Politika
Erdoğan: Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması bizim temel politikamızdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Kimseye yüceden bakmadan, kibirlenmeden, tekebbüre kapılmadan, gecemizi gündüzümüze katarak aziz milletimizin hizmetindeyiz. Eksiklerimiz, yapmayı çok istediğimiz halde irademiz dışında ortaya çıkan sebepler dolayısıyla yapamadıklarımız, elbette oluyor ama gayretimizi ve samimiyetimizi 86 milyonun tamamı çok iyi biliyor. Şu gerçeği bugün bir kez daha ifade etmek isterim: Milletimizin sorunlarına ve sıkıntılarına çözüm üretme irademiz, ilk günkü gibi diridir, canlıdır, güçlüdür. Türkiyenin itibarını artırmak, Türkiyeyi kardeşlikle büyütmek, Türkiye Yüzyılını menziline suhuletle ulaştırmak, bölücü terör gibi ülkemizi yarım asırlık prangalarından kurtarmak için çok boyutlu bir çaba içerisindeyiz. Bunun için riske girilmesi gerekiyorsa, giriyoruz. Mücadele edilmesi gerekiyorsa, ediyoruz. Kuvvet kullanılması gerekiyorsa, kullanıyoruz. Konuşulması, görüşülmesi gerekiyorsa, bunu da çekinmeden yapıyoruz. Şunu milletim bilsin ki, biz asla siyasi ikbal peşinde değiliz. Biz, milletin ve memleketin istikbalini garantiye almanın peşindeyiz. Terörsüz Türkiye sürecimizle evlatlarımıza üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurla yaşayacakları bir ülke bırakmanın peşindeyiz. Derdimiz millet, sevdamız Türkiyedir. Ne yapıyorsak, 86 milyonun birliği, dirliği, huzuru için yapıyoruz. Ne yapıyorsak, Türkiyeyi muzaffer ve muvaffak kılmak için yapıyoruz” dedi.
MİLLETİN İNANÇ DÜNYASINDAN KOPUK DURUMDALAR
Erdoğan, AK Partinin Kızılcahamamda gerçekleştirilen 32nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısında yaptığı açılış ve kapanış konuşmasına ithafen, “Açılış ve kapanış hitabımızda, başta terörsüz Türkiye sürecimiz olmak üzere ülkemizin en kritik meselelerini enine boyuna değerlendirdik. Konuşmamızda ayrıca yeni dönemin tarihi, siyasi, fikri çerçevesini çizdik. Tabii bundan yine birileri rahatsız oldu. Bilhassa Türk, Kürt, Arap ittifakına yönelik mesajlarımız, dışarıda kandan ve çatışmalardan beslenenleri, içeride ise tek parti faşizminin günümüz temsilcilerini ciddi manada tedirgin etti. Çıktılar; sanki suçmuş, kabahatmiş gibi bizi ümmetçilikle itham ettiler. Cumhuriyet tehdit altında diyerek korku yaymaya çalıştılar. Son 5 gündür öyle saçma argümanlar, öyle absürt iddialar duyduk ki bütün bu saçmalıkları anlatmaya cehalet ifadesi bile yetersiz kalıyor. Ne millet kavramından, ne ümmet mefhumundan haberdarlar. İkisini bir birbirinin zıddı görecek kadar da bilgisizler. Türk Milletinin birliğini, beraberliğini savunurken; Müslümanların evrensel kardeşliğini de savunmanın mümkün olduğunu, hatta bunun bizim için bir görev olduğunu anlamayacak kadar izansızlar; milletten ve milletin inanç dünyasından kopuk durumdalar” diye konuştu.
