Emeklilik
Emekliye yeni maaş sistemi şekillendi! OVP ile yeni baştan değişiyor: 1999 öncesi, 1999 ile 2008 arası ve 2008 sonrası…
Emekliye yeni maaş sistemi şekillendi! OVP ile yeni baştan değişiyor: 1999 öncesi, 1999 ile 2008 arası ve 2008 sonrası…
Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir.
Takip Et
Türkiye’nin emeklilik sistemi köklü bir değişikliğe uğruyor!
Emekli maaşlarının hesaplanma yöntemine dair yapılacak reformlar Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında netleşmeye başladı. 1999 öncesi, 1999-2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere üç farklı döneme dayanan karmaşık yapı, yeni düzenlemelerle sadeleştirilecek. Peki, yeni maaş sistemi nasıl işleyecek ve emekliler için ne gibi değişiklikler getirecek?
Emeklilik Sistemi Yeniden Dizayn Ediliyor
Türkiye’de emeklilik sistemi uzun zamandır tartışma konusu. Özellikle çalışan-emekli oranındaki dengesizlik, sistemin sürdürülebilirliği açısından büyük risk oluşturuyor. Bugün, bir emekliye düşen çalışan sayısı 1.8 iken, bu oranın ideal seviyelere ulaşması için 4 çalışana bir emekli düşmesi gerektiği belirtiliyor. Bu dengesizlik, sosyal güvenlik sisteminin yükünü artırarak reform ihtiyacını doğurdu. OVP ile birlikte bu ihtiyaca yönelik kapsamlı adımlar atılacak. Yeni düzenlemeyle sigortalıların daha uzun süre çalışmaları teşvik edilecek ve daha fazla prim ödeyenlerin emekli maaşları da buna bağlı olarak artacak.
Üçlü Yapı Son Buluyor
Emekli maaşlarının hesaplanmasında şu an kullanılan üçlü yapı, karmaşıklığa neden oluyor. 1999 öncesi, 1999-2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere farklı dönemler için belirlenen aylık bağlama oranları ve güncelleme katsayıları, hem hizmet alanlar hem de hizmet verenler için kafa karışıklığı yaratıyor. Yeni düzenlemeyle bu yapı sadeleştirilecek ve tek bir hesaplama yöntemi kullanılacak. Böylece, sistemin daha anlaşılır ve adil hale getirilmesi hedefleniyor.
Çalışanlar İçin Uzun Vadeli Avantajlar
Sistemde yapılacak en büyük değişikliklerden biri, emekli maaşlarının hesaplanmasında çalışma gün sayısının etkisinin artırılması olacak. Bu, daha uzun süre çalışan ve daha fazla prim ödeyen sigortalıların daha yüksek maaş almasını sağlayacak. Mevcut sistemde, dilekçe verilen tarihe göre maaşlar arasında fark oluşurken, yeni sistemde bu farklar minimize edilecek. Özellikle emeklilik dilekçesini 2024’te verenler, 2025’te emekli olacaklara göre %30 daha fazla maaş alabiliyor. Yeni düzenleme ile bu tür adaletsizliklerin önüne geçilecek.
Taban Maaş Uygulaması Gözden Geçiriliyor
Pandemi sürecinde getirilen taban maaş uygulaması, düşük maaş alan emekliler için önemli bir destek sağladı. Ancak bu uygulama, aynı zamanda maaş adaletsizliği gibi sorunları da beraberinde getirdi. Yüksek prim ödeyen sigortalılar ile düşük prim ödeyenler arasında ortaya çıkan fark, yeni düzenlemelerde ele alınarak, taban maaş uygulamasının adil bir şekilde revize edilmesi planlanıyor.
Sistemin Geleceği İçin Hedefler Belirlendi
OVP kapsamında planlanan reformlar, 2024’ün üçüncü çeyreğinde hayata geçirilecek. Yapılacak teknik çalışmalar sonucunda hazırlanacak taslaklar, Meclis’in yeni yasama döneminde gündeme gelecek. Yeni emeklilik sistemiyle, daha sürdürülebilir, adil ve şeffaf bir model oluşturulması hedefleniyor. Sistemin mali dengesini sağlamak ve emekli maaşlarının daha hakkaniyetli bir şekilde hesaplanmasını sağlamak için atılacak bu adımlar, Türkiye’nin sosyal güvenlik sisteminde tarihi bir dönüm noktası olacak.
Sonuç olarak, yeni düzenlemelerle birlikte çalışanların daha uzun süre sistemde kalmalarını sağlayacak, emekli maaşlarını daha hakkaniyetli bir şekilde hesaplayacak bir model oluşturulması amaçlanıyor. 2024’te bu konuda önemli adımlar atılacak ve Türkiye’nin emeklilik sistemi, gelecekte daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşacak.
