Türkiye
İstanbul – Bakan Bayraktar: 2026’da 8 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını kendi gazımızla karşılayacağız
Bu yıl Enerji Sektörü Nereye ? temasıyla İstanbulda yapılan 15inci Türkiye Enerji Zirvesi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktarın katılımıyla gerçekleştirildi. Zirvede, küresel enerji piyasalarında yaşanan dönüşümün, teknolojik gelişmelerin ve jeopolitik belirsizliklerin şekillendirdiği yeni dönemi ele alındı. Enerji sektöründe yatırım fırsatlarından dijitalleşmeye, enerji depolama ve e-mobilite çözümlerinden enerji güvenliği stratejilerine kadar geniş bir yelpazede konuları tartışmaya açıldı. Katılımcılar, ulusal ve uluslararası uzmanların değerlendirmeleriyle hem Türkiyenin hem de dünya enerji piyasalarının geleceğine dair öngörülere erişim fırsatı buldu. Ayrıca oturumlar aracılığıyla sektör liderleri ve karar alıcılar arasında iş birliklerinin gelişmesi ve stratejik bağlantıların güçlenmesine de teşvik etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktarın zirveye özel oturumla katılması, sektörün gündemine ilişkin değerlendirmelerini paylaşması ve sektör katılımcılarından gelen soruları cevaplamasıyla devam etti.
Zirveye Bakan Bayraktarın yanı sıra Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Gaz Analisti Gergely Molnar, MEDREG Direktörü Hasan Özkoç ve bu birliğin üyesi olan ülkelerin düzenleyici kurumlarının başkan ve temsilcileri, OME Hidrokarbonlar Direktörü Sohbet Karbuz, Romanya Enerji Ticareti Derneği Başkanı Laurentiu Urluescu, Azerbaycan Cumhuriyeti Enerji Bakanlığı Azerbaycan Yenilenebilir Enerji Ajansı Proje Yönetimi Dairesi Başkanı Jabrayil Aliyev, Rus Doğal Gaz Topluluğu Derneği Başkan Yardımcısı ve İcra Direktörü Nikolai Isakov katıldı. Alanında uzmanlar, küresel enerji piyasalarındaki gelişmelere ilişkin güncel değerlendirmeleri ele aldı Ayrıca Ana Stanic, Mike Fulwood, Serkan Şahin, Cüneyt Kazokoğlu gibi küresel enerji piyasalarında önde gelen uzman ve analistler uluslararası enerji trendlerine dair öngörülerini paylaştı.
ENERJİ PİYASALARINDAKİ FIRSATLAR MASAYA YATIRILDI
Bu yıl ayrıca zirve programında yer alacak Enerji Verimliliği Oturumu, İsveç Konsolosluğu ve Business Sweden iş birliği ile düzenlenen, enerji verimliliği alanındaki güncel küresel gelişmelerin sektörle buluşmasına katkı sağladı. Tüm bu iş birlikleri, enerji sektöründe global trendlerin Türkiye ve bölgeye yansımalarını tartışmak, ortak projeler geliştirmek ve uluslararası network fırsatlarını güçlendirmek için önemli bir platform oluşturdu. Enerji geçişi sürecindeki gelişmeler ve zorluklar ile geleceğe dair trendlerin öne çıktığı bu yılki Türkiye Enerji Zirvesi’nde, yeşil enerji piyasaları ve karbon düzenlemeleri, enerji depolama, elektrikli araçlar başta olmak üzere e-mobilite alanları detaylı biçimde ele alındı. Uluslararası uzmanlar ve sektör liderlerinin görüş ve deneyimlerini paylaşıldığı bu oturumlarda, Türkiye ve bölge enerji piyasalarındaki fırsatlar ve karşılaşılan zorluklar kapsamlı bir şekilde masaya yatırıldı.
