Türkiye

Erzurum – ‘Gücü şiddet üzerinden değil; empati, sorumluluk, merhamet ve sosyal destek üzerinden tanımlamalıyız’

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

ERZURUM Teknik Üniversitesi (ETÜ) Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Adem Kantar, Türkiyede okul, aile ve sosyal yaşamda artan şiddet olaylarının endişe verici boyutlara ulaştığını belirterek, “Şiddeti azaltmak istiyorsak önce gücün ne olduğuna dair toplumsal algıyı değiştirmeliyiz. Gücü şiddet üzerinden değil, empati, sorumluluk, merhamet ve sosyal destek üzerinden tanımlamalıyız” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ETÜ Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Adem Kantar, TÜBİTAK destekli araştırma kapsamında, Türkiye genelinden 2037 katılımcıyla üç ay arayla yapılan ölçümlerle bireylerin psikolojik sağlık düzeyleri, saldırganlık eğilimleri ve toplumsal cinsiyet rollerini nasıl içselleştirdiklerini inceledi. Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. İlhan Yalçın danışmanlığında, Prof. Dr. Metin Pişkin ve Doç. Dr. Özlem Haskan Avcının katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmayı yürüten Araştırma Görevlisi Dr. Adem Kantar, çıkan sonuçların şiddetin yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, aynı zamanda güçlü bir toplumsal öğrenme boyutu taşıdığını kaydetti. Dr. Kantar, “Trafikte, okulda, aile içinde ve yakın ilişkilerde şiddeti her alanda görüyoruz. Adalet Bakanlığı istatistikleri ve OECD verileri de Türkiyede bireylerin kendini güvende hissetme düzeyinin birçok ülkeye kıyasla düşük olduğunu gösteriyor. Artan şiddet; aileyi, sokağı ve okul ortamlarını giderek daha güvensiz hale getiriyor. Bir bilim insanı olarak bizlerin öncelikli görevi şiddetin yalnızca sonuçlarını değil, ortaya çıkmasına neden olan psikolojik ve toplumsal süreçleri de ortaya koymak” diye konuştu.

GENÇLER GÜÇLÜ VE SERT OLMAYI ÖNEMSİYOR

Araştırmada en dikkat çekici bulgulardan birinin, gençlerin okul ortamında Güçlü ve sert görünmenin sosyal onay kazandırdığına dair algıları olduğunu ifade eden Kantar, şunları söyledi:

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

“Sesini çok çıkaran, baskın davranan, korku uyandıran bireyler okul ortamında daha görünür hale geliyor ve çoğu zaman sosyal olarak ödüllendiriliyor. Bu durum, Zorbalık yaparak var olma düşüncesini besleyen bir mekanizmaya dönüşüyor. Güçlü ve sert görünmenin gençler arasında bir statü aracı haline gelmesi, akran zorbalığını giderek artırıyor. Okul koridorlarındaki bu tür sosyal mesajlar, saldırgan davranışların normalleşmesine yol açıyor.”

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

KAMPÜS ORTAMINDA DA ŞİDDET

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Şiddetin sadece dezavantajlı veya eğitim düzeyi düşük bölgelerde görüldüğü yönündeki yaygın algının da bu çalışmayla sarsıldığını ifade eden Kantar, üniversite gençliğine ilişkin elde edilen bulgulara dair şu bilgileri verdi:

“Toplumda genellikle şiddetin daha çok kırsal bölgelerde ya da eğitim düzeyi düşük kesimlerde görüleceği düşünülür. Oysa biz, üniversite kampüslerinde, yani görece daha entelektüel ve eğitimli bir ortamda da benzer şiddet örüntülerine rastladık. Bu da konunun yalnızca sosyoekonomik düzeyle açıklanamayacağını gösteriyor. Güçlü olmalısın, lider olmalısın, hata yapmamalısın, hep başarılı olmalısın gibi insanüstü beklentiler, gençlerin duygu düzenleme, öz bakım ve sosyal destek becerilerini zayıflatıyor.”

ŞİDDET, ÖĞRENİLEN BİR DAVRANIŞ

Şiddetin doğuştan gelen bir özellik değil, büyük ölçüde öğrenilen bir davranış olduğuna dikkat çeken Kantar, “Gençler neyi alkışladığımızı, kimi güçlü saydığımızı çok iyi gözlemliyor. Dizilerde, sosyal medyada, sporda, günlük hayatta hangi davranışları ödüllendiriyorsak, gençler de o davranışları model alıyor. Eğer bağıran, kavga eden, korku salan kişiler alkışlanıyorsa şiddet kaçınılmaz hale geliyor” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

GÜCÜN TANIMI YENİDEN YAPILMALI

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Avustralyada bir okulda 2 yıl boyunca yürütülen ve empati, merhamet, cömertlik, sorumluluk, liderlik gibi değerleri merkeze alan uygulamalar sonucunda akran zorbalığının yüzde 41 oranında azaldığını hatırlatan Kantar, Türkiye için de benzer yapıcı modellerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Eğitimin; öğrenci, aile, öğretmen ve okul yönetimi olmak üzere dört ana paydaştan oluşan bir sistem olduğunu ifade eden Kantar, “Gücün tanımı da bu dört paydaş tarafından birlikte değiştirilebilir. Zorbalık yapan değil, zorbalığa karşı duran, mağduru koruyan, gerektiğinde okul yönetimine bildiren öğrencilerin ödüllendirildiği bir sistem kurulmalıdır. Gücü şiddet üzerinden değil, empati, sorumluluk, merhamet ve sosyal destek üzerinden tanımlamalıyız” diye konuştu.

NEYE ALKIŞ TUTTUĞUMUZU SORGULAMALIYIZ

Toplumsal öz farkındalığın altını çizen Kantar, şunları söyledi:

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

“Toplum olarak neyi alkışladığımızı açıkça sorgulamalıyız. Alkışladığımız güç anlayışı toksik olabilir, şiddeti, zorbalığı ve suç oranlarını besliyor olabilir. Trafikte, okulda, sosyal hayatta kimi güçlü sayıyoruz? Kimi örnek gösteriyoruz? Bu soruları sormadan şiddeti azaltmamız mümkün değil. Gücün tanımını yeniden yapmalı ve sosyal normlarımızı bu yönde dönüştürmeliyiz.”

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Haber: Salih TEKİN – Kamera: Oktay POLAT/ERZURUM,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version