Politika

Destici’den, 12 Eylül darbesinin 45’inci yıl dönümü mesajı

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

BBP Genel Başkanı Destici, 12 Eylül 1980de yapılan darbenin üzerinden 45 yıl geçtiğini belirterek, “Darbeler ve darbe girişimleri ülkemize çok şey kaybettirdi. Yakın dönem Türk tarihini tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, bugün yaşadığımız problemlerin ve pek çok alanda geri kalmışlığımızın nedenlerinin ilk sıralarında, darbelerin, darbe girişimlerinin ve ara rejimlerin geldiği sonucuna ulaşıyoruz. 12 Eylül 1980 tarihini, ülkemizin ve milletimizin yaşadığı karanlık günlerinden biri olarak hatırlıyoruz. 12 Eylül darbesi, öncesi, darbe dönemi ve sonrasıyla, şartları oluşturulmuş bir darbedir. O döneme dair pek çok provokasyon, suç ve komplo, bugün hala aydınlatılamadı. Türkiyenin yabancı istihbarat örgütlerinin oyun alanına döndüğü ve binlerce evladını kaybettiği dönemin mağduriyetlerinin yanında, o dönemde bünyemize sokulan ve bedellerini hala ödediğimiz hastalıkların, din, mezhep, bölge, ideolojik ve etnik kökenlere dair farklılıkların çatışma zemini haline getirilmesi, bugün hala tamamı ile çözemediğiniz problemler olarak önümüzde duruyor” dedi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

12 Eylül 1980de, anayasa ve hukukun yanında, millet iradesi, demokrasi, insan haklarının da askıya alındığını ifade eden Destici, “Yaşadığımız ara dönemden sonra Türkiye, ABD ve Avrupa için hiçbir kuralı, kısıtlaması, barajı olmayan bir açık pazar haline dönüştü. Yunanistanın NATOya dönüşü örneği gibi, bugün hepimizin aleyhimize olduğuna dair görüş birliği içinde olduğumuz, dış politikaya dair, çok sayıda, ekonomik, askeri ve siyasi karara imza atıldı, büyük tavizler verildi. Türkiye çok uzun bir dönem, siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal istikameti ABD tarafından belirlenen bir ülkeye dönüştürüldü. Siyasi tutuklulara uygulanan işkence uzun yıllar devam etti. Bugün için belki inanması zor gibi geliyor ama Mamak Askeri Cezaevindeki sistematik ve ağır işkencelerin bitirilmesi için tutuklu aileleri ile birlikte, Türkiyenin başkentinde, Ankarada açlık grevi yaptığımızda, tarihler 1987yi gösteriyordu. 12 Eylülden sonra bizi en çok yıpratan hususlardan biri, o dönemden bize miras kalan, suni, yıkıcı, zaman zaman şiddetle kaşınarak kanatılan ve hala yaraları kapanmayan; Alevi-Sünni, dindar-laik, Türk-Kürt çatışmaları oldu” ifadelerini kullandı.

Bölücü terör örgütü PKKnın o dönemin sonuçlarından biri olarak halen Türkiyeye zarar verdiğini aktaran Destici, şunları kaydetti:

“Hain ve kanlı terör örgütü PKK, o dönemin sonuçlarından biri olarak, hala, vatandaşlarımızın hayatlarını, milletimizin kaynaklarını, ekonomimizi, huzurumuzu, güvenliğimizi, sosyal barışı, dış ilişkilerimizi tahrip etmeye devam ediyor. Millet olarak ciddi bir muhasebeye, camia olarak ise hatıralarımızı yaşatmaya, hatıralarımıza sarılmaya, ortak hikayemiz, ortak acılarımız, ortak sevdalarımız, ortak ideallerimizin etrafında bir araya gelmeye ihtiyacımız var. 12 Eylülün 45inci yılında, 12 Eylül öncesinde, alçakça, haince, vahşice şehit edilen tüm dava arkadaşlarımızı; darbecilerin, hukuksuz ihtilal mahkemeleri aracılığıyla şehit ettikleri; Mustafa Pehlivanoğlunu, Cevdet Karakaşı, İsmet Şahini, Fikri Arıkanı, Cengiz Baktemuru, Ali Bülent Okanı, Ahmet Kerseyi, Halil Esendağı, Selçuk Duracıkı, işkencelerde ve ağır cezaevi şartlarında şehit edilen tüm dava arkadaşlarımız ile 12 öncesinde, ihtilal mahkemelerinde, cezaevlerinde, 12 Eylül sonrasında, hep Ülkücü Hareketin yüz akı ve gururu olmuş, rahmetli şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlunu da tekrar sevgiyle, saygıyla, hasretle, rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Ruhları şad, mekanları cennet, makamları ali olsun.”

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version