TÜRKİYE BU SENE YAKLAŞIK 60 MİLYAR METREKÜP GAZ TÜKETECEK
Zirvede konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Sondaj gemilerimiz, sismik gemilerimizle ve şu anda gelen iki sondaj gemimizle beraber, Türkiye, dünyadaki dördüncü büyük filoya sahip ülke haline geldi. Türkiye bu sene itibariyle yaklaşık 60 milyar metreküp gaz tüketecek. Türkiyenin hane halkının doğal gaz tüketimi artıyor. Türkiyenin sanayisinin doğal gaz tüketimi artıyor. Örneğin bu yıl olduğu gibi Türkiyenin doğal gazdan elektrik üretimi artıyor. Dolayısıyla doğal gaz bizim için, enerji sektörümüz için ve ekonomimiz için olmazsa olmaz bir şey. Karadeniz gazının keşif haberi 2020 yılında, GABAR keşfi geldi. Biraz daha detaylı bir şutla icat edebilir belki. Ama bunlarla beraber Türkiye şu anda çok önemli bir aşamaya geçti. Öncelikle biz bunları yapabildiğimizi gördük. Şu anda ulaştığımız rakamlar, geleceğimiz rakamlar açısından baktığımız zaman hakikaten çok önemli. Karadenizin şu anda 1’inci fazı bitirdik. Dünyada üretimden, keşiften üretimden sonra bu aşamaya geldik. Bu kadar kısa bir süre içerisinde. Şimdi mevcut bulunmuş rezervi çıkarmak, o üretimi arttırmakla ilgili çok yoğun bir çalışma var. 2026da inşallah 16’ncı Türkiye Enerji Zirvesi’nde şu andaki üretimimizi iki katına çıkarmış bir şekilde yaklaşık 8 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacına biz kendi gazımızla karşılayacağız. 2028 hedefimiz 40 ila 45 milyon metreküp günlük üretim buraya çıkabilmek. 16 milyon, 17 milyon hanenin doğal gazını kendi ihtiyacımız bu yönde karşılayabilmek. Dolayısıyla böyle baktığımız zaman da Karadeniz gazı şu anda bizim en önemli milli projelerimizin başında geliyor. GABAR petrolü, buradaki çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. 80 bin varil günlük üretimimiz var. Yeni müjdelerimiz için de çalışıyoruz. Özellikle Karadeniz’de bu sene 6 tane sondaj yapmayı planlıyoruz. Derin deniz sondajı. Bunu yapabilmek için o bahsettiğim 5’inci sondaj gemimiz şu anda Türkiyede. Muhtemelen 2026 başından operasyona hazır hale gelecek bununla beraber biz Karadenizde bu 6 sondajla hem Batı Karadeniz hem orta Karadeniz’de hem de Doğu Karadeniz’de yapacağımız sondajlarla petrol ve doğalgaz arayacağız. Diyarbakır’da önemli bir fracking ile alakalı, yani çatlatmayla ve unkonvansiyonel üretimle alakalı büyük bir projemiz ve ortaklığımız var. Bunun yanı sırada yurt dışında çok farklı ülkelerle Türkiye hem denizlerde hem karalarda ortaklıklar yoluyla yeni projelere bakıyoruz yoğun bir şekilde. Karaya 170 km mesafede, Karadenizin ortasında deniz derinliğinin 2 bin 100 metre olduğu bir lokasyonda deniz tabanından sonra biz 2 bin, 2 bin 500 metre 3 bin metre sondaj yapıyoruz. O yerin altındaki 400-450 bar, 500 barlardaki basınç altındaki yerden gazı çıkarıyoruz. Karaya taşıyarak orada proses edip evlerimizde, ticaret yerlerimizde kullanır hale getiriyoruz. Türkiyenin şu anda özellikle gündemindeki en önemli konulardan bir tanesi Terörsüz Türkiye. Gabar için şunu söylüyorum, GABAR terörsüz Türkiyenin ufak bir kesiti. Ufak bir fragmanı. O bölge terörden arındığı zaman, aranınca ki terör ülkemizin 40 yıldır başının belası ve bu jenerasyon hepimiz, GABAR deyince aklımıza ilk ne gelirdi? İlk terör gelirdi. Kan, göz yaşı, roket sesi, kurşun, mermi. Bunlar gelirdi. Şimdi GABAR deyince aklınıza ilk ne geliyor? Petrol geliyor. Dolayısıyla şimdi bu terörsüz Türkiye’nin ufak bir kesiti derken terörden bölge aranınca orada çok daha güçlü bir arama programıyla, ısrarlar, inatla oraya bu çalışmaları yapınca bir netice ve çok önemli bir netice aldık. İstihdam etkisi. Makro anlamda ekonomimize katkısı 2 milyar dolar daha az biz petrol ithal ediyoruz” dedi.