PIRIL PIRIL EVLATLARIMIZI HEDEF GÖSTERİLDİ
Erdoğan, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) iddialara ilişkin, “Bu hazımsızlığın işaretlerini, sadece Kızılcahamam konuşmamıza verilen histerik tepkilerde değil, LGS tartışmasında da gördük. Sınavda başarı gösteren öğrenci sayısı üzerinden günlerdir söylemedik yalan bırakmadılar. Burada da tartışma hemen imam hatip düşmanlığına evrildi. Öyle ki, Bursadaki bir imam hatip ortaokulunun astığı tebrik pankartı çarpıtarak; pırıl pırıl evlatlarımız maalesef hedef gösterildi. Bakanlığımız gerekli bilgileri şeffaf bir şekilde paylaşmasına rağmen, 13- 14 yaşındaki çocuklarımızın temiz, saf, masum duygularını istismar ettiler. Bir defa şunu açık açık söylemek durumundayım: Bütün sınavlarda, güvenliğin en üst düzeyde sağlanması, bizim olmazsa olmazımızdır. Hiçbir evladımızın emeğinin, umutlarının heba edilmesine izin vermeyiz” ifadelerini kullandı.
15 TEMMUZ, TRUVA ATININ KOLUNU BACAĞINI KIRMIŞTIR
FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla sürdürüldüğünü aktaran Erdoğan, “15 Temmuz’a oyun diyenleri, tiyatro diyenleri, danışıklı dövüş diyerek çamur atanları da hiçbir zaman affetmeyecek, daima esefle hatırlayacağız. Su uyur FETÖ uyumaz gerçeğinden hareketle örgütle mücadelemiz kararlılıkla sürüyor. Bugüne kadar yüzde 30u İçişleri, yüzde 24ü Milli Savunma ve yüzde 18i Milli Eğitim olmak üzere toplam 155 bin kişinin kamuyla ilişiği kesildi. Bunlardan 28 bini görevlerine tekrar iade edildi. 289 fiili darbe davasının tamamında karar verildi. Bu davalarda bin 634 kişi ağırlaştırılmış müebbet, 1366 kişi müebbet, bin 891 kişi ise süreli hapis cezası aldı. Halihazırda ceza infaz kurumlarında 11 bin civarında örgüt mensubu var. Örgütün finans, ticaret, eleman devşirme, bürokrasi ve özellikle mahrem yapılanmasına yönelik operasyonlarımız devam ediyor. FETÖ, kuruluşundan itibaren, yabancı güçlerin himayesinde büyümüştür. Darbeler ve anti- demokratik müdahaleler ise FETÖ’nün önünü açmıştır. Özellikle 1980 darbesi ile 28 Şubat müdahalesi FETÖ’yü palazlandırmış, örgüt bu iki darbeden sonra asimetrik olarak devlete sızmaya başlamıştır. Vesayet odakları, irtica fobisiyle organik yapılara adeta kan kustururken; FETÖ’yü desteklemiş, korumuş, serpilmesine göz yummuşlardır. Gerek 17- 25 darbe girişiminin aktörlerine, gerekse 15 Temmuz ihanetinin ele başlarına baktığımızda bunu rahatça görebiliyoruz. Bunun doğal mecrasında gerçekleşmediği gayet açıktır. İmam hatiplerin kapatılması, üniversitelerde başörtüsü yasağı ve katsayı zulmü gibi uygulamaların gerisinde de FETÖ vardır; FETÖ’ye alan açma niyeti vardır. Asırlardır iman kalemizin muhafızlığını yapan geleneksel dini kurumların alanı daraltılırken, örgütün manevra alanı olabildiğince genişletilmiştir. FETÖ’nün, MİT krizinde, 17- 25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da yapmaya çalıştığı darbeler, bugün yaşananların ışığında daha bir anlam kazanmakta, bu hainlerin asıl gayelerinin ne olduğu daha belirgin hale gelmektedir. Bu gerçek tam anlaşılmadan, FETÖ’nün içimize sokulmuş, ajanlarla dolu bir Truva Atı olduğu anlaşılamaz. 15 Temmuz destanı sadece milli iradeyi ve demokrasimizi ipten almamış, aynı zamanda bu Truva Atının da kolunu, bacağını kırmıştır. Küresel emperyalizm, 15 Temmuzda Türkiye içindeki en sadık müttefikini kaybetti. Mücadele henüz bitmiş değildir. Örgütün kökünü kurutuncaya kadar azimle, sabırla, titizlikle, suçlu- masum ayrımını çok iyi yaparak inşallah mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
İSRAİL GÖZÜ DÖNMÜŞ BİR TERÖR DEVLETİDİR
İsrailin bölgede gerçekleştirdiği saldırılara tepki gösteren Erdoğan, son olarak İsrailin Suriyeye yönelik yaptığı saldırılara ilişkin şunları kaydetti:
“İsrail; hukuk tanımaz, kural tanımaz, ilkesiz, şımarık, şımartılmış ve gözü dönmüş bir terör devletidir. Gelinen aşamada bölgemizin en büyük sorunu İsrailin saldırganlığıdır. Bütün bölgeye yaşatılan bu acı, bu vahşet, bu soykırım, bu saldırganlık hiçbir zaman unutulmayacak; vicdanlarda derin izler kalacak. Eğer canavar bir an evvel durdurulmazsa, önce bölgemizi, sonra dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyecektir. Biz bunu görüyoruz; iki yıldır en yüksek perdeden bu gerçeği cesaretle dillendiriyoruz. Bununla kalmıyor, her türlü senaryoya karşı gerekli önlemleri alıyoruz. Komşumuz Suriyenin toprak bütünlüğünün, milli birliğinin, üniter yapısının ve çok kültürlü kimliğinin korunması, bizim temel politikamızdır. Suriyenin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz. Suriyenin toprak bütünlüğü rağmına, güneyi ile kuzeyi arasında koridor açma hayali kuranlar, emellerine Allahın izniyle ulaşamayacaklar. Suriyeli kardeşlerimizle birlikte biz buna izin vermeyeceğiz. İsrailin ipiyle kuyuya inenler, çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını, er ya da geç, anlayacaklar. Şunun da bilinmesini isterim: Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi Suriye’deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir; canımızdan bir parçadır; evelallah onların da Siyonizmin sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Arap, Türkmen, Kürt, Hristiyan, Sünni, Nusayri, Dürzi demeden tüm kesimleriyle Suriye halkının sulh içinde yaşaması, bizim en büyük arzumuzdur; Suriye’nin esenliğine giden yol da bundan geçmektedir. İstikrarlı bir Suriye, çevresindeki tüm ülkeler için de istikrar üretecektir. Tersi bir durumda, Allah korusun, bunun yükünü herkes taşıyacaktır. Buradan Suriye hükümetine ve halkına en içten dayanışma mesajlarımızı iletiyorum. Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Ahmet Şaranın basiretli, dirayetli, kuşatıcı ve güçlü liderliğiyle, bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğine yürekten inanıyorum.”
BİZ SADECE BARIŞ İSTİYORUZ
Erdoğan, bugün Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile telefonla görüştüklerini anımsatarak, “Sahadaki durumu ve akan kanın durması için neler yapabileceğimizi ele aldık. İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler. Suwayda başta olmak üzere Suriye’deki tüm gelişmeleri anbean takip ediyoruz ve edeceğiz. Dün, ülkemizin de katkılarıyla sağlanan ateşkes, bugün İsrail’in kışkırttığı silahlı militanların sivillere yönelik katliamlarıyla sabote edildi. İsrail, ne Gazze’de ne Suriye’de barış, huzur, istikrar istemediğini bir kez daha göstermiştir. İsrail’in saldırıları ile ayrılıkçı milislerin katliamlarında alçakça şehit edilen Suriyeli kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Suriyenin yanında olmaya, Suriyeli kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Zulüm ve katliamla kendilerine güvenli bir gelecek arayanlar, şunu hiçbir zaman unutmasın: Onlar yolcu, biz hancıyız. Biz bu topraklarda ev sahibiyiz. Bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz. Her karış toprağında ayak izimiz var, şehitlerimizin mübarek kanı var. Bin yıl boyunca buralara nice zalimler geldi, kendilerini dokunulmaz zannediyorlardı şimdi onların yerlerinde sadece yeller esiyor. Harim-i ismetimize kim göz diktiyse, hepsinin hevesi kursaklarında kaldı. Bugünün zalimleri, zulümlerinde küstahlaşmak yerine, dünün zalimlerinin akıbetlerine baksınlar ve ibret alsınlar. Onurlu dış politikamızla, barış çabalarımızla, diplomatik temaslarımızla biz sulhu sükûnun safındayız. Kimseye husumet beslemiyoruz; kimseye kem gözle bakmıyoruz; düşmanca yaklaşmıyoruz; kimsenin hakkına, hukukuna, egemenliğine el uzatmıyoruz. Biz sadece barış istiyoruz, bölgemizde huzur ve istikrar istiyoruz. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yaptık, yapmayı da sürdüreceğiz. Dış politikada menfaatlerimizi gözettiğimiz kadar, insanlığı, vicdanı, hakkı, komşuluk ve kardeşlik hukukunu da gözetmeye devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısında terörsüz Türkiye sürecinde gelinen en son aşama ile bölgedeki güncel gelişmelerin de değerlendirdiklerini dile getirdi.
