Dünya
Gazze’nin yeniden inşası için 5 yıllık ‘Arap planı’


Mısır, ‘Gazze’nin Erken İyileştirilmesi, Yeniden İnşası ve Kalkınması’ başlıklı 91 sayfalık bir plan hazırladı. Arap liderler, Kahirede düzenlenen zirvede 53 milyar dolarlık yeniden inşa planı üzerinde uzlaştı. Söz konusu plana ait raporda, İsrailin Gazzeye yönelik saldırılarından kaynaklanan toplam maddi hasarın 29,9 milyar doları bulduğu belirtilerek, en fazla etkilenen sektörün 15,8 milyar dolarlık maliyetle konut sektörü olduğu ve toplam hasarın yüzde 53ünü oluşturduğu ifade edildi.
Raporda, tahminlere göre 30 bin konut binasının hasar gördüğü, bunlardan 272 bininin tamamen yıkıldığı, 58 bin 500 dairede ise kısmen hasar bulunduğu kaydedildi. Sağlık sektöründe ise hasarın 1,3 milyar dolar olduğu, zararın ise 6,3 milyar dolar olduğu belirtilen raporda, Gazzedeki hastanelerin yüzde 50sinin tamamen hizmet dışı kaldığı, 17 hastanenin de kısmen faaliyet gösterdiği ve bu durumun artan sağlık ihtiyaçlarını karşılamadığı aktarıldı. Eğitim sektöründe de hasarın 874 milyon dolar, kaybın ise 3,2 milyar dolar olduğu vurgulanan raporda, okulların yüzde 88inin yıkıldığı, geri kalanının savaştan kaçan aileler için geçici barınaklara dönüştürüldüğü, ayrıca 51 üniversite binasının da yıkıldığı ifade edildi.
Ticaret ve sanayi sektöründe ise hasarın 5,9 milyar dolar, zararın ise 2,2 milyar doları bulduğu vurgulanan raporda, ulaştırma sektöründe de hasarın 2,5 milyar dolar, kaybın ise 377 milyon dolar olduğunun tahmin edildiği belirtildi.
YENİDEN İNŞA İÇİN TOPLAM MALİYET 53 MİLYAR DOLAR
Planda, Gazzenin yeniden inşası için toplam ihtiyacın 53 milyar dolar olduğu, bunun 3 milyar dolarının ‘erken iyileşme’ için 6 ayda kullanılması öngörüldüğü bildirildi. Gazze’nin 2030 yılına kadar olan 5 yıllık dönemde, yaklaşık 3 milyon insanın yaşayabileceği şekilde 3 aşamada yeniden inşa edilmesi için bir yol haritası ve acil kalkınma planı hazırlanması gerektiği kaydedildi. Filistinlilerin, Gazzeden çıkarılmasına yönelik her türlü girişimin reddedildiği belirtilen planda, Gazze’nin ve Filistin halkının maruz kaldığı kriz karşısında, onların bu topraklarda kalma isteği ve hakkının dikkate alınmamasının mantıksız olduğunun altını çizildi.