‘TÜRKİYE’YE EN AZ 70-80 MİLYAR METREKÜPLÜK GAZI SOKABİLECEK FİZİKİ ALTYAPIMIZ VAR’
Bakan Bayraktar, “Karadeniz gazı 16-17 milyar metreküplerden bahsediyoruz 2028 yılına geldiğimizde. Şuandaki yaptığımız keşiflerle bunu söylüyorum. İnşallah 2028’e kadar yeni keşifler belki 2030’larda 2032’lerde üretimimiz bununda üzerine çıkacak. Ona da yürekten inanıyorum. 32 milyon metreküp gün, bugün 161 milyon metreküpe çıktı. Başka bir değişle Türkiye çok iyi bir planlamayla gazının yarısını LNG olarak alabilecek bir altyapıya sahip oldu. Çünkü 2016da biz o LNG ihracatındaki o trendi görünce bundan istifade etmemiz için bizim gazlaştırma kapasitemizi arttırmamız lazım. Yoksa ucuz kargo, Akdenizde gezer, Egede dolaşır, siz ona ancak el sallarsınız. Dolayısıyla bu stratejik değişiklikle bu altyapı LNG’yi Türkiye’de çok önemli bir noktaya getirdi. LNG daha esnek 2027’den sonra özellikle Amerikan LNG’si en ucuz kaynaklarımızdan bir tanesi. İnşallah bunun piyasaya bu anlamda da yansıması olur. LNG’yi BOTAŞ daha önce yüksek tüketimi yönetmek için yaparken şimdi farklı bir noktada görüyor ve uzun dönmeli arz güvenliğimiz içinde LNG’ye bu anlamda yatırım yapıyoruz. Son 1 yıl içerisinde yaptığımız 150 milyar metreküpün üzerinde ki uzun dönemli anlaşma bunun bir işareti. Dolayısıyla Türkiye kaynaklarını, giriş noktalarını, depolama kabiliyetini arttırıyor. Bugün 6.7 milyar metreküplük bir depo kapasitesine sahibiz. Bunu daha da arttırmamız gerekiyor. İhracat kabiliyetini kazandı BOTAŞ. Bugün hem Avrupa’ya hem Suriye’ye gaz ihraç eden bir ülke haline geldik. Gaz ticaretinde daha yoğun Türkiye bizim en az 70-80 milyar metreküplük şuanda anda gazı sokabilecek fiziki altyapımız var. Tüketim olarak bu sene en yüksel yıllardan bir tanesi 60 milyar metreküp. Bu ne demek? Bizim 10 milyar metreküpün üzerinde bir gazın ticaretini yapabilecek bir noktadayız. Dün Macaristan Başbakanı biliyorsunuz Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti. Onların da bizden beklentileri gazla ilgili arz güvenliğini Macaristana sağlayabilmek için nasıl çalışabiliriz. 2024te biz BOTAŞ olarak Macaristanın gaz ihtiyacının yüzde 5ini karşıladık. 2025de gaz satışımız oldu. Dolayısıyla çok yönlü bir gazda strateji izliyoruz” dedi.
160 MİLYON METREKÜP GAZLAŞTIRMA KAPASİTESİNİ 200 MİLYON METREKÜPE TAŞIMAK İSTİYORUZ
Bakan Bayraktar, “Fiyat kadar daha da önemli olan husus arz güvenliği. Bu anlamda BOTAŞ bahsettiğin biten 21,75 bcm’lik kontratı Türk Akım’dan ve Mavi Akım’dan 1 yıl daha uzattı Gazprom’la. Dolayısıyla Türkiye’nin arz güvenliğinde bu anlamda tehlike yok. O gaz inşallah BOTAŞ tarafından alınıp Türkiyeye getirilecek. Ama ithal tarafında özellikle ben o tarafında sağlıklı bir şekilde çalışması için daha rekabetçi bir fiyatla onları Türkiyede oyuncu yapabilecek bir noktaya gelmemiz lazım diye düşünüyorum. Doğalgaz şebeke deyince dağıtım tarafını es geçmeyelim orada çok önemli bir şey var. iletim tarafında BOTAŞ önemli yatırımlar yapıyor, yapmaya devam edecek. Depolama açısından Türkiyenin geldiği bugünkü nokta 6.3 milyar metreküpler. Silivri 4.6, 1.7’de şu anda Tuz Gölü ama buraya hızlandırmamız lazım. Burası bizim rahatlıkla önümüzdeki 2030lara geldiğimizde ihtiyacımız olan gazın en az yüzde 20’sinin depolayabilir hale gelmemiz lazım. Buradaki hedefimiz bu. İnşallah buna da ulaşırız. O tarihlere geldiğimizde örneğin; 60 milyar metreküp tüketimimiz olsa bunun 16-17sini kendi gazımızla karşılıyor olsak veya 20sini geride kalan 40 milyar metreküp, kendi gazımızın olması demek aslında kendi depolarımız olması demek. Geriye kalan gazın da en az yüzde 20sini belki yüzde 25ini. Çünkü şunu görüyoruz, bu LNGye yaptığımız altyapı yatırımı. Örneğin; bahsettiğim 160 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesini biz şimdi 200 milyon metreküpe taşımak istiyoruz. Dolayısıyla bütün bunlarla beraber Türkiyenin ihracat imkanları artacak. Bunu sağlayabilmek için gaza doğru zamanda doğru fiyatta alıp depolayabilmek büyük bir önem arz edecek. Ama depolamada biraz daha hızlı gitmemiz gerekiyor” dedi.