“DAHA ADİL BİR EMEKLİLİK SİSTEMİ İNŞA ETMELİYİZ”
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, emeklilik sisteminin güncellenmesi ve haftalık çalışma süresinin düşürülmesi yönündeki iddialar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“EMEKLİLİKTE ÜÇ TANE BAŞLIK ÖNE ÇIKIYOR”
Güler, emeklilik sistemini incelerken dünyadaki örneklerin dikkate alınması gerektiğini belirterek, “Gelişmiş ülkelerdeki uygulamayı esas alırsak emeklilikte üç tane başlık öne çıkıyor. Bir tanesi, ödediğiniz prim miktarı, ödediğiniz süre ve yaş. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde bizim ülkemizde olduğu gibi 40’lı, 45’li ve 50’lili yaşlarda bir emekliliğe rastlayamazsınız. Avrupa’da emeklilik yaşı 65’tir, 67’dir. Kimi ülkelerde de 70 yaşına kadar emeklilik yaş durumu vardır. Bu, sürdürülebilirlik çizgisi açısından önemlidir. Dünya ortalamasına baktığımızda 3 ila 4 çalışana karşılık bir emekli vardır. Ama şu an ülkemize baktığımızda halihazırda yaklaşık 32 milyon çalışan ve 16 milyon 100 civarında emekli olduğunu görüyoruz. Yani 2 çalışana 1 emekli olduğunu görüyoruz. Bizim bu manada mutlaka hem prim miktarını ve yaşı hem de ödenen süreyi esas alacak şekilde daha adil, daha dengeli ve sürdürülebilir mahiyette bir emeklilik sistemini inşa etmemiz lazım. Vatandaşlarımızın da seçmiş oldukları tercih noktasında ona göre bir emekli maaşına kavuşması lazım” ifadelerini kullandı.
“GELİŞMİŞ ÜLKELERDEKİ UYGULAMAYI HAYATA GEÇİRMEMİZ GEREKİYOR”
Güler, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın desteğiyle en düşük emekli aylığının 12 bin 500 lira olduğunu belirterek, “Bu desteğin uygulanmadığı takdirde emekli maaşı daha düşük oranda olacaktır. Dolayısıyla bu durum düzeltilmeli, bu durum sürdürülebilir hale gelmeli; daha dengeli, daha adil bir hale gelmeli. İnşallah önümüzdeki dönemlerde evrensel, dünya ülkelerinde gelişmiş ülkelerin de uyguladığı bu sistem üzerinden benzer bir uygulamayı, çalışmayı bizim ülkemizde de hayata geçirmemiz gerekiyor. Şu anda bizim toplumun her kesimiyle yeni istişareler yapmamız lazım ve dünya örneklerini, gelişmiş ülke örneklerini ortaya koymamız lazım. Bu çerçeve içerisinde de bunu daha makul bir çerçevede ortaya koymamız lazım. Tabii bakanlığımızın bu konuda çalışmaları var ama henüz şu anda bir yasal düzenleme açısından elimizde böyle bir metin yok. Bunu ilerleyen zaman dönemi içerisinde daha geniş çerçevede çalışmak lazım” diye konuştu.
“HAFTALIK ÇALIŞMA SAATLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİYLE İLGİLİ DÜZENLEMEMİZ YOK”
Kamu ve özel sektörde haftalık çalışma saatlerinin düşeceği yönünde bir çalışmanın da olmadığını kaydeden Güler, “Öyle bir çalışma söz konusu değil. Gerek haftalık çalışma saatleri gerekse günleri açısından gündemimizde böyle bir çalışma yok. Ancak pandemiyle beraber belli sektörlerde, belli meslek gruplarında daha kısa süreli çalışma, daha esnek çalışma modelleri de tabii burada gerek işveren, gerekçe çalışanlar açısından öneriliyor, çalışılıyor. Bu mahiyette eğer olabilecekse sadece belli meslek kollarında ve belli mesleğin icrası noktasında uzaktan çalışma modeli gibi daha kısa süreli haftalığın belli günlerinde çalışabilecek bazı öneriler ve teklifler var. Bu yönüyle olabilecektir. Yoksa mevcut çalışma hayatımız içerisinde gerek haftalık çalışma günleri gerekse de haftalık çalışma saatleriyle ilgili düşürülmesiyle ilgili herhangi bir düzenlememiz yok. Herhangi bir hayata geçecek bir çalışma şu anda bulunmuyor” dedi.