MEMURLAR YARIM ZAMANLI ÇALIŞABİLECEK
Erdoğan, Aile Yılı kapsamında bu sene aile kurumunu destekleyici adımlar attıklarını ifade ederek, “Kadın ve erkek memurlara tanınan doğum veya evlat edinme sonrası yarım zamanlı çalışma hakkını hayata geçiyoruz. Bu akşam yayımlanacak yönetmelikle memurlar, doğumdan itibaren ilköğretim çağına başlayana kadar yarım zamanlı çalışabilecek. Haftalık 20 saatlik çalışma esasına dayalı bu düzenleme, ebeveynlerin çocuklarının gelişimine daha fazla zaman ayırmalarına ve aile içi bağların güçlendirilmesine doğrudan katkı sağlayacak” dedi.
240 MİLYON LİRAYA KADAR FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ
Erdoğan, ekonomide ise üretimi, ihracatı, istihdamı ve katma değer sağlayan teknoloji odaklı projeleri desteklemeye devam ettiklerini kaydederek, “Ülkemizin stratejik öncelikleri ve küresel ölçekte yaşanan gelişmeler doğrultusunda, yeni teşvik sistemimizi mayıs ayı sonunda ilan etmiştik. Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı ile atıl kaynakları üretime kazandırmayı ve bölgesel rekabetçiliği artırmayı hedefliyoruz. Pek çok kriteri dikkate alarak, her bir ilimiz için 4 adet olmak üzere toplam 324 yatırım konusu belirledik. Bu spesifik yatırımlara özgü ve nitelikli destekler sunma kararı aldık. Sanayi Bakanlığımız, teşvik programının ilk çağrısını bugün yapacak. Belirlenen yatırımların her birine, 240 milyon liraya kadar finansman desteği sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
DERİN DENİZ SONDAJ GEMİMİZİN SAYISINI 6YA ÇIKARTIYORUZ
Enerji alanında da büyük atılımlar içinde olduklarını belirten Erdoğan, “2020 yılında Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini yaptık. Sakarya Gaz Sahası’nda 12 kuyuda günlük 9, 5 milyon metreküp üretimle birinci fazı tamamladık. Halihazırda 4 milyon hanede yerli gazımız kullanılıyor. Yurt içi ve yurt dışında günlük petrol üretimimiz ise 170 bin varile ulaştı. Filomuzu güçlendirmek için yatırımlarımız sürüyor. Şu an 4 olan derin deniz sondaj gemimizin sayısını 6’ya çıkartıyoruz. Yeni gemilerimizin de katılımıyla inşallah derin deniz filosu olarak dünyada 4’üncü sıraya yükselmiş olacağız. Enerjide tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar çalışmaya, yatırımlarımıza yenilerini eklemeye inşallah devam edeceğiz” diye konuştu.
Erdoğan, son olarak, “Adalet hizmetlerinin daha hızlı, daha etkin ve daha ulaşılabilir hale gelmesi amacıyla ilave bir adım atıyoruz. Zabıt katibi, destek personeli, infaz koruma memuru ve diğer unvanlarda peyderpey toplamda 20 bin yeni personel alımı yapıyoruz. Adalet ailesine katılacak her bir kardeşime şimdiden başarılar diliyorum” dedi.