2050’DE TÜRKİYE YÜZDE 15 ELEKTRİĞİNİ NÜKLEERDEN KARŞILAYABİLECEK NOKTADA OLMASI LAZIM
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Son 20 yılda 3 kat büyüyen elektrik talebeleri önümüzdeki 30 yılda bizim ilk projeksiyonlarımız yine bir 3 kat daha büyüyecek. 350 MWh’lerin 1 trilyon 50 TWhlere gideceği öngörümüz. Emin olun tam olarak elektrikli araçların, data merkezlerinin soğutma amaçlı oluşabilecek talebelerimiz tam olarak bu deneyin içerisinde gördüğümü söyleyemeyiz. Bu ne demek? Daha büyük bir elektrik talebe olacak. Muhtemelen bin 50 TWh’lerinde üzerine çıkabilir. Şimdi bu elektriği biz nasıl sağlayacağız? Çok çeşitli bir üretim portföyünde gelişmeye ihtiyacımız var. Şu anda dengeli gibi gözüken bir portföyümüz var ama çok hızlı bir yenilenebilir bizim özellikle baz yük santrallerimizde ihtiyacımızı ciddi bir şekilde arttırıyor. Artık bizim kömür filomuz, kömür santrallerimiz yaşlanmaya başladı. Özellikle eski devlet sanatlarında yapılmış özelleştirilmiş santraller. Dolayısıyla bunlarla alakalı bir strateji üretmemiz lazım. Nükleer bu hikayede çok önemli bir yerinde. Türkiyenin 20 bin MW, 2050’ye geldiğinde nükleer kapasiteye sahip olması lazım. Ak Kuyu’nun yanında, Sinop’u onun yanına Trakya’yı yapmamız lazım. En az 5 bin MW küçük modüler reaktör yapmamız lazım. Çok hayati önemde. Sanayimizin dönüşme için de bu çok önemli. Ve 2050ye geldiğinde Türkiye yüzde 15 elektriğini nükleerden karşılayabilecek bir noktada olması lazım. Bu çerçevede çalışıyoruz. Elektrik üretimi açısından Sinop önemli. Orada görüştüğümüz ülkeler var. Henüz anlaşma yapmış değiliz. Son Kore Cumhurbaşkanı Türkiye ziyaretinde, Cumhurbaşkanı ziyaretinde en önemli gündem maddelerinden bir tanesi buydu. Onlarla olanlarda bir mutabakat imzaladık. Üstteki 6 ay, 12 ay onlarla yoğun çalışarak Sinopta bir noktaya gelmeyi hedefliyoruz. Rekabetçi bir fiyat olacak, yerleşme ile alakalı bize iddialı bir program ve taahhüt bekliyoruz. İnsan kaynağı gelişimimize nasıl bir katkı sağlayacak bunlara bakıyoruz. Böyle bir seçimle beraber inşallah karar vereceğiz. Trakyada Çin ile yürüyoruz. Amerikaya yaptığımız anlaşma bu alanda Amerikan şirketlerinin de bu alanda ilgisini ortaya koyuyor. Belki üçlü, dörtlüğü konsorsiyumlarla Sinop ve Trakya bu şekilde kurulabilir. Nükleeri, nükleer santralden, nükleer yakıta, araştırma reaktörlerine. Çünkü nükleer işin aslında hayatımızın her anlamında olan bir iş. Sağlıkta kullanmıyoruz. Tarımda ve birçok şeyde kullanıyoruz. Bunu hayata geçirmek Türkiye’ye çok farklı kazanımlarla beraber inşallah bizi farklı bir lige çıkaracak” şeklinde konuştu.