Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

İletişim Başkanı Duran: Uluslararası toplum, Sudan’a daha fazla duyarlılık göstermeli

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

İletişim Başkanı Burhanettin Duran, başkanlıkta düzenlenen Afrikanın Kalbinde Süregelen Çatışma: Sudanda Barış Arayışı Paneline katıldı. Duran, Türkiye-Afrika ilişkilerinin son 20 yılda kayda değer ivme kazandığını belirterek, “Afrika açılımımız ve Afrika ortaklık politikamız kıta ülkeleriyle ilişkilerimizin ve iş birliğimizin geliştirilmesi bakımından başarılı sonuçlar verdi. Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakanlık dönemi de dahil olmak üzere, 31 Afrika ülkesine 50den fazla ziyaret düzenledi. Kıtada 44 büyükelçiliğimiz var. Bu sayıyı 50ye çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemizde ise 38 Afrika büyükelçiliğine ev sahipliği yapıyoruz. Ülkemizin, Afrikayla olan ilişkisi salt bağış veya hibe içerikli bir zemin üzerine kurulu değil. Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler ilkesi temelinde, Afrikanın daha müreffeh, barış içinde bir kıta vizyonunu paylaşıyoruz. Diğer yandan; insani yardım, kapasite geliştirme ve sosyal kalkınma projeleriyle Afrikanın istikrarına ve kalkınmasına da katkıda bulunuyoruz. TİKAnın kıtada 22 ofisi bulunuyor. TİKA tarafından kıtada 1992-2023 yılları arasında 7 bine yakın proje ve faaliyet gerçekleştirildi. 2008-2022 yıllarında Afrika kıtasına yönelik kalkınma yardımlarımız ise 2,5 milyar ABD dolarını aştı” ifadelerini kullandı.

TİCARETİMİZİ 50 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ

Bugüne kadar Türkiyenin burslarından yararlanan Afrikalı öğrencilerin sayısının 15 bini geçtiğini söyleyen Duran, “Halihazırda, 65 bini aşkın Afrikalı öğrenci ülkemizde yükseköğrenimlerine devam ediyor. Türkiye Maarif Vakfı ise 27 Afrika ülkesindeki okullarıyla yaklaşık 25 bin öğrenciye eğitim verdi. THY halihazırda 42 Afrika ülkesinde 64 noktaya uçuşlar düzenliyor. Afrikayla gelişmekte olan ilişkilerimizin en somut örneği kazan kazan ilkesi temelinde katlanarak artan ticaret hacmimiz. Kıtayla ticaretimiz 2003 yılında 5,4 milyar dolar seviyesindeyken 2024 yılı sonu itibarıyla 36,6 milyar dolar düzeyine yükseldi. Ticari ilişkilerimizde yeni stratejiler üreterek, hızlıca toparlanma sağlayıp, önümüzdeki yıllarda bu hacmi 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiyenin Afrika politikasının temel unsurlarını vurgulamak isterim. Afrika ülkelerinin ekonomik kalkınma ve kapasite geliştirme ihtiyaçlarını destekliyoruz. Afrika ülkelerinin güvenlik ve istikrarını da destekliyor; savunma sanayi alanında ikili iş birliğini teşvik ediyoruz. Afrika’nın sorunlarına Afrikalı çözümler ilkesi doğrultusunda ve tarafların rızasına istinaden, Türkiyeye duyulan güvenle kolaylaştırıcı veya arabulucu bir rol üstleniyoruz. Kıta genelindeki bölgesel örgütlerle iş birliği yapıyoruz. Afrikalı ortaklarımızla eşitlik ve karşılıklı anlayış temelinde göz hizasında bir ilişki tesis etmeyi başardık ve Afrikanın sorunlarına Afrikalı çözümler ilkesini benimsedik” diye konuştu.

