Sosyal medyada bizi takip edin

Ekonomi

‘Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmeli’

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Capital, Ekonomist ve Start Up dergileri tarafından düzenlenen Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ 2025), bu yıl 14’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.

Zirvenin üçüncü panelinde Avrupa Birliği’ndeki gelişmeler ve Türkiye’nin önemi masaya yatırıldı. Şölen CEO’su Erdoğan Çoban’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin sponsorluğunu, Şölen üstlendi. Erdoğan Çoban, ‘AB ve Almanya İlişkilerinde Yeni Dönem: Neden Türkiye?’ başlıklı panelin açılışında yaptığı konuşmada, “Dünya ekonomisi Trump tarifelerinin sarsıntılarını yaşıyorken Avrupa Birliğinde ekonomik ilişkilerini konuşmak üzere hepimiz bu panelde bir araya geldik. Tabii bu zor konjonktürde AB ile olan ekonomik ilişkilerimizi derinlemesine tartışacağız. AB ile beraber hem risklerimizi minimize etmemiz hem de ortak kazanımlarımızı konsolide ederek farklı bir bakış açısı getirmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Bu yıl 35inci yılını kutlayan Şölen markasının 5 kıtada 120 ülkeye ihracat yaptığını belirten Çoban, “Biz şirket olarak aslında kurulduğumuz gündem bu yana üç şeye odaklanıyoruz. Birincisi kalite ve lezzet, ikincisi inovasyon, üçüncüsü de tüketicinin kalbine dokunan markalar oluşturmak. İlk kurulduğunuz günden beri kalite ve lezzet olmazsa olmazımız. İnovasyon yapıyoruz, çünkü tüketici bu kadar ürün benzerinizin olduğu yerde sizi biraz farklı görmek istiyor. Formatınızla, ambalajınızla. Bunun için de ciddi yatırımlar yapıyoruz. Ayrıca birçok markamızda tüketicinin kalbine dokunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE BÖLGESEL BİR ÜS HALİNE GELDİ’

Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, Türkiyenin bu coğrafya içinde önemli bir konuma sahip olduğunu vurgulayarak, “Uluslararası şirketler ve Türkiyedeki yerli şirketlerimiz dahil Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki bu geçmiş 22 yıllık dönemde Türkiyeyi bölgesel bir üs haline getirdi. Türkiye bu bölgesel merkez konumunu nasıl kazandı? En başta tabii ki konumu, konum çok kıymetli. Özellikle son 20 yıldaki bu politik istikrarın sağlandığı dönemdeki altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla lojistik alanına, enerjiye, sağlığa, eğitime, dijital altyapıya çok yoğun yatırımlar yapıldı. Ancak sadece bu konumda bulunmak yetmiyor. Çünkü komşu ülkelerimiz de hemen hemen aynı konumlarda. Bizim uluslararası anlaşmalarla nasıl bir pazar oluşturduğumuz çok kıymetli. Avrupayla bir Gümrük Birliği Anlaşması var. 27 ülkeyi kapsayan gerçekleştirilmiş, serbest ticaret anlaşması var ve 3 tanesi de yolda. Müzakereleri daha devam edenler var. Böyle bir pazarı da eklediğimiz zaman aslında Türkiye iç pazarıyla beraber yatırımcılar için 1 milyar nüfusa erişim sağlayabilen bir ülke. Bu bağlamda bu konumun üzerine inşa edilenler çok kıymetli” dedi.

Türkiye’nin yetenek, yetkinlik ve iş gücü gibi değerlerine dikkat çeken Dağlıoğlu, “Bütün dünyada bu konuda çok ciddi tartışmalar, trendler, gözlemler de yapılıyor. Ama Türkiyenin hâlâ bu yeteneği, yetkinliği sunmak adına önemli bir potansiyel oluşturduğunu biliyoruz. Biraz bir artış olmakla beraber çevremizdeki ülkelere göre en genç ülkelerden biriyiz. En nitelikli, en çok eğitim alan ülkelerden biriyiz. Bunun da tabii ki oluşturduğu birçok ciddi endüstriyel ekosistem var. Birçok uluslararası yatırımcıdan duyduğumuz dünya haritasına bakın, Almanyadan Çine kadar en çeşitli, en sağlam, en güçlü endüstriyel altyapının Türkiyede olduğuna dair herkesin bir ortak mutabakatı var” ifadelerini kullandı.

‘AVRUPA’NIN İHTİYAÇLARIYLA TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ ÖRTÜŞÜYOR’

Sabancı Holding CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Alper ise Sabancı Holding’in bugün 17 ülkede faaliyet gösterdiğini ve bu ülkelerin yarısından fazlasının Avrupa kıtasında yer aldığını belirtti. Alper, “Türkiye’de ise altı global ortaklıktan beşi Avrupa merkezli, ikisi Almanya’dan. Son beş yılda Avrupa ülkelerine 1 milyar doların üzerinde yatırım yaptık ve bugün Avrupa ülkelerinde 2000e yakın çalışanımız var. En önemlisi de Türkiye dışındaki ilk inovasyon merkezimizi Avrupa’da Münihte açtık. Neden buralarda büyümek istiyoruz? Çünkü Avrupanın ihtiyaçlarıyla Türkiyenin ve bunun ortasında da Sabancı Holdingin ihtiyaçlarının örtüşüyor” diye konuştu.

