Türkiye
Depremzede Hülya’nın protezle hayata tutunma mücadelesi


Hülya Aydemir, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinde, Hatayın Antakya ilçesinde oturdukları 8 katlı apartmanın yıkılması sonucu ailesiyle enkaz altında kaldı. Hülya Aydemir, yaklaşık 6 saat sonra kurtarılırken, uzman çavuş emeklisi 28 yıllık eşi Mahmut Aydemir (55), üniversite öğrencisi oğlu Alperen Aydemir (20) ve psikolog kızı Esenay Aydemirin (26) cansız bedenlerine ulaşıldı. Hülya Aydemir, ikinci depreme de hastanede yakalandı. Aydemir, depremlerden sonra tedaviye alınırken, bu süreçte enfeksiyon kapması nedeniyle sağ bacağı diz üstünden ampute edildi.
Hülya Aydemir, yaşadığı tüm acılara rağmen protezle ayağa kalkıp, yeniden hayata tutunmak istedi ancak çeşitli nedenlere 3 kez protezini değiştirmek zorunda kaldı. En son takılan protezle tekrar yürümeye başlayan Aydemir, Adıyaman Belediyesi öncülüğünde 6 Şubat depremlerine dikkat çekmek için hayata geçirilen proje kapsamında 04.17 Belgesel Film Atölyesinde yer aldı. Projede 16-62 yaş arasında ve daha önce tecrübesi olmayan 19 depremzede kadına uzmanlar ve akademisyenler tarafından kamera kullanımı, kurgu ve montaj, röportaj teknikleri, ışık ve kompozisyon ile fotoğrafçılık eğitimi verildi.
KIZINA VERDİĞİ SÖZÜ TUTUYOR
Hülya Aydemir, projenin Ankarada yapılan lansmanına da katıldı. Burada DHAya konuşan Aydemir, kızına verdiği sözle depremden önce üniversiteye başladığını ve bu sözü yerine getirmek için Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü 3üncü sınıf öğrencisi olarak uzaktan eğitimle okuluna devam ettiğini söyledi. Hülya Aydemir, hastanede tedavisi sürerken depremin 3üncü günü oğlu, 5inci günü eşi, 6ncı günü kızının toprağa verildiğini öğrendiğini söyleyerek, “2nci depremi hastanede yaşadım. Hastane tamamen boşaltıldı. Ben yaşlı bir teyzeyle beraber etrafımızda sayısız cesedin arasında bir gece daha geçirmek zorunda kaldım. Sonraki gün hastaneden çıkarıldık. Tedavi sürecinde 3 ameliyat oldum ve her defasında farklı farklı yerlerden bacağım kesildi ve şu anda protezle yürümeye çalışıyorum. İki tane muhteşem evladım vardı. Kızım psikologdu. Oğlum fizik tedavi uzmanlığı okuyordu. Onlarla birlikte çok güzel bir hayatımız vardı” dedi.
Şimdi tek başına hayatla mücadele etmeye çalıştığını söyleyen Aydemir, “Onlarla olan anılarımla yaşamaya çalışıyorum. Sürekli ziyaretlerine gidiyorum. Onların hayalleri vardı; kızım ve oğlum hep kütüphane açmak isterlerdi. Onların hayalini yerine getireceğim. Deprem öncesi üniversiteye başlamıştım. Kızım beni fakülteye kayda götürmüştü. Orada bana kapının önünde sanki olacakları hissedermiş gibi, Anneciğim her ne olursa olsun okulu bırakmayacaksın, okuyacaksın dedi” ifadelerini kullandı.
PROTEZİMLE YAVAŞ YAVAŞ YÜRÜMEYE BAŞLADIM
Hülya Aydemir, protez takılma sürecinde sıkıntılar yaşadığını söyleyerek, “Ankaraya sürekli gidip geliyorum, çünkü protezle ilgili bayağı bir zor ve uzun bir süreç yaşadım. Hatta 2 yıldır o kadar çok sıkıntı çekiyorum ki 3 defa protezim yapıldı, şimdi 3üncüsü ayağımda. Her defasında farklı bir şekilde yapıldı. Kimisinde dolandırıldım, kimisinde baştan savma bir şekilde yapıldı ama en sonunda şu anda kullandığım protezle yavaş yavaş yürümeye başladım. Tabii en çok ağrıma giden, 2 yıldır herkes koşmaya başlarken ben daha yeni yeni adım atıyorum. Bunun için sürekli Ankaradayım. Bayağı bir yorucu ve maliyeti de çok yüksek. İş arıyorum Ankarada kalabilmek için şu anda. Çünkü sonuncu protezim Ankarada yapıldı” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMI DÜŞÜNMEDEN GEÇEN GÜNÜM YOK
Adıyamanda konteynerde yaşadığını anlatan Aydemir, “Minik bir evim var. Proteze alışmak zor bir süreç, çünkü daha öncesinde 2 ayağınız varken daha sonrasında farklı bir bacakla hareket etmeye çalışıyoruz. Hala da alışma sürecim devam ediyor. Bu süreci nasıl atlatırım bunu da bilmiyorum ama yürüme eğitimleri almaya çalışıyorum. Konteynerlerimiz yürümek için müsait değil. Konteynerlerimizin bulunduğu alan çok taşlık olduğu için çıkıp pek fazla yürüyemiyorum. Çocuklarımı düşünmeden geçen bir günüm yok. Evin içindeki o sesi özledim. Çocukların anne demesini, onlara isimleriyle seslenmeyi özledim. Bunların hepsi o kadar güzel, mükemmel bir şeymiş ki. En çok gülmeyi özledim” dedi.
Belgeselle birlikte hayatında değişiklikler olduğunu söyleyen Hülya Aydemir, “Daha önceleri dışarıya hiç çıkmayan ben artık dışarıya çıkmaya başladım. Arkadaşlarımla birlikte bir şeyler yapmaya çalıştım. Toplantılar yaptık. Bu belgesel bana çok şey kattı” ifadelerini kullandı.
