Connect with us

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’ye yaptırım uygulayanların NATO’ya girmelerine ‘evet’ demeyiz

Yayınlanma tarihi:

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili, “Her şeyden önce Türkiye’ye yaptırım uygulayanların bu süreç içerisinde bir güvenlik örgütü olan NATO’ya girmelerine biz ‘evet’ demeyiz. Çünkü NATO, o zaman güvenlik örgütü olmaktan çıkar, teröristlerin orada temsilcilerinin yoğunlaştığı bir yer haline gelir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile ikili anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir’den Türkiye’ye 17 yıl aradan sonra yapılan bu tarihi ziyaretle iki ülke arasındaki ilişkilere yeni bir ivme kazandırıldığını söyleyerek, “Cezayir Halk Cumhuriyetinin bağımsızlığının 60’ıncı yılını bu vesileyle tebrik ediyorum. Bu sene aynı zamanda, diplomatik ilişkilerimizin kuruşunun 60’ıncı yılına tekabül ediyor. İki dost ülke olarak 500 yıl öncesine uzanan ortak bir maziyi paylaşıyoruz. İkili ilişkilerimizi yeni bir zemine taşıyan yüksek düzeyli iş birliğimizin kuruluşunu 2020 yılında Cezayir’e yaptığım ziyaret sırasında kararlaştırmıştık. İlk toplantımızı gerçekleştirmek, bugüne nasip oldu. İş birliğimizi daha da ileriye taşıma kararlılığımızı karşılıklı olarak bir kez daha teyit ettik” ifadelerini kullandı.

‘HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılında Cezayir’e yapılan ziyarette ticarette 5 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak şöyle konuştu:

“Ticaret hacmimizi salgın şartlarına rağmen bir önceki yıla oranla yüzde 35 artırarak 4,2 milyar dolar düzeyine ulaştırdık. Bugün, çıtayı yükseltip yeni bir hedef belirledik. O da 10 milyar dolar hedefine ulaşacağız. Afrika’nın dünyaya açılan kapılarından biri olan Cezayir’in üretimini çeşitlendirmeye özellikle birçok alanda siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, turistik tüm bu alanlarda Türkiye- Cezayir olarak geleceğe çok daha emin adımlarla yürüyeceğiz. Türkiye olarak her konuda Cezayirli kardeşlerimizin yanındayız. Ekonomik iş birliğimizin lokomotiflerinden biri olan yatırımcılarımız da bu süreci yakından takip ediyor. 1400’ü aşkın Türk firması, Cezayir’in ekonomisinin gücüne güç katıyor. Cezayir’i bir üretim üssü olarak gören ve yatırımlarını ülkenize yönlendiren firmalarımıza desteğinizin süreceğinden eminim. Özellikle de yarın İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanı’nın teşrifleriyle gerçekleşecek iş forumunun karşılıklı ticaretimizin ve yatırımlarımızın artırılmasına katkıda bulunacağı muhakkaktır. Yakın geçmişte ortak yatırımların başlamış olduğu enerji ve madencilik alanındaki çalışmalarımız, ülkelerimizin refahını artıracaktır. Görüşmelerimizde Afrika ve İslam dünyasındaki meseleleri de ele aldık. Cezayir, Afrika kıtasının yüz ölçümü itibariyle en büyük ülkesi olmasının yanı sıra Kıta’nın lider ülkelerinden biridir. Cezayirli kardeşlerimizin Kıta’nın kuzeyi ve Sahel Bölgesi başta olmak üzere Afrika’nın tamamında oynadığı rolü takdirle karşılıyoruz. Türkiye olarak biz de kazan kazan ve eşit ortaklık temelinde Afrika’daki tüm kardeşlerimizle iş birliğimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. Libya ve Somali, ülkemizin Kıta’nın ekonomik kalkınmasına, sosyal barış ve siyasal istikrarına verdiği önemi gösteren iki örnektir. Bu vesileyle Somali’deki seçimin sonuçlarının tüm Somali halkı için hayırlara vesile olmasını da temenni ediyorum. Afrika Kıtası’nda barış ve istikrarın temininde önemli rol oynayan iki ülke olarak savunma sanayii alanında iş birliğini güçlendirmekte kararlıyız. Türk yatırımlarının ağırlık kazandığı Oran kentinde açılacak başkonsolosluğumuz iki ülke arasındaki beşeri ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik gayretlerimize destek verecektir. Türkiye Maarif Vakfımız da Cezayir’de kuracağı okulla Cezayirli gençlere kaliteli eğitim imkanı sunacaktır. Kardeş Türkiye ve Cezayir halkları arasındaki güçlü bağların karşılıklı olarak açacağımız kültür merkezleriyle daha da kuvvetlendirilmesini hedefliyoruz. Madencilikten çevreye, eğitimden kültüre muhtelif alanlarda biraz önce imzaladığımız anlaşmalarla ilişkilerimizin ahdi zeminini tahkim ettik.”

TEBBUN: DAHA GÜÇLÜ KÖPRÜLER KURABİLİRİZ

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Türkiye ile diplomatik ilişkiler bağlamında gerçekleştirilen ziyaretten dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti. Tebbun, “İkili görüşme gerçekten kapsamlıydı. İki yıl önce Cezayir’de bir araya gelmiştik. Temellerini atmaya çalıştığımız siyasi ve ekonomik strateji bağlamında önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerimiz iki ülke halklarının faydasına olacaktır. Baktığımızda tüm alanlar tüm sektörler ilişkilerimizin geliştirilmesi ve bütüncül bir iş birliğinin tesisi için olanaklara sahiptir. Böylelikle bizler iş birliğimizi geliştirebiliriz. Daha güçlü köprüler kurabiliriz. Beklediğimiz dinamizmimizi tarihi ilişkilerimize katarak iki kardeş ülkeyi çok daha iyi noktalara ulaştırabiliriz. Görüşmelerimiz sırasında ortak meselelere de değinmiş olduk. Filistin halkına karşı işlenen suçlar ve ihlallerle ilgili ortak görüşümüzü beyan ettik. Bu konuda tam bir mutabakat halindeydik. Libya konusuna da değindik” dedi.

ERDOĞAN: SAVUNMA SANAYİİNDE ATACAĞIMIZ ADIMLAR ÖNEM ARZ EDİYOR

Gazetecilerin sorularını kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir ile daha farklı ne gibi adımların atılacağına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Savunma sanayinde atacağımız adımlar önem arz ediyor. Savunma Sanayii dar bir kalıp içerisinde ifade edilebilecek bir alan değil. Şu anda görüşme halinde olan firmalarımız var. Başta TUSAŞ olmak üzere. Onun dışında görüşme halinde olan özel sektör firmalarımız var. Tüm bunlarla beraber çok daha önemlisi denizde, karada birçok firmamızın Cezayir ile görüşmeleri devam ediyor. Bu görüşmelerle birlikte işin savunma sanayii bölümünü biz, askeri ilişkiler başlığı altında ele aldık. Bunun yanında siyasi noktada uluslararası bütün diplomatik ilişkilerimizde Türkiye- Cezayir ortak hareket etme konusunu ele aldık. Bakanlarımızın birbirleriyle yaptıkları anlaşmalar, Cumhurbaşkanlarının riyasetinde de bu toplantıları bu şekilde devam edeceğiz. Alanların ne gibi genişlediğini, bakanların ne gibi çalışmalar yaptığını değerlendireceğiz. Bugün üzerinde durduğumuz en önemli konulardan biri de tarım alanında, hayvancılık alanında ki tarım endüstrisi alanında tecrübelerimiz var. Cezayir yüzölçümü itibariyle 2 milyon 400 bin kilometrekarelik alana sahip. Bu kadar büyük bir alana sahipken su noktasında da sıkıntısı olmayan bir ülke konumunda. Bu konuda da müşterek dayanışma halinde bir çalışmanın içine girebileceğimizi konuştuk. Bu devletten devlete, özel sektörler arası bunları yapıp her iki ülkenin kazan kazan esasına göre gerekirse üçüncü ülkelere de buralardan ihracatlar yapılabileceği konularını ele aldık.”

‘TÜRKİYE’YE YAPTIRIM UYGULAYANLARIN NATO’YA GİRMELERİNE ‘EVET’ DEMEYİZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik sürecine ilişkin soru üzerine ise “Her iki ülke ile ilgili de çok açık net samimi bir şeyi söylemem lazım. Her iki ülkenin de terör örgütlerine karşı açık ve net bir tavrı söz konusu değil. Kaldı ki bu süreç içerisinde bu terör örgütlerine karşı kalkıp ‘biz karşıyız’ deseler bile ki tam aksine teslim etmeleri gereken bazı teröristlerle ilgili teslim etmeyeceklerine dair açıklamaları var. Teslim edeceklerini dahi söyleseler biz şuna inanıyoruz; ‘Bir delikten iki kez Müslüman sokulmaz.’ Daha önce Yunanistan NATO’dan çıkmıştı o dönemin yönetimi tekrar Yunanistan’ın NATO’ya girmesini sağladı. Milletime sesleniyorum. Peki NATO’nun en önde gelen ülkeleri Yunanistan’a her türlü desteği veriyor mu, veriyor. Yunanistan’da üsler kuruyorlar. Biz bunlara nasıl inanacağız? İsveç terör örgütlerinin zaten kuluçka merkezi. Parlamentolarında teröristleri getirip, orada bunları konuşturuyorlar. Özel davetler çıkarıyorlar. Hatta hatta PKK yanlısı teröristler var, parlamentolarında. Biz bunların neyine güveneceğiz. Pazartesi günü Türkiye’ye geleceklermiş, bizi ikna etmeye mi gelecekler? Kusura bakmasınlar, yorulmasınlar. Her şeyden önce Türkiye’ye yaptırım uygulayanların bu süreç içerisinde bir güvenlik örgütü olan NATO’ya girmelerine biz ‘evet’ demeyiz. Çünkü, NATO o zaman güvenlik örgütü olmaktan çıkar, teröristlerin orada temsilcilerinin yoğunlaştığı bir yer haline gelir. Buna ‘evet’ demek mümkün değil ve bir sokulduğumuz yerden bir daha sokulamayız” açıklamasında bulundu.

Bizi takip edin:

Google Play'den alın Google News Twitter
Continue Reading
Advertisement
Yorum yapmak için tıkla