu görmemiz lazım. Bilgiyi, hikmetle buluşturmak, gücü merhametle buluşturmak zorundayız. Bunları yapmadığımız sürece Gazzede yaşananlara benzer katliamları, insanlık dışı saldırıları görmeye devam edeceğiz. Geçmişte de bunları görmüştük, Nazi Almanyasında da aynı şeyleri görmüştük. Bugünde maalesef aynısını Gazzede görüyoruz ve dünyanın farklı bölgelerinde de görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye olarak ve geniş bir medeniyet aidiyeti içinde bütün bunlara bakarak hem güçlü olmak hem de merhametli olmak, adaletli olmak zorundayız diyoruz. Dünyanın çok farklı coğrafyalarında Gazzede yaşanan insanlık dışı saldırılara soykırım politikalarına sesini yükselten akademisyenleri ve öğrencileri buradan İbn Haldun Üniversitesinden yürekten selamlıyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE ALTERNATİF PARADİGMAYI DÜNYAYA SUNABİLECEK BİRİKİME SAHİP YEGANE ÜLKE KONUMUNDA
İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanvekili Bilal Erdoğan ise, “Dünyanın sancılı bir dönemden geçtiğini konuşuyoruz. Dolayısıyla onun için mukayeseli değişim dedik. Öğrencilerimizin sadece batının sunduğu bilimsel paradigmaları, düşünsel paradigmaları değil, dünyadaki bütün düşünsel yaklaşımları bilmesini ve bunların ötesinde yeni bir paradigma inşa edebilecek düşünsel özgüveni ve altyapıya sahip olmasını hedefliyoruz. Dolayısıyla nitelikli öğrenciler için bir cazibe merkezi olmak ve Türkiyenin bölgesinde ve dünyada merkezi rolüne dair farkındalık kazandırmak için uğraş veriyoruz. Gerçekten bugün Türkiye o alternatif paradigmayı dünyaya sunabilecek birikime sahip yegane ülke konumunda” dedi.