Politika
İletişim Başkanı Altun: Suriye’den yükselen umut bölgemiz için büyük bir fırsattır

İletişim Başkanlığı tarafından Suriye’nin Güvenliğinde Türkiye’nin İstikrarlaştırıcı Gücü Paneli’ ve ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın Barış Diplomasisi: Suriye Örneği’ kitabının tanıtımı gerçekleştirildi. Programa, İletişim Başkanı Fahrettin Altunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da katıldı. Altun, panel çerçevesinde Suriye krizinin, Suriye ihtilafının çözüme kavuştuğu 8 Aralık devriminin ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin konunun uzmanlarıyla müzakere edileceğini belirterek, “Tarih, Suriye konusunda Türkiyenin haklılığını bütün dünyaya ispat etmiştir. Son 13 yılda Suriyede yaşanan zulüm, küresel güç odaklarının hem acziyetini, hem de fırsatçılığını ortaya koymuştur. Bu süreçte, sözüm ona birçok gelişmiş ülke ve uluslararası aktör Suriyedeki krizin çözümüne katkıda bulunmak şöyle dursun, vekalet savaşları aracılığıyla krizin derinleşmesine hizmet etmiştir. İnsani yardım noktasında, yerlerinden, yurtlarından, vatanlarından edilen milyonlarca Suriyelinin acılarını dindirmek bir yana, onlara kapılarını kapatmak için her türden insanlık dışı yönteme başvurmuşlardır” dedi.
BATILI ÜLKELER BU KONUDA AHLAKİ ÇÖKÜŞ YAŞAMIŞTIR
Altun, bu sürede Türkiyenin, ciddi riskler alıp elini taşın altına koyduğunu vurgulayarak, “Bir yandan uluslararası terör örgütleriyle mücadele ederken, diğer yandan milyonlarca insana kucağımızı açtık. İnsani dış politika anlayışımızla 2011den itibaren Suriyede vicdanın en büyük temsilcisi olduk. AFAD, Kızılay, TİKA gibi kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla hem ülkemizde misafir ettiğimiz, hem de sınırın ötesinde bulunan Suriyeli kardeşlerimizin hep yanında olduk. Bölgede inşa edilen hastaneler, okullar, altyapı projeleri, Suriyeli kardeşlerimizin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kalıcı çözümler olarak bugün de hizmet etmeye devam ediyoruz. Türkiye, tüm bu süreçte uluslararası toplumun görmezden geldiği milyonlarca insana, bütün samimiyetiyle kucak açarak insanlığa umut olmuştur. Batılı ülkeler başta olmak üzere sözüm ona gelişmiş birçok ülke, uyguladığı çifte standartlı ve seçmeci yaklaşımla, popülist ve ırkçı politikalarla, bu konuda büyük bir ahlaki çöküş yaşamıştır” ifadelerini kullandı.
Türkiyenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde tüm diplomatik imkan ve kabiliyetlerini, 2011den bu yana seferber ettiğini vurgulayan Altun, “Türkiye, Suriye ihtilafının barışçıl çözümü için her zaman proaktif bir rol üstlenmiş ve uluslararası girişimlere öncülük etmiştir. Astana süreci, Türkiyenin de gayretleriyle çatışmaların azaltılması ve siyasi çözüm için önemli bir platform olmuştur. Cenevre görüşmeleri ise uluslararası toplumun katılımıyla Suriyede barışçıl bir çözüme fırsat tanıması amacıyla yürütülmüştür. Türkiye, her zaman üniter yapısını muhafaza eden ve kendi geleceğini kendi tayin eden bir Suriyeden yana tavır sergilemiştir. Bu tutumunu Türkiye, bugün de güçlü bir şekilde muhafaza etmektedir” dedi.
UMUT DOLU BİR SURİYEYE ŞAHİTLİK EDİYORUZ
Suriyenin birlik ve beraberliği ile barış, huzur ve istikrarını tehdit eden en ciddi sorunun, terör örgütleri olduğuna işaret eden Altun, “Suriye ihtilafı süresince terör örgütü PKK/YPG, yabancı güçlerin maşası olarak masum insanları hedef alan birçok saldırı düzenledi. Üstelik sadece Suriyede değil, sınırlarımız içerisinde de bu menfur eylemlerini sürdürdü. Biz Türkiye olarak, bu hain terör örgütlerinin hem Suriyedeki, hem de bölgemizdeki varlığını ortadan kaldırıncaya kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Türkiyenin kararlılığını görmek isteyenler, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekatı gibi başarılı operasyonlarımıza bakabilir. Kahraman ordumuzun gerçekleştirdiği bu harekatlarla, terör örgütlerinden temizlenen bölgelerde, barış ve huzuru tesis ederek, Suriyelilerin güven içinde hayatlarını idame ettirmelerini Türkiye sağladı. Nihayet, bugün geldiğimiz noktada 8 Aralık 2024te gerçekleşen halk devrimi ile yepyeni ve umut dolu bir Suriyeye şahitlik ediyoruz. Suriyeden yükselen bu umut, bölgemiz için de barış, istikrar ve refah için büyük bir fırsat sunmaktadır.”
ATEŞKES SÜRECİ TATMİN EDİCİ DEĞİL
Altun, en acil konunun, İsrail’in yaptığı katliamların tamamen durdurulması ve kalıcı barışın tesis edilmesi olduğunu söyleyerek, “Bildiğiniz üzere Türkiye, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Filistinlilere yönelik saldırılarına karşı net ve sert bir tavır aldı. Saldırıların soykırıma dönüşmesi üzerine İsrail’e ambargo uyguladık, ticareti tamamen kestik ve İsrail’in işlediği soykırım suçuna karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan davaya müdahil olduk. Bir yandan bölgede insani krizin çözümü için yardım seferberliği başlattık, diğer yandan İsrail saldırganlığına karşı uluslararası toplumu harekete geçirmek için bütün diplomatik yol ve yöntemleri harekete geçirdik. Şu anki ateşkes süreci tatmin edici olmasa da Türkiye olarak bu ateşkesin kalıcı barışa evrilmesi için tüm çabalarımızı diri tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
Altun, açıklamasında, “Türkiye, tüm tecrübe ve birikimiyle, yeniden inşa ve imar sürecinde Suriye’nin her daim yanında yer alacak. Daha önce de defaatle söylediğimiz gibi bizler, Türkiye Yüzyılı’nın bölgesel ve küresel anlamda istikrarın, huzurun, kalkınmanın, barışın ve şefkatin yüzyılı olacağına inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün tanıtımını yaptığımız bu kitabın takdiminde vurguladıkları üzere, ‘Bizim devlet tasavvurumuz, hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmemiştir. Tam aksine, mana ve muhtevaya önem veren, adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü olmuştur.’ Bizler bu anlayışla, çalışmaya, gayret etmeye devam edeceğiz. Fitneye, fesada, dış müdahalelere asla fırsat vermeyecek, birliğimizi, beraberliğimizi koruyacağız” diye konuştu.