Holdingin küreselleşme vizyonuna da değinen Alper, şunları kaydetti:

“Bizim gibi şirketlerin en önemli noktalarından bir tanesi gelişmekte olan ülkeden doğan ama globalleşmeye çalışan bir grubuz. Biz daha durağan ekonomiler, daha stabil dediğimiz ekonomiler arıyoruz. Dolayısıyla yatırımlarımızın büyük çoğunluğunu Amerika ve Avrupa gibi bu stabil ekonomilere doğru yapmak istiyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz enerji işinde de ileri malzemeler işinde de Avrupanın bu ihtiyaçlarına ciddi şekilde fayda sağlayabileceğimizi düşünüyoruz. Hem Avrupanın hem de Türkiyenin büyüme alanlarından bir tanesi olan dijitalleşme ve dijital altyapı alanında da yatırım yaparak büyümeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bir yandan Türkiyenin ve Avrupanın dertlerini çözeriz diye umuyoruz diğer yandan da Sabancı Holdingin global olarak büyümesini sağlayacağız. Yurt dışı ülkelerde bunları yaptıkça da Türkiyeye daha fazla döviz getirme şansımız olacak. Bu da Türkiyenin dış ticaret açığını ortadan kaldırmak için yararlı olacaktır diye umuyorum.”

‘TARİFELERDEN ABD DE OLUMSUZ ETKİLENİYOR’

Almanya Federal Cumhuriyeti’nin 10uncu Cumhurbaşkanı ve Alman-Türk İş Konseyi Başkanı Christian Wulff, ABD’nin uyguladığı tarifelerin ve politikaların ABD ekonomisini de olumsuz etkilediğini belirterek, “Burada geçirdiğimiz birkaç saat içinde Amerikalı milyarderlerin de bazı sıkıntılar yaşadığını gözlemledik. Ancak Türkiye’ye, özellikle de Sapanca’daki şirketlere baktığımızda olağanüstü bir iyimserlik görüyoruz. Bu iyimserliğin son derece önemli olduğunu vurgulamak isterim” dedi.

Alman-Türk İş Konseyi olarak Türkiye ile ilişkilere son derece olumlu yaklaştıklarını ifade eden Wulff, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin genç nüfusu, NATO üyeliği ve stratejik konumu, iş birliğimizi daha da ön plana çıkarıyor. Ukrayna, Suriye ve diğer birçok bölgede ortak çalışmalar yürütülmeli. Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmesi ve kapsamının genişletilmesi gerekiyor. Ayrıca taraflar arasında bir uyumsuzluk olduğunda uzlaşma adımları atılmalı. Bir diğer önemli konu ise Avrupa’ya vizeyle giriş meselesi. Schengen bölgesine erişimde yaşanan zorluklar giderilirse, işbirliği imkanları çok daha geniş hale gelecektir. Hidrojen konusu da önümüzdeki dönemin önemli başlıklarından biri. Türkiye’den Avrupa’ya hidrojen ihracatı mümkün. Bu alanda büyüme potansiyeli yüksek. Yıllardır kendime şunu soruyorum: Bu fırsatları neden değerlendirmiyoruz?”

ALMANYA, TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜLKE’

DEİK Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ da Almanya’nın Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“55 milyar dolar, neden 255 milyar dolar değil sorusunun yanıtı yok. Karşımızdaki ekonominin büyüklüğü 4,5 trilyon dolar. 85 milyon nüfus. 7 milyon turist bize yollayan bir ülke. 3,5 milyon Türk’ün entegre olduğunu bir ülkeden bahsediyoruz. Topladığımız zaman 170 milyon nüfus, 6 trilyon dolar ekonomi ile farklı bir resim çıkıyor önümüze. Yaşlanan bir nüfus var Almanya’da. İnsanlar yaşlanıyor, vefat ediyor ama şirketlerini kimlere devredecekler belirsizliği var. Almanya neden bizim çok önemli? Avrupa’nın motoru, dinamosu. Almanya’ya bir şey olursa biz de etkileniriz. Cumhurbaşkanı Wulff ile ikili ilişkileri geliştirmede beraber hareket ediyoruz. Bu yüzden kendisine de burada teşekkür ediyorum.”

‘BİZ AVRUPALIYIZ, VİZE SORUNU DA ÇÖZÜLECEK’

ABD Başkanı Donald Trump’ın devreye aldığı gümrük tarifelerinden bahseden Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti:

“Trump neden böyle bir hamle yaptı, ona bakmamız lazım. Böyle giderse dünya ekonomisinde Çin birinci, Hindistan ikinci, ABD üçüncü olacak. Cumhuriyetçilerin bunu kabul etmesi mümkün değil. Sevsek de sevmesek de Trump’ın yaptıklarını, bunları mecburen yapmak zorunda. Dış borcu hızla büyüyor. 350 milyonluk nüfusun neredeyse 250 milyonu mutsuz. Trump seçilirken bu böyle gitmez dediği için seçildi. Toplum bir değişiklik istiyor. Burada esas hedef Çin. Burada masayı devirmek zorunda kaldı. Şöyle bir tablo var önümüzde. 28 ülkeden oluşmuş bir Avrupa ve lideri yok. Diğer tarafta 50 eyaletin olduğu bir ABD var. Hızlı, ön alan çabuk hareket etmeniz gerekiyor. Biz Avrupalıyız, vize sorunu da çözülecek. Biz Almanya’yla masaya oturacağız ve oyunu birlikte kuracağız.”

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Alman-Türk İş Konseyi Başkanı Christian Wulff. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • Sabancı Holding CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Alper. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • Şölen CEO’su Erdoğan Çoban. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • DEİK Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmeli. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmeli. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmeli. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

  • Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmeli. Fotoğraf: Sakarya, (DHA)

Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir