Türkiye
Depremden etkilendi, ABD’deki işinin bırakıp aile hekimi oldu
Yavuz Selim Sılay, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde okurken sınıf arkadaşı Kamile Sılay ile 1997 yılında evlendi. Çift, 1999 yılındaki mezuniyetlerinin ardından, rotasyon eğitimi için gittikleri ABDye yerleşti. Yavuz Selim Sılay, ilaç endüstrisinde işe başladı ve 5 yıl boyunca Baylor College of Medicine (BCM) Houston Texasta akademisyen ve araştırma direktörü olarak çalıştı. MD Anderson Kanser Merkezinde çeşitli eğitim çalışmalarında bulunan Sılay, 2010 yılında Washington Üniversitesinde strateji, pazarlama, girişimcilik doktora eğitimi aldı ve daha sonra Fransa merkezli bir ilaç şirketinde başkan yardımcılığı görevine yükseldi. Eşi Kamile Sılay da ABDde geriatri (yaşlılık hekimliği) alanında doçent oldu. Çift, 3 çocuklarının Türkiyede büyümesi için 2013 yılında Türkiyeye dönerek, Ankaraya yerleşti. İlaç endüstrisindeki çalışmaları nedeniyle ABDye gelip gitmeye devam eden Sılay, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrası memleketi Hataya giderek depremzedelerin yardımına koştu. Yavuz Selim Sılay, deprem bölgesini gördükten sonra ABDdeki işinden ayrılıp, tamamen Türkiyeye yerleşmeye ve hastalara şifa dağıtmaya karar verdi. Sılay, bir süre Ankaranın Çankaya ilçesindeki 29 Mayıs Devlet Hastanesi Acil Servisinde çalıştıktan sonra, Altındağ ilçesinde Hacı Bayram-ı Veli Solfasol Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapmaya başladı. Ayrıca, 2023 yılının eylül ayında Tıpta Uzmanlık Sınavına (TUS) giren ve başarılı olan Yavuz Selim Sılay, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitim görmeye devam ederken, eşi Doç. Dr. Kamile Sılay da Bilkent Şehir Hastanesinde çalışıyor.
DEPREM BÜYÜK BİR KIRILMA OLUŞTURDU
Dr. Yavuz Selim Sılay, eşi Kamile Sılayın yanı sıra dedesi İlhami Ağar, annesi Ulya Sılay, babası Mehmet Sılay, kardeşi Selçuk Sılayın da doktor olduğunu söyleyerek, kızları Ravza Zeynep Sılayın da (23) TOBB ETÜ Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuduğunu ve bu yıl intörn doktor olduğunu belirtti. Dr. Yavuz Selim Sılay, “Hekimliğe aşık bir insanım. Dedem, annem, babam, ben, eşim, kızım hepimiz dört kuşak hekimiz ve onun da büyük bir heyecanı var. Hekimlik, insanlara yardımcı olmak açısından kutsal bir meslek gerçekten. Amerikada en üst düzeyde yöneticilik yaptım. Uzun yıllar çalıştım. 14 yıl Amerikada yaşadım. Türkiyeye döndükten sonra, farklı alanlarda da çalıştıktan sonra deprem büyük bir kırılma oluşturdu bende. Hataylı olduğum için oraya yardımcı olmam lazım dedim kendime. Bizim insanlarımızdan, ikinci derece akrabalarımızdan vefat edenler oldu. Gerçekten çok zor bir dönemdi hepimiz için, milletçe, tüm Türkiye için. Orada hem Hatayda hem de Ankarada hemen acilde depremden sonra hekim olarak çalışmaya başladım. O dönem depremde hastalarımızla birebir ilgilendim” dedi.
AİLE HEKİMİ OLARAK DEVAM EDİYORUM
Dr. Yavuz Selim Sılay, acil hekimi olarak Ankaraya deprem bölgesinden gelen depremzedelerin de tedavisini yaptığını söyleyerek, “Şu an 49 yaşında tıpta uzmanlık sınavını kazanmış aile hekimi asistanı olarak Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde eğitimime devam ediyorum. Bir aile hekimi olarak, bebeğinden yaşlısına 3 bin hastaya bakıyoruz. Kanser olma ihtimali olanlardan, şeker, tansiyon takibine, hepsine hastalanmadan koruyucu hekimlik kapsamında elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hastalarımı çok seviyorum. Onlar da bizi çok seviyor. Çok çok şerefli bir meslek ve bu kutsal mesleği yaparken çok mutluyum. Tabii bunu dedemizden, annemizden, babamızdan gördük ve şimdi evlatlarımız devam ediyor bu mesleğe. Bizim için normal geliyor; ama evde hep tıbbi vakalar konuşuluyor. Bu dededen, anneden babadan gelen bir şey. Hatta bilgisayar mühendisi olan kızım da daha çok yazılım konuştuğu için Çok tıp konuşuyoruz, birazcık yazılım konuşalım diyor” dedi.
ÖĞRENDİĞİM ŞEYLERİ VATANIMA TAŞIMASAM DOĞRU OLMAZDI
ABDde, Fransa merkezli büyük ilaç firmalarının birinde başkan yardımcısıyken ülkeye geri dönmeye karar verdiğini anlatan Dr. Sılay, “Bir Türk olarak vatanımızı orada güzel temsil ettiğimi düşünüyorum. Bilimsel anlamda ve sektörel anlamda güzel çalışmalar yaptık. Her şey makam değil, para değil. Ben çocuklarımın Türkiyede büyümesini istedim. Vatanımızı çok seviyoruz ailecek hep beraber. Türkiyeye geldik, Türkiyeye iyi ki de geldik. Burada çocuklarım eğitimlerini alıyor. Amerikada ben kendi alanımda çok ilerlemiştim. Klinik araştırmalar ve ilaç sektöründe üst düzeye geldim. Türkiyede de aslında ilaç sektörü alanında çalıştım. O yüzden, Türkiye’ye gelişimde de aslında bir kırılma olmadı. Türkiyedeki sağlık sistemine; hem ilaç sektörüne, hem diğer alanlara destek vermek için geldim. Çünkü Amerikada öğrendiğim şeyleri, vatanıma taşımazsam bu doğru olmazdı. Bu bir sorumluluk. Ben bir şey öğrenmişsem onu mutlaka beni burada yetiştiren bu toprağa geri taşımam lazım diye düşündüm. Amerikadan dönerken çevremizden niye gidiyorsunuz sorusunu çok duydum. Ama çocuklarımın burada bir çay, bir simit, vatanımızdan bir parçayı bilmesi lazımdı. Ben orada onların kaybolmasını istemedim. Yani orada kayboldukları zaman ben vicdani olarak bunu taşıyamazdım. Dünya artık global bir dünya. İsteyen istediği zaman istediği yere gider, eğitimini alır; ama bizim merkezimiz Türkiye. Ben buna inanıyorum. Bu topraklara biraz bağlı bir insanım. Çok da mutluyuz. İyi ki de gelmişiz” ifadelerini kullandı.
HEDEFİM AİLE HEKİMLİĞİNDE YÜKSELMEK
Türkiyeye döndükten sonra çok şaşırdığını da anlatan Dr. Sılay, “Amerikaya ilk gidişim 1999du. 2013te Türkiyeye geldiğimde ben gerçekten şoka girdim. Türkiyenin hem sağlık sistemindeki gelişmişliği hem de altyapıdaki gelişimi çok başkaydı. Başka bir ülkeye gelmiş gibi hissettim kendimi. Bu da aslında beni daha da ümitlendirdi, Türkiyenin geleceğinin daha parlak olacağına dair. Sağlık alanında öncü hale geldiğimizi 14 yıl sonra görmek, sanki bir uykudan uyanmış gibi hissettirdi beni. Bu da beni çok heyecanlandırdı. Özellikle Amerikada 300-330 milyon civarında bir nüfus var. Nüfusun üçte birinden fazlasının sigortası yok. Ve ben Türkiyenin büyük bir lüks içerisinde olduğunu düşünüyorum. Biz belki vatandaş olarak farkında değiliz ama özellikle temel sağlık hizmetleri, aile hekimlerinin varlığı, ulaşılabilmesi, koruyucu sağlık hizmetleri, gebe kaldıklarında doğumu güzel bir yerde yapabilmeleri, meme kanseri taramaları, işte yenidoğan takibi bunların hepsine Amerikada yüz binlerce dolarınız yoksa ulaşamıyorsunuz. Benim hedefim, aile hekimi uzmanlığımı alıp akademik olarak da aile hekimliği alanında yükselmek. Dünyada, özellikle aile hekimliği alanında Türkiyeyi daha güçlü bir şekilde temsil etmek, Türkiyedeki koruyucu hekimliği ve aile hekimliğinin önemini ve ne kadar güzel yapılabildiğini dünyaya aktarmak istiyorum” dedi.