Afrikanın kendi sorunlarını çözebilecek kapasitede olduğunu vurgulayan Duran, “Ancak Afrikalı kardeşlerimizin kendilerini dinleyen ve onların bakış açılarını anlayan uluslararası ortaklara da ihtiyacı vardır. Türkiyenin Afrikadaki olumlu imajı, yalnızca derin tarihi bağlarımıza değil, aynı zamanda küresel adaletsizlikler karşısında ilkeli ve sesini çıkaran bir duruş sergilememize dayanmaktadır. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğanın liderliği ve Afrikayı önümüzdeki on yıllarda yükselen bir kıta olarak gören vizyoner yaklaşımı ilişkilerimize önemli değer katmıştır. Ayrıca, Afrika ülkelerinin Türkiyeyi güvenilir bir ortak olarak görmesi, iş birliğimizi ilerletmede önemli rol oynamaya devam etmektedir. Bu kapsamda Türkiye, Sudandaki gelişmeleri de yakından takip etmektedir. Son yıllarda çatışmaların arttığı ve korkunç katliamların vuku bulduğu Sudanda büyük bir insani trajedi yaşanıyor. Sudandaki iç savaş, ülkenin devlet yapısının kırılganlığını ve güç mücadelelerinin toplumsal bedelini açıkça gözler önüne seriyor. Çözüm bekleyen siyasi ve idari meseleler sonucu derinleşen etnik fay hatları, ülkenin birliğine ve toplumsal barışına ciddi engeller teşkil ediyor. 2023 Nisan ayında Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında patlak veren savaş sonucu bugün, 31 milyona yakın kişinin insani yardıma ihtiyaç duyduğu, 9 milyona yakın insanın ülke içinde yerinden edildiği ve 3 milyon Sudanlının komşu ülkelerde mülteci olduğu acı bir tablo ortaya çıktı” açıklamasında bulundu.

SUDAN HALKI SALGINLARLA DA MÜCADELE EDİYOR

Sudanda, 19 milyon öğrencinin eğitimden mahrum kaldığını ifade eden Duran, “Bu derin insani kriz, milyonlarca Sudanlının hayatını kökten sarsmış, onları yuvalarından, eğitim haklarından ve en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakmıştır. Binlerce yıllık tarihsel mirası, zengin kültürel dokusu ve Afrika kıtasının kalbindeki stratejik konumuyla Sudan, sadece bölgesel değil, küresel barış ve istikrar açısından da hayati öneme sahiptir. Yaşanan bu trajedi, yalnızca Sudan halkının değil, insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren bir mesele olup, uluslararası toplumun daha fazla dikkatini ve duyarlılığını hak etmektedir. Hızlı Destek Kuvvetleri geçtiğimiz günlerde 3 aylık ateşkes ilan etse de ülkedeki kırılgan yapı varlığını sürdürüyor. Bölgeden gelen görüntüler ve haberler, insanın kanını donduran, kelimeleri çaresiz bırakan türden bir vahşeti yansıtıyor. Sudan halkı katliamlar, tecavüzler, saldırıların yanı sıra salgın hastalıklarla da mücadele ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, Sudandaki kolera salgınının 13 eyalete yayıldığını; Çaddaki mülteci kamplarına sıçrama tehlikesinin bulunduğunu duyurdu. Sudanda süregelen çatışmalar, Etiyopya, Güney Sudan, Çad ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi kırılgan komşu ülkelerin güvenlik dengelerini doğrudan sarsıyor. Tüm bunlarla birlikte, ülkenin altyapısı, üst yapısı, tarihi ve kültürel eserleriyle arşivlerine kadar hemen her şey büyük zarar gördü. Bu uzun savaş, milyarlarca dolarlık bir kayba neden olarak Sudan ekonomisini daha da zayıflattı. Kızıldenize kıyısı olan Sudandaki istikrarsızlık, küresel deniz ticareti açısından hayati öneme sahip bu koridorda seyrüsefer güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Öte yandan; Sudan krizi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzunun jeopolitik önemini yeniden hatırlattı. Burada bölgenin Arap dünyası, batı ve Asya ülkeleri arasında bir nüfuz mücadelesine sahne olduğunu da ifade etmeliyiz. Ayrıca, bu çatışma ortamının Sahel bölgesinde faaliyet gösteren terör örgütleri için bir hareket ve örgütlenme alanı oluşturabileceği yönündeki endişeler her geçen gün daha fazla dile getiriliyor